Çarşaf Nedir, Ne Demek, Kelime Anlamı, Tarihçesi, Hakkında Bilgi

Çarşaf. Tesettür amacıyla giyilen kadın sokak kıyafeti. Çarşaf kelimesi Farsça çâder-şebden (gece örtüsü) bozularak Türkçe’ye girmiş­tir; İslâm ülkelerinde kadınların teset­tür gereği ev dışında giydikleri üstlüğe denir. Genel kurallara uymak mecburi­yeti dolayısıyla Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan gayri müslim kadınlar da sokakta aynı geleneği uygulamışlardır.

İran ve Afganistan’da halen çâder, çuddar adıyla kullanılan çarşaf, menşe iti­bariyle yatak veya yorgan örtüsü olmasından dolayı bu adı almıştır. Nitekim ilk zamanlar tek parçadan yapıldığı ve bu­gün Anadolu’nun bazı bölgelerinde yan­lış olarak car, bürük ve bürgü adlarıyla anıldığı bilinmektedir. Çarşaf eskiden beri en çok İran ve Irakta kul­lanılmıştır ve bugün İran’da resmî dai­reler dahil kadınların ev dışında lâcivert veya siyah çarşaf giymeleri mecburidir. XVIII-XIX. yüzyıl seyyahları çarşafın Mı­sır kadınları arasında da çok yaygın olduğunu yazarlar. Çarşaf Türkiye’ye Tan­zimat döneminde hacca gidip gelenler tarafından Araplar veya muhtemelen İranlılardan alınmak suretiyle getirilmiş­tir. Önceleri pek tutulmayan, hatta bid’at olduğu ileri sürülen çarşaf, 1870’te çı­karılan bir emirname ile ince yasmak ve feracenin yasaklanmasından sonra yay­gınlaşmıştır. Daha sonra II. Abdülhamid, çarşaf altına gizlenen bazı erkeklerin çe­şitli suçlar işlemeleri ve saraya girmeye teşebbüs etmeleri üzerine 4 Ramazan 1309 tarihli bir emirna­me ile çarşaf giyilmesini yasaklamış, fa­kat bu yasağa ancak saraya girilirken uyulmuştur.

Çarşaf, başla birlikte vücudun üst kıs­mını örten pelerinle ayaklara kadar bel­den aşağısını örten eteklikten ibarettir. Buna üçüncü bir parça olarak peçe de takılabilir; fakat artık peçe İran da da­hil olmak üzere birçok ülkede terkedil­miştir. Çarşaf Türkiye’de çeşitli dönem­lerde değişik şekil ve renklerde kullanıl­mış ve biçimlerine göre uçkurlu, yan­dan yırtmaçlı, dolma, torba gibi adlar almıştır. Çarşaflar Önceleri el tezgâhla­rında dokunan yünlü ve pamuklu ku­maşlardan yapılırdı: daha sonra ipekli­leri, Avrupa kumaşlarından yapılanları ve hazır kutu içinde satılanları giyenin ekonomik durumuna göre kullanılagel-miştir. Bunlar genellikle siyah, lâcivert, mor, güvez, neftî renklerde olur, genç­ler mavi. turkuvaz, yeşim ve leylakî gibi daha göz alıcı renkleri tercih ederler­di. Şam’ın sırmalı ve yanar döner çizgili çarşafları meşhurdu. Genç kızlar ilk de­fa on iki on üç yaşlarında çarşaf giyme­ye başlar ve buna “çarşafa girmek” de­nirdi.

Çarşaf özellikle XX. yüzyılın ilk çeyre­ği içinde İstanbul’un yüksek sosyete ha­nımları tarafından peçesi kaldırılmak, eteği dize, pelerini bele kadar kısaltıl­mak suretiyle tesettür amacından uzak­laştırılmış, kıyafet devriminden sonra ise yerini genel olarak mantoya bırakmıştır.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski