Mûsikide Davul. Davul, tokmak ve ince bir çubukla vurularak çalınan, her iki yüzüne deri gerilmiş silindir şeklindeki bir tahta kasnaktan ibarettir. Genellikle tokmak tarafında kalın, çubuk tarafında daha incesi tercih edilmek üzere keçi veya dana derisi kullanılır. Bazı yerlerde, titreşimli değişik bir ses elde etmek için tokmak yüzüne deriye dokunacak şekilde bir ip gerilmektedir. Davul kasnağı için çam, köknar, ıhlamur, kavak ve daha çok da ceviz veya gürgen ağaçları kullanılır. Kasnağın üzerine, urganla çapraz olarak karşılıklı bağlanmış iki çember geçirilir ve urganlar belirli oranlarda gerilerek kenarları çemberle kasnak arasına sıkıştırılmış olan derilerin ses düzeni sağlanır. Kasnak ipleri genellikle ketenden yapılır; nadiren kayış veya örme kıl ip kullanıldığı da görülmektedir.
Kayışla sol omuza asılarak çalınan davulda kasnak sol baldıra yaslanmakta ve üst kısmından, parmaklarının arasında çubuk bulunan sol elin aya tümseğiyle desteklenerek sabitleştiriİlmektedir; tokmağı kullanan sağ el ise tamamen serbesttir. Yekpare ağaç olan tokmağın ucu 6 rakamı gibi kıvrılarak topuz yapar ve bu kısma güdük denir. Tokmak, güdüğü ağacın düğümlü ve yumrulu yerine gelecek şekilde daha çok yabani armuttan veya yabani gül ağacının kökünden yapılır. Anadolu’nun bazı bölgelerinde meçik, çöven ve zompak gibi adlarla da anılan tokmağın ortalama boyu 40 cm. kadardır ve vuruşlarına da çöven denir. Tokmağın yardımcısı ve tamamlayıcısı durumunda olan çubuk ise sol elin baş ve işaret parmaklarının ucu ile davula dayanmış şekilde tutulur ve diğer parmakların yardımıyla vurularak tokmağın karşısında ritmin devamını sağlar. Genellikle çıbık, bazı yörelerde çildirgi, çılbır, çırpı veya zıpçtk denilen çubuk, esneklik de göz önüne alınarak ardıç veya kızılcık gibi sert ağaçların dallarından kesilir ve uzunluğu tokmağınkin-den 1 -2 cm. kadar kısa olur.
Kasnak ve çap olarak iki ölçüsü bulunan davulun boyutları geçmişten günümüze bazı değişikliklere uğramıştır. 1526, 1650, 1711, 1732. 1821 yıllarındaki mehterhaneler ve çeşitli minyatürler incelendiğinde davulun kasnak genişliğinin çapından daha fazla olduğu anlaşılmakta, XIX. yüzyıldan itibaren ise kasnağın daraldığı, çapın genişlediği görülmektedir. Bugünkü ortalama ölçüler çap için 50, kasnak genişliği İçin 30 cm. civarındadır. Güney Anadolu’daki Türkmen oymakları arasında biri büyük, diğeri küçük olmak üzere iki çeşit davul kullanılır ve bunlardan büyük olanına kaba davul, küçüğüne de cura davul veya davulbaz adları verilir. Kars bölgesinde ise normal davuldan daha küçük bir davul türü bulunmakta ve yere yatık olarak konulup elle çalınmaktadır; bu durumda çalınan davul konuşur gibi okuyuşlarda (resitatif) hafif bir sesle nüansları yürütür.
Mahmud Ragıp Kösemihal, Asya Şamanlığı’nda şaman davulunun bir adının da bar olduğunu söylemektedir. Buna göre bazı Doğu Anadolu illerinde davul-zurna eşliğinde oynanan halay çeşitlerinin genel adı olan barın ve ayrıca Erzurum’daki davulcunun hem çalıp hem oynadığı davul barında geçen bar kelimesinin aslında davul anlamını taşıdığı anlaşılmaktadır. Öte yandan davulcunun halay halkası ortasında davulunu döve döve ve aynen bir şaman gibi tek başına oynaması Anadolu’da çok rağbet görmüş bir gelenektir; bu geleneğin de önce Asya’dan çıktığı ve Selçuklular’a kadar uzandığı rivayet edilir. Yine Kösemihal, İspanyol seyyahı Klavio’nun XV. yüzyıl başlarında bir Erzurum köyünün meydanında davullarını döverek dolaşan tekke dervişlerini gördüğünü nakleder.
Eski ramazanlarda halkı sahura kaldıran davulcular ve dinî bayramlarda davul çalarak dolaşan mahalle bekçileri çeşitli mâniler okurlardı. “Ramazan (bayram veya davulcu) mânileri” adı verilen bu mânilerde ara ritim vuruşu, yani kup-leler arası vuruş 2 + 2 + 3 olmak üzere yedi veya dokuz derbelidir.
Davul başta Ömer Hayyâm, Şeyh Sa’dî, Nâbî ve Nedîm olmak üzere birçok şaire, bazı musikişinaslara ve ressamlara konu olmuştur. Türk mûsikisi bestekârlarından Ali Rifat Çağatay’ın “Davul Havası” adlı eseriyle XVI. yüzyıl İtalyan ressamlarından Vittore Capaccianın halen Venedik Akademisi’nde bulunan Tam-bure di Turco” adlı ünlü tablosu bunlar arasında sayılabilir.
Diyanet İslam Ansiklopedisi