Cemşîd ü Hurşîd, İran ve Türk edebiyatlarında çeşitli şairler tarafından mesnevi olarak işlenen klasik aşk hikâyesi.
Eserden esere bazı farklılıklar göstermekle beraber konunun ana çizgileriyle esası şudur: Çin hükümdarının oğlu Cemşîd rüyasında gördüğü kıza âşık olur. Bu kız Rum kayserinin kızı Hurşîd’dir. Aşk derdiyle günden güne eriyen Cemşîd babasını razı edemeyeceğini anlayınca dostu bezirgan Mihrâb ile birlikte sevdiğine kavuşmak için yollara düşer. Başından geçen binbir güçlük, cenkler ve mücadeleler sonunda sevdiğine kavuşan Cemşîd. Hurşîd’le evlenerek Çin’e döner ve daha sonra da babasının tahtına çıkar. Konunun anlatıldığı mesnevilerde, zamanlarının çok güzel canlandırılan spor oyunları ile zengin savaş sahneleri de yer almaktadır.
İlk “Cemşîd ü Hurşîd”, İranlı şair Sel-mân-ı Sâvecî (o. 778/1376) tarafından Celâyirli Hükümdarı Sultan I. Üveys’in isteği üzerine 763’te (1361) nazmedil-mistir. 2700 beyit civarında olan ve aruzun “mefâîlün / mefâflün / feûlün” kalıbı ile yazılan mesnevi, Firdevsi’nin Şehname’sinden, Nizâmrnin Hüsrev ü Şîrin’i ile Heft Peyk er “inden. Unsun’nin Vâmık u ‘Azrâ adlı eserinden, Emîr Hüsrev’in Şîrin ü Hüsrev’inden alınan çeşitli efsane ve hikâyelerle zenginleştirilmiştir. Eserin Nuruosmaniye, İstanbul Üniversitesi ve Süleymaniye kütüphanelerinde nüshaları vardır. Selmân-ı Sâvecî’nin Cemşîd ü Hûrşîd’ınm Reşîd-i Yâsemî tarafından Külliyyât-ı Hâce Cemâleddîn Selmân-ı Sâvecî içinde neşri yapılmıştır.
Türk edebiyatındaki İlk “Cemşîd ü Hurşîd” mesnevisi ise bilindiği kadarıyla Ahmedî (ö. 815/1412-13) tarafından yazılmıştır. Ahmedrnin, Sâvecî”nin mesnevi-sindeki gibi aruzun “mefâîlün / mefâîlün /feûlün” kalıbıyla kaleme alınan 4798 beyitlik eseri, bizzat şairi tarafından yapılan geniş ilâvelerle Selmân-ı Sâvecîl-ninkinin alelade bir tercümesi olmaktan çıkmış, teiif denebilecek bir zenginliğe yükselmiştir. Emîr Süleyman’ın isteğiyle yaşlılık çağında yazdığı Cemşîd ü Hurşîd”\ Ahmedî 806’da (1403) tamamlamış ve yer yer divanında bulunmayan çeşitli gazellerle de süslemiştir. Tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki İskendernâme nüshası içinde mevcut olan eser Nihad Sami Banarlı tarafından bulunarak ilim âlemine tanıtılmıştır. Daha sonra eser üzerinde Mehmet Akalın bir doktora çalışması hazırlamış ve gramer özellikleriyle birlikte metin kısmını neşretmiştir.
“Cemşîd ü Hurşîd” yazan diğer bir Türk şairi de Cem Sultan’dır (ö. 1495). 883 (1478) yılında daha yirmi yaşlarında iken meydana getirdiği eserini babası Fâtih Sultan Mehmed’e ithaf etmiştir. Cem Sultan eserine Âyât-ı Uşşak adını vermiş, Cemşîd ü Hurşîd isminin ise ona lakap olduğunu bildirmiştir. Bu eser de Ahmedfninki ile aynı vezinde nazmedilmiş olup yaklaşık 5300 beyit tutmaktadır. “İdüben tercüme Selmân sözünden / Velî zîba-ter ittük can sözünden” beytinde ifade ettiği üzere Selmân-ı Sâvecî’nin eserinin bir tercümesi olarak başladığı mesnevisini daha sonra hayli genişletmiş, gazeller ve kıtalarla süslemiştir. Selmân-ı Sâvecî’nin eserinin 2700 beyit civarında olduğu göz önüne alınırsa Cem Sultan’ınkinin sadece basit bir tercüme olmadığı anlaşılır. Bu mesnevinin biri eksik ve sayfalan karışık 124 varaklık, diğeri ise tam olmak üzere 188 varaklık iki nüshası bulunmaktadır. Bunlardan, varlığı önce Cahit Öztelli tarafından haber verilen ikinci nüsha Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Kütahya nüshası üzerinde Gülcan Mamaş bir lisans tezi, öbür nüsha ile ilgili olarak da Adnan İnce bir doktora tezi hazırlamıştır.
“Cemşîd ü Hurşîd” mesnevisi yazan şairlerden biri de II. Selim zamanında (1566-1574) yaşayan, hayatı hakkında kendi eserinde verdikleri dışında yeterli bilgi bulunmayan Ahdîdir. Eserin bilinen tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Son sayfasındaki kayıttan yazmanın müellif hattı olduğu anlaşılmaktadır. Abdî’nin II. Selim’e şehzadeliği sırasında takdim ettiği eser 5940 beyittir. Mesnevi, “Oldu tis’a mi’eyle sittü sittîn Bu bâğ-ı dil-keşe târîh-i rengîn” (vr. 145ü) ve ebced hesabıyla “pes tamâm kitâb” gibi tarih kayıtlarına göre 966’da (1558-59) telif edilmiştir. Bilinen Cemşîd ü Hurşîd mesnevileri içinde en hacimlisi Abdî’nin-kidir. Bu eser üzerinde Nazan Kuloğlu tarafından bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.
Bunların dışında Hubbî Ayşe Kadın’a (ö. 998/1589) nisbet edilen bir Cemşîd ü Hurşîd daha bulunmaktadır[266]. Kâtib Çelebi, tezkirelerin Amasyalı Hubbî Hatun’a nisbet ettikleri Cemşîd ü Hurşîd’in Ahmedî’ye ait olabileceğini kaydeder. Şeyhoğlu Mustafa’nın Hurşidnâme adıyla 789’da (1387) telif ettiği mesnevide Hurşîd yer almakla birlikte bunun konusu ötekilerden daha farklıdır.
Diyanet İslam Ansiklopedisi