Buselik, Türk mûsikisinde bir perde ve basit makamın adı.
Türkçe’ye Farsça’dan girmiş olan kelime pûselik şeklinde de kullanılmaktadır.
Buselik Perdesi. Portenin, sol anahtarına göre üçüncü çizgisi üzerine yazılan si notasının adıdır.
Buselik Makamı. Tarihi çok eskilere dayanır. Yerinde buselik beşlisine
a- Hüseynîde hicaz dörtlüsü
b- Hüseynîde kürdî dörtlüsü ilâvesiyle meydana gelen iki çeşit dizisi vardır. Donanımına herhangi bir arıza işareti yazılmaz. Makamın güçlüleri hüseynî ve çargâh perdeleri, durağı dügâh perdesidir. Çıkıcı seyreder. Batı mûsikisindeki la minör gamına çok yakındır.
Buselik dörtlüsü veya beşlisi, buselik makamının dışında birçok birleşik makamın yapısında da yer alır. Bunlardan acem-büselik, arazbar-buselik, bayatî-bûselik, bayatî-araban-buselik, büselik-aşiran, evç-bûselik, gerdâniye-büselik, hicaz-buselik, hicazkâr-buselik, hisarbuselik, mahur-buselik, muhayyer-buselik, nevâ-bûselik, sabâ-büselik, şehnaz-büselik, tâhir-bûseük kendi adını taşıyan birleşik makamlardır. Buselik ismi kullanılmayan, ancak bünyesinde, yerinde veya şed (transpoze) olarak buselik dörtlü veya beşlisi bulunduran nihâvend, sulta nîyegâh, ferahfeza vb. makamlar da vardır.
Buselik makamına örnek olarak Itri’nin, “Her gördüğü perîye gönül mübtelâ olur” mısraı ile başlayan hafîf usulün-deki bestesi, Sultan III. Selim’in, “Bir pür-cefâ hoş dilberdir” mısraı ile başlayan yürük aksak şarkısı ve İsmail Dede Efendi’nin din dışı sahadaki ilk bestesi olan ağır aksak semai usulündeki, “Zülfündedir benim baht-ı siyahım” mısraı ile başlayan şarkısı gösterilebilir.
Diyanet İslam Ansiklopedisi