Spondiloartrit, periferik eklemlerin yanında aksiyal iskelet eklemlerinde de iltihaba yol açan multisistemik bir hastalık gurubunu içerir. Spondiloartrit-seronegatifleri tanımlayan daha kesin ve betimleyici bir kelimedir. Bu kavramın içine; ankilozan spondilit, juvenil kronik artrit, psöriyatik artrit, reiter hastalığı, ülseratif kolit, crohn hastalığı, behçet hastalığı, whipple hastalığı, reaktif artrit, akut anterior üveit gibi hastalıklarda dahil edilmiştir. Bu hastalıkların HLA-B27 geniyle ilişkileri vardır. Fakat sadece buna bakılarak tanının koyulması mümkün değildir. Bazı hastalarda HLA-B27 geni negatif veya pozitif olabilir. Bu tam olarak tanının doğru olarak konulmasında bir kriter değildir. Ancak yapılan araştırmalarda ankilozan spondilit hastalarının %96’sında buna benzer genetik hücre işaretleyicilerinin bulunduğu gösterilmiştir. Günümüzde bu hastalığın oluşumu hakkında önemli araştırmalar yapılmaktadır. Hastalığın oluşumunda hem genetik hem de çevresel faktörlerin olması değişik kriterler altında incelenmesini gerektirmektedir.
Spondiloartritlerde romatoid faktör negatiftir. Cilt altında nodüller yoktur, fakat enflamatuvar periferik artrit vardır. Hastalığı bu başlık altında toplamamız için birçok neden vardır. Bu hastalıkların ortak özellikleri şunlardır;
- HLA-B27 ile olan ilişkisi,
- Romatoid faktörün negatifliği,
- Aoritit ve kalp blokları,
- Kronik enflamatuvar bağırsak hastalığıyla olan ilişkisi,
- Anterior oküler enflamasyon,
- Psöriasis ve diğer lezyonlarla ilişkisi,
- Üveit atakları,
- Enflamatuvar periferik artrit, entesit ve daktilit,
- Spondilitin varlığı,
- Genetik olan yatkınlık…
Daha tam olarak belirlenmemiş ortak olan özelliklerde bulunabilir. Hekimin koyduğu tanı ve kriterlerde birbiriyle aynı özellikler gösterebilecek farklı bulgularda olabilir. Bunun için daha fazla veriye ve bulguya ihtiyaç vardır. Araştırmalar bu yönde sürmektedir. Hastalık için ayrıcı ve ortak yönden aynı olan bulguların iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.
Spondloartritler, bünyesel hastalıklardır. Yavaş ve sinsi bir şekilde oluşurlar. Tedavi edilmedikleri sürece ilerleyici bir nitelikleri vardır. Bu yüzden erken teşhis ve tanı bu hastalıklar için çok önemlidir. Fakat bu hastalıkların insan üzerinde bilinci az olduğu için, genellikle tanı koymada gecikmeler olmaktadır. İyi bir romatolog ve fizyoterapistin gözlemin de bu hastaların durumu değerlendirilip, nasıl bir tedavi uygulanacağına doğru olarak karar verilmelidir. Hasta hastalığı hakkında bilinçlendirilmeli, gerekirse psikologlarında yardımını almalıdır. Bu yüzden sabır ve zahmet isteyen bir tedavisi vardır.
Bu maddede yazılanlar doktor uyarısı veya önerisi değildir. |