Azîz, Allah’ın isimlerinden (esmâ-i hüsnâ”) biri.
Azîz, “dengi ve benzeri bulunmayacak derecede değerli ve şerefli olmak, güçlü ve yenilmez olmak; güç, şiddet, üstünlük” mânalarına gelen izz veya izzet kökünden sıfat olup “değerli, şerefli, güçlü ve daima üstün gelen” demektir.
Azîz “dengi ve benzeri bulunmayan” manasıyla tenzîhî,”güçlü ve daima galip olan” manasıyla da zâtı sıfatlar grubuna girer. Nadiren “izzet ve kuvvet veren” (el-muiz) anlamında da kullanılır ki bu durumda fiilî sıfatlardan sayılır. “Zayıf ve güçsüz” mânasındaki zelilin karşıtı olan azîz, Allah’ın kudret ve kuvvetinin kadîm olduğunu ve yaratıklardaki gibi değişikliğe uğramadığını da ifade eder.
Azîz ile birlikte izzet de birçok âyet ve hadiste Allah Teâlâ’ya nisbet edilmiştir. Doksan kadar âyette geçen azîz daima esmâ-i hüsnâdan hakîm, kavî, muktedir, rahîm. gafur gibi başka bir isimle beraber kullanılmıştır. Azîz İle bu isimler arasında birbirini teyit etme ve dengeleme münasebeti vardır. Azîz ismi alfm, hamîd ve rahîm isimleriyle birlikte lafza-i celâl yerine doğrudan zât-ı ilâhiyyenin adı olarak da kullanılmıştır (bk. En’âm 6/96; İbrahim 14/1; Şuarâ 26/ 217). Bu husus ulûhiyyetin başlıca özelliklerinden birinin izzet olduğunu gösterir.
Diyanet İslam Ansiklopedisi