Borazânî Ali Dede Mescidi ve Türbesi, Rodos’ta XVI. yüzyılda kurulmuş Gülşenî tekkesini meydana getiren mescid, türbe ve meşrutadan ibaret küçük bir külliye. ,
Kanûnî’nin 1522 Rodos seferinde borazancıbaşı olan Ali Dede, aynı zamanda Gülşeniyye’nin kurucusu İbrahim Gülşenî’nin halifelerinden Abdi Halife’nin dervişlerindendi. Rodos’un fethinden sonra padişahın izniyle buraya yerleşerek Halvetiyye’nin Gülşeniyye şubesine bağlı bir tekke açtı. Rodos’ta Kaleiçi’nde Omiriu sokağında küçük bir külliye halinde düzenlenmiş bulunan yapılar, avlu içindeki bir mescid, bir türbe ve bir meşrutadan meydana gelmektedir. Ali Dede ilk dergâhını, Diocletianus zamanında (284-307) Öldürüldüğüne inanılan Azize Kyriaki’ye ithaf edilmiş XIV. yüzyıla ait bir kilisenin yanında yer alan bir evde kurmuştu. Bu küçük kilise fetihten sonra bir minare eklenerek camiye çevrilince Ali Dede de tekkesini buraya nakletmiştir. Daha sonra halk buraya Alaca Tekke veya Borazani Ali Baba Mescidi demeye başlamış ve bu isim caminin adı haline gelmiştir. Kesme taştan yapılmış üzeri beşik tonozlu, tek kapılı ve alçak pencereli bina mahallî üslûbun tipik bir örneğidir. Sol taraftaki minareye yuvarlak kemerli bir kapı ile dışarıdan girilir. Bütün Rodos’taki benzerlerinde olduğu gibi klasik özellikte olan minare, kare bir temel kaideye oturan sekiz cepheli bir pabuç kısmı üzerinde yükselir. Üçgenli örgülerle esas silindirik gövdeye geçilen tek şerefeli ve kısa olan bu minarenin konik külahı da taştandır. Günümüzde alemi düşmüşse de minare nis-beten iyi bir durumdadır.
Mescidin kapısı üstünde mermerden çift sütun üzerine on satır halinde ta’lik hattıyla yazılmış tamir kitabesi bulunmaktadır. Feyzî mahlaslı bir şairin yazdığı kitabe metnine göre harap olan tekke, Cezâyir-i Bahr-i Sefîd Valisi Kayserili Ahmed Paşa tarafından kendi parasıyla 1287’de (1870-71) tamir ettirilmiştir.
Mescidin sol duvarına bitişik olan türbe tamamen müstakildir. Yapı malzemesi ve üslûbu minare ile hiçbir benzerlik göstermez. Küçük, kare planlı, üzeri ahşap çatılı ve biri yanda olmak üzere iki pencerelidir. Ahşap sandukanın etrafı demir bir şebeke ile çevrilidir. Türbenin giriş kapısı üzerinde dört satırlık mermer bir kitabe vardır. Yazı tarzı mescidinkiyle aynı özellikler taşıyan bu kitabenin metni şöyledir: “Tarikat-i Aliyye-i Gülşenî mürşidânından Boruzen Ali Baba Fâtih Sultan Süleyman Hazretleri’yle fî 20 Receb 928’de birlikte gelip fî 5 Saferü’l-hayr 929 tarihinde Rodos’un fethinde bulunup fetihten sonra Rodos’ta ihtiyâr-ı ikâmet eylemiş, irşad ile imrâr-ı vakt ederek irtihal etmiştir. Rahmetullâhi aleyh”.
Burada dikkati çeken önemli husus, kitabenin hangi tarihte konulduğunun belli olmayışıdır. Ancak her iki kitabe tipik XIX. yüzyıl eseri özellikleri göstermektedir. Bu da Ahmed Paşa’nın mescidi tamir ettirirken Borazânî Ali Dede’nın türbesini de yaptırdığını gösterir. Zira türbenin inşaat malzeme ve tekniği XIX. yüzyıl özelliğini taşımaktadır. Ayrıca Borazânî Ali Dede’nîn sandukasının baş ve ayak taşları da yoktur. Çevrede yapılan araştırmalarda XVI. yüzyıla ait bir mezar taşı veya kitabe parçası da bulunamamıştır. Büyük bir ihtimalle buradaki taşsız mezarın üzerine Ahmed Paşa bu türbeyi tamamen bir makam olarak inşa ettirmiştir. Omiriu sokağındaki dar girişten mescide kadar olan yer döşemesi tipik Rodos işi motiflidir.
Bu küçük külliyenin bugünkü durumu ise içler acısıdır. Türbenin çatısı çökmüş, sanduka da yer yer parçalanmıştır. Ardiye olarak kullanılan cami harimi de çok bakımsız ve arka bahçesi çöplük görünümündedir. Çökerek yok olmaya terkedildiği anlaşılan cami ve türbenin kurtarılması, Rodos’ta henüz ayakta duran bir fetih eserinin ihyası mânasını taşıdığından önemlidir.
Diyanet İslam Ansiklopedisi