Binbaşı, Askerî hiyerarşide genellikle bin kişinin kumandanı olan subay.
Kelime ilk defa İslâm Öncesi Türk devletlerinden Tabgaç, Göktürk ve Uygur-lar’da kullanılmıştır. Fütûhu’ş-Şâm’ın Erzurumlu Darîr tarafından yapılan tercümesinde binbaşı, Yazıcızâde Ali’nin Târîh’i Âi-i Selçuk tercümesinde binbegi, Bâbür’ün hatıratında minbegi, Moğol göçebe feodalizminde binlik beyi veya binbaşı, Safevf ordusunda ise minbaşi şeklinde geçen bu tabir Osmanlı askerî teşkilâtında oldukça erken bir dönemde, Orhan Gazi zamanında onbaşı ve yüzbaşı ile birlikte zikredilir. Müsellem* ve akıncılarda bin kişilik birliklere binbaşı rütbesinde bir zabit kumanda etmekteydi.
Yeniçeri Ocağı’nın kuruluşundan sonra klasik dönem Osmanlı merkezî kuvvetlerinden kapıkulu ocaklarında ve eyalet kuvvetlerinde binbaşıya pek rastlanmaz. Ancak XVIII. yüzyıl sonlarında tekrar ortaya çıkan binbaşı, gerek.” Selim gerekse daha kalıcı bir şekilde II, Mah-mud zamanlarında düzenli ordu teşkili ile birlikte askerî hiyerarşide gerçek yerini almıştır. Bu dönemlerde Nizâm-ı Cedîd ortalarının ve Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye tertiplerinin kumandaları birer binbaşının, bu binbaşılar da bir baş-binbaşının emrine verilmiştir. Sultan Ab-dülaziz zamanında binbaşının aylığı 1500 akçeydi. Öteki bazı askerî terimler gibi Mehmed Ali Paşa’nın Mısır’da kurduğu düzenli orduda da kullanılan binbaşı tabiri, Cumhuriyet”ten İtibaren Türk ordusunda da yüzbaşı ile yarbay arasında bir rütbe olarak varlığını sürdürmektedir. Günümüzde binbaşı rütbesindeki bir subay genellikle tabur veya buna denk bir birliğin kumandanıdır.
DİA