Büğdüz/Büğdüzlüler Boyu Nedir, Tarihi, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Büğdüz, Oğuz boylarından biri.

Kâşgarlı Mahmud (XI. yüzyıl) Büğdüzler’i Oğuz boylan listesinde sekizinci sı­rada zikreder ve damgalarının şeklini ve­rir. Eserini Hindistan’da 1206 yıllarında yazmış olan Fahreddin Mübarek Şah’ın Türk kavimleri listesindeki Oğuz beyleri arasında Büğdüzler’in de adı geçmek­tedir. Reşîdüddin Fazlullah’ın (XIV. yüzyıl) Câmi’u’t-tevârih adlı eserindeki tam ve daha tafsilâtlı Oğuz boyları listesinde Büğdüzler’in kardeşleri, taşıdıkları adin mânası, onkunları (totem kuşları), ülüşleri (şölenlerde koyun etinden yiyecekleri kı­sım] ve damgalarının şekli bildirilmiştir. Buna göre Büğdüzler Oğuzlar’ın Üçok koluna mensup olup İğdir, Yıva ve Kınık boylanyla birlikte Oğuz Han’ın aitı oğ­lundan biri olan Deniz Han’dan gelmiş­lerdir. Büğdüz adının mânası “her­kese karşı alçak gönüllü olan, yardımcı (hizmet edici)” demektir. Onkunlan avcı kuşlardan çakır, ülüşleri koyunun “aşığ-Iu” denilen kısmıdır. Eserini XV. yüzyılın birinci yarısında yazmış olan Yazıcıoğlu Ali’nin Seîçuknâme’sindeki Oğuz boy­ları listesi de Câmi’u’t-tevârih’ten alın­mıştır.

Cami’u’t-tevârih’teki “Türklerin Ta­rihi ve Oğuz Han’ın Cihangirliğinin Hikâ­yesi” bölümünde de Büğdüzler’in adı ge­çer. Burada anlatıldığına göre son Oğuz yabgusu (meliki) Ali Han. Oğuz elinden ayrılarak suyun öte yanında oturan bir kısım Oğuzlar’a çok genç yaştaki oğlu Kılıcarslan’ı vali tayin etmiş ve ona Şah Melik unvanını vermiş, yaşlı ve tecrübeli beylerinden Kuzucu’yu da Şah Melik’in atabegliğine getirmiştir. Kuzucu Büğdüz boyundandı. Ancak Şah Melik atabeği Kuzucu’nun öğütlerini dinlemeyip ba­şında bulunduğu Oğuz topluluğuna zul­metmeye başladığını gören beyler onu öldürmeye karar verirler. Bunun üze­rine Şah Melik atabeği ile birlikte Yeni Kent’te oturan babası Ali Han’ın yanına kaçar, o da Atabeg Kuzucu’nun sözle­rini dinlemeyerek oğlunu zincire vurdu­rup zulme uğrayan beylere teslim et­mek ister. Bu bilgi Büğdüzler’in, Oğuz­lar’ın İslâmiyet’ten Önceki tarihlerinde rol oynamış boylardan biri olduğunu gös­termektedir.

Dede Korkut destanlarında Büğdüz­ler Emen Bey İle temsil edilirler. Fakat Emen Bey bu destanlarda büyük ihtimal­le bir yanlışlık eseri olarak Bozok beyle­ri arasında zikredilmiştir. Bununla bir­likte Büğdüz Emen’in kendi kolu olan Üçoklu beylerine küsüp oymağı ile Bozoklar’ının yanında oturmuş olması ve bundan dolayı Bozoklar’dan (Taş Oğuz -Dış Oğuz) sayılması mümkündür. Emen Bey’in lakabı “bıyığı kanlu”dur (öfkeli ve cesur). Fakat Büğdüz Emen için şeref ve­rici husus, onun Hz. Peygamber’i ziyaret ettiğinin söylenmesidir. Bununla ilgili olarak Büğdüz Emen öğülürken, “Varuban Peygamber’in yüzünü gören, gelü-ben Oğuz’da sahabesi olan” denilmekte­dir. Emen’in büyük beylerden Kazılık Koca oğlu Yigenek’in dayısı olduğu da bilinmektedir. Yine bu destanlarda Büğ­düz Emen’in Depe Göz adlı olağan üstü yaratıkla savaştığı, fakat başarılı olama­dığı da söylenir. Bütün bu bilgiler, Büğ­düzler’in XI-XI1. yüzyıllarda Seyhun boy­larının Karaçuk dağları kısmında yaşa­yan Oğuz-eli’nde önemli bir mevkiye sa­hip olduklarını ortaya koymaktadır.

XVI. yüzyılda Anadolu’da Büğdüzler’e ait yirmi iki yer adı tesbit edilebilmiştir. Buna göre Büğdüzier Oğuz boylarının yer adları sayısına göre düzenlenmiş cet­velinde on yedinci sırada bulunmakta­dır. Bu yer adları Anadolu’nun bir Türk ülkesi haline gelmesinde Büğdüzler’in önemli rol oynadıklarını göstermektedir. Bütün Büğdüz obaları erken bir zaman­da toprağa bağlanmışlardır. Bundan do­layı Hazar ötesi Türkmenleri arasında bu isimde hiçbir topluluk görülmediği gibi XVI. yüzyılda Anadolu’da sadece Su­riye’de Hama sancağında altmış beş ver­gi nüfuslu bir Büğdüz oymağı tesbit edil­miştir. XVI. yüzyılda yirmi iki olan yer adından ise günümüze ancak üçü gele­bilmiştir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski