Çerde, Osmanlılar zamanında Müslümanların güven içinde hacca gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla kurulan hafif süvari birliği.
İslâm devletleri için hacıların yol güvenliğinin sağlanması önemli bir mesele idi. Bu sebeple çeşitli tedbirlerin alındığı bilinmektedir. Osmanlılar’da hac farîzası-nın düzenli bir şekilde ifasından ve idaresinden emîrü’l-hac sorumlu idi. Ayrıca bunun İçin çerde askeri teşkil edilmiştir. Bunları çerde başbuğu idare ederdi.
Osmanlılar hacıları kafileler halinde sevketme, belirli yerlere kaleler inşa etme faaliyetlerinin yanı sıra güvenliği sağlamak için iki tedbir daha almışlardı. Birincisi önemli yerlere kabileler yerleştirmek, ikincisi Şam-Mekke arasında hacıların karşılanması ve korunması için bir ordu teşkil etmekti. Yerli halkın bazı vergi muafiyetleri karşılığında önemli yerlerin ve geçitlerin güvenliğini sağlamaları bir Osmanlı siyaseti idi. Hac kafilesi için Şam bölgesinde bu usul uygulanıyordu. Ancak bütün bu tedbirlere rağmen yerli kabileler hac kervanlarına sık sık saldırılar düzenliyorlardı. Bunu âdet haline getiren bazı kabile ve aşiretler vardı.
XVII. yüzyıla kadar çerde tabirine rastlanmamakta, bu görev muhtemelen başka bir yolla yürütülmekteydi. Çerde teşkilâtı başlangıçta Filistin bölgesinde Kudüs, Nablus ve Safed beyleri tarafından idare edilmiştir. XVIII. yüzyılda ise Trablusşam beylerbeyileri ve muhassıllan çerde başbuğu olarak bu görevi üstlenmişlerdir. Nitekim Trablusşam valisine gönderilen 1159 (1746) tarihli bir fermanda, hacıların karşılanması ve güvenliklerinin sağlanması gerektiği ve bu vazife öteden beri Trablusşam valilerine havale edildiğinden kendisine de bu görevin verildiği belirtilmekte, daha önce olduğu gibi 1500 nefer askerin kapı halkından ve diğer kaynaklardan sağlanması istenmektedir. Ancak yüzyılın ortalarında Trablusşam valilerinin çerde için gerekli malî kaynağı temin etmekteki ihmalleri sebebiyle başbuğluğun Halep valisine, daha sonra da Hama sancak beyi Azmzâde Esad Paşa’ya verildiği görülmektedir. Azmzâde ailesinden başka fertlerin de çerde başbuğluğuna tayin edildiği bilinmektedir. Meselâ 1784’te Azmzâde Abdullah Paşa Çerde başbuğu idi.
Çerde birliği esas itibariyle 1500 kadar savaşçıdan meydana geliyordu. Filistin bölgesinde timar sahiplerinin temin ettiği askerlerle çerde başbuğunun maiyeti bu rakamın dışında idi. D’Ohsson asker miktarını 15.000 olarak vermek-teyse de arşiv kaynaklan bu rakamı doğrulamamaktadır. Çerde birliği zilkade ve zilhicce aylarında Arabistan’da bulunurdu. Burada çerde askerinin defteri tutulur ve görevli kadı tarafından kontrol edilirdi.
Çerde birliklerinin XVIII. yüzyıl başlarında önce hacıları Ebyârülganem’de, sonraları ise daha güvenli olması sebebiyle Hediyye’de karşıladığı ve onlara yiyecek içecek yardımında bulunduğu bilinmektedir. Bütün bu tedbirlere rağmen yine de bedevilerin hacı kafilelerine yaptığı saldırılara dair arşiv kaynaklarında hayli bilgi bulunmaktadır.
Çerde teşkilâtının başlıca malî kaynağı, Filistin bölgesi ve Trablusşam eyaletinden toplanan vergilerle ihtiyaç halinde merkezden Hazîne-i Âmire veya Ha-zîne-i Enderun’dan gönderilen yardımdı. Toplanan miktarın fazla olması halinde artan kısım merkeze İade edilirdi. Merkezden gönderilen yardım hizmetin düzenli ve etkili bir şekilde ifası bakımından çok Önemli idi. Nitekim 1730’da Patrona İsyanı neticesinde İstanbul’da yaşanan karışıklık, ayrıca Trablusşam eyaletinde hüküm süren kıtlık sebebiyle malî kaynağın sağlanması konusunda değişik bir yola başvurulmuş ve mukâtaa sahiplerinden çerde için silâhlı 1000 kişi temin etmeleri istenmişti. Diğer taraftan 1758’de yeni Trablusşam valisi Abdurrahman Paşa çerde için gerekli malî kaynağı temin edemeyince Hazîne-i Âmire’den kendisine 150.000 kuruş yardım yapılmıştı. Ancak çerde başbuğunun malî kaynağın sağlanması ve güvenliğin temini konusundaki başarısızlıkları genellikle azledilmesine sebep olurdu.
Bu teşkilâtın ne zaman kaldırıldığı hakkında kesin bilgi bulunmamakta, ancak hac kafilelerinin güvenliğinin daha sonra düzenli ordularla sağlandığı bilinmektedir.
Diyanet İslam Ansiklopedisi