Devr-i Kebir Usülü, Muzaaf Devr-i Kebir Nedir, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Devr-i Kebîr. Türk mûsikisi usullerinden.

“Büyük devir / usul” anlamına gelen bu tabir 28 zamanlı bir büyük usulün adıdır. Bir yürük semai, iki sofyan ve yi­ne bir yürük semai, iki sofyanın bir ara­ya gelmesinden meydana gelmiş olup (6 + 4 + 4 + 6 + 4 + 4 = 28) 28/8’lik bi­rinci ve 28/4’lük ikinci mertebeleri kul­lanılmıştır. Bunlardan yaygın şekilde kul­lanılan ikinci mertebeye karşılık bilhas­sa Mevlevi âyinlerinin üçüncü selâmları­nın ölçüldüğü birinci mertebeye bunun dışında çok az rastlanır.

XV. yüzyıldan bu yana pek çok eserin ölçüldüğü devr-i kebîr usulünün ikinci mertebesi, zaman içinde ilk şeklindeki ba­zı vuruşlarının velvelelendirilmesi (küçük vuruş parçalarına ayrılması) suretiyle velvelelendirilmiş şekli icra edilmektedir. Bu değişiklik sebebiyle usulün yapısı 6 + 4 + 4 + 6 + 4 + 4 yerine 6 + 4 + 6 + 4 + 4 + 4 tarzına dönüşmüş kabu! edilebilir. Usul mertebelerinin şematik olarak gös­terildiği aşağıdaki şekilde usulün eski yapısı çizimin altında belirtilmiştir.

Ahenkli ritmik bir yapıya sahip olan bu usul, özellikle peşrevler başta olmak üzere kâr, beste, Mevlevî âyinlerinin üçün­cü selâmlan, tevşîh ve bazı ilâhilerde kul­lanılmıştır. Ancak usulün bestelerde Kul­lanılışı ayrı özellik gösterir. Devr-i kebîr usulüyle daha çok “ikinci beste”ler öl­çülmüştür. Bunlarda bir mısra iki usul­den meydana gelir; mısraı takip eden terennüm kısmı da bir veya iki usulden teşekkül eder. İki usulden oluşan terennümlerin birinci usulünde îkaî (ritmik/ usulî) terennüm, ikincisinde mısraın so­nundan alınmış bir bölüm yer alır. Te­rennümün bir usul tuttuğu bestelerde ise sadece lafzı terennüm bulunur. Bu­na göre devr-i kebîr usulüyle ölçülmüş bestelerde her hâne bir usullü teren­nümlerde üç usul, iki usullü terennüm­lerde de dört usulden meydana gelir.

Muzaaf Devr-i Kebîr. Eski nazariyat ki­taplarında devr-i kebîr usulü 14 zaman­lı olarak gösterilmiş ve 14/2 ile 14/4′-lük iki mertebesinin olduğu belirtilmiş­tir. Bunlardan 14/2’lik mertebenin gü­nümüzdeki 28/4’lüğe. 14/4’lük merte­benin de 28/8’lik mertebeye karşılık ol­duğu görülmektedir.

Mevlevf mukabelesinin başında âyîn-i şerif okunmaya başlanmadan önce, “devr-i veledî” adı verilen ve semâzen-lerin Mevlevihane’yi üç defa dolaşmalarından meydana gelen yürüyüş esnasın­da mutrip heyeti tarafından o gün oku­nacak âyinin makamında çalınmakta olan peşrev, yürüyüş ritmine en uygun olan devr-i kebîr usulünde olurdu. Ancak ku­dümlerin vurduğu bu usulün velvelesi, âyîn-i şerifin üçüncü selâmında vurulan devr-i kebîrin velvelesinden farklıdır. Peş­rev icrası sırasında kudümler birinci 14/ 2’lik için ayrı, ikinci 14/2’lik İçin ayrı ol­mak üzere değişik iki velvele vururlar­dı; ikinci 14/2’lik usulün velvelesi de “tek” darbı ile başlardı. Böylece âdeta iki usul birleşip tek bir usul halini alır, 14 zamanlı olması gereken usul ikiye katlanarak 28, günümüz nazarî anlayı­şına göre ise tekrar İkiye katlanarak 56 zamanlı bir usul haline gelmiş olurdu. Bu şekilde iki 14/2’lik. aslında 28/4′-lük. fakat velveleleri farklı olan devr-i kebîr usulüne “muzaaf devr-i kebîr” adı verilmiştir. Ancak buradaki ikiye kat­lanmanın tamamen usulün velvelesiyle ilgili bulunduğunu, usulün aslı için söz konusu olmadığını da belirtmek gerekir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski