Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Nedir, Üye Ülkeleri, Ne Zaman Kuruldu

Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı. Türkiye, İran ve Pakistan arasında 1985’te kurulan bölgesel nitelikte teşkilât.

Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı, İran İslâm devriminden sonra işlerliğini kay­beden Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği Teşkilâtfnın (RCD) yerini almak üzere 1985’te İran, Türkiye ve Pakistan ara­sında imzalanan bir protokolle kurulmuş, 199Z’de Kazakistan, Türkmenistan, Kır­gızistan, Azerbaycan. Özbekistan, Taci­kistan ve Afganistan’ın katılmasıyla ge­nişletilmiştir.

Şahlık rejiminin sonuna rastlayan 12 Mart 1977 tarihli İzmir Antlaşması’na rağmen 1979’dan itibaren Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği Teşkilâtı’nın faaliyetle­rinin askıya alınmasıyla Türkiye, İran ve Pakistan arasındaki ilişkilere yeni bir şe­kil verme ihtiyacı ortaya çıkmış, bunun üzerine üye ülkelerin Dışişleri bakanlık­ları müsteşarlarından oluşan yüksek kon­seyin 27-29 Ocak 1985 tarihinde Tahran’da yapılan toplantısında bu kuruluşun adı Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı’na çevrilerek hedefleri aynı, fakat yapısı iti­bariyle eskisinden farklı yeni bir teşki­lât kurulmuştur. Kapsamlı bir antlaşma sayılabilecek olan İzmir Antlaşması, bir serbest mübadele birliğinin kurulması­nı ve üye ülkeler arasındaki ticaretin bü­tün engellerden arındırılmasını amaç edinmiş, yapılacak İşleri de sıralamıştı. Ancak İran’daki siyasî gelişmeler ilişki­leri bütünüyle dondurup yeni bir dönem açtığı için bunlardan hiçbiri uygulama alanına konulamadı ve Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği Teşkilâfnın yapısında yeni düzenlemelere gitme ihtiyacı du­yuldu. Başlangıçta, teşkilâtın kuruluşu­nu sağlayan 1985 tarihli protokolün üye ülkelerce onaylanması konusunda anlaş­mazlık çıkması ve buna bağlı olarak ön­görülen faaliyetlerin pek çoğunun ger­çekleştirilememesi üzerine bir durakla­ma dönemine girilmiş, ancak yüksek konseyin Haziran 1990’da İslâmâbâd’-da bakanlıklar düzeyinde yaptığı top­lantıda İzmir Antlaşması’nı yeniden tâ­dil eden bir protokolü imzalaması ve bu­nun üye ülkelerce onaylanmasıyla kuru­luş gerekli hukukî zemine ve uygun bir yapıya kavuşturulmuştur.

Haziran 1990 protokolüne göre teşki­lâtın başlıca organları şunlardır:

1- Ge­nel Sekreterlik. İran’ın başşehri Tahran’-da bulunan genel sekreterlik dâimi bir organ olup üye ülkelerden gönderilen memurlardan oluşur. Teşkilât genel sek­reterliği, rotasyon esasına göre dört yıl­lık süre için tayin edilen bir genel sek­reter tarafından yönetilir; üye ülkeler arasında haberleşme ve koordinasyonu sağlamak, toplantılarla ilgili gerekli bel­geleri hazırlamak ve alınan kararların uygulanmasını takip etmek gibi görev­leri bulunmaktadır.

2- Bakanlar Konse­yi. Teşkilâtın en yüksek karar organıdır. Dışişleri bakanlarının veya ilgili bakan­ların katılımıyla yılda en az bir defa top­lanır; toplantılara üye ülkeler rotasyon usulüyle ev sahipliği yaparlar.

3- Temsil­ciler Konseyi. Büyükelçiler düzeyindeki görevlilerden oluşan bu konsey bakan­lar konseyinin aldığı kararlan uygulama alanına koyar ve karşılaşılan güçlükle­rin aşılması için politika oluşturur. Teş­kilâtın bütçesini de hazırlayan temsilci­ler konseyi ihtiyaç duyulduğunda topla­nır.

4- Bölgesel Planlama Konseyi. Dye ülkelerin planlama müsteşarlarından ve­ya bu görevi yürüten diğer teknokrat­lardan oluşan bu organ, teşkilâtın amaç­larının gerçekleşmesi için faaliyet prog­ramlan geliştirir; teknik komitelerin top­lantı raporlarını ve faaliyet programları­nı inceleyerek görüş ve önerileriyle bir­likte bakanlar konseyine sunar. Bu or­ganların yanı sıra teşkilâtın bünyesinde sekiz ayn teknik komite oluşturulmuş­tur. Bunlar Ekonomik ve Ticarî İşbirliği. Ulaştırma ve Haberleşme, Sınaî ve Tek­nik İşbirliği, Tarımsal İşbirliği, Eğitim, Bilim ve Kültür İşbirliği, Enerji Alanında İşbirliği, Altyapı ve Bayındırlık Alanında İşbirliği ve Uyuşturucu Kullanımının De­netiminde İşbirliği komiteleridir.

Sovyetler Birliğinin dağılması teşki­lâtın genişlemesine sebep olmuştur, ön­ce bağımsızlığına kavuşan yeni Orta As­ya cumhuriyetleriyle ilişki kurulması yo­luna gidilmiş, daha sonra bu ilişkilerin arzu edilen düzeye çıkması için söz ko­nusu ülkelerin teşkilât bünyesine kabul edilmelerinin daha uygun olacağı düşü­nülerek 1991 Mayısında Tahranda ya­pılan toplantıda üye alınmalarına karar verilmiş ve bu karar 1 -2 Aralık 1992 ta­rihinde İslâmâbâd’da yapılan toplantı­da uygulanmıştır. Böylece Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Özbekistan, Tacikistan ve Afganistan’ın kabul edilmesiyle teşkilât 300 milyon­luk nüfusa sahip on ülkenin üye olduğu büyük bir kuruluş haline gelmiştir.

Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı, bugünün dünyasında oldukça yaygın görülen ikti­sadî bütünleşme hareketlerinden biri­dir. Bu teşkilâtla, üye ülkeler arasında ticaretin arttırılması ve alt yapının piya­saların bütünleşmesini sağlayacak şe­kilde yeniden kurulup iyileştirilmesi için kara, hava ve deniz taşımacılığı, sigor­ta sistemi ve bankacılık hizmetleri gi­bi alanlarda faaliyetlere ağırlık vererek bölgenin etkin bir piyasa yapısına ka­vuşturulması amaçlanmaktadır. Ancak Orta Asya cumhuriyetlerinin, Sovyetler Birliği’nin yerine kurulan Bağımsız Dev­letler Topluluğu’ndan kopamamaları pa­zarın geliştirilmesini engellemektedir. Aslında kalkınma amaçlı birleşmelerde bulunması gereken özellikler Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı üyelerinde de mevcuttur ve birbirlerinden faydalanabilecek­leri zengin kaynaklara ve imkânlara sa­hip olan bu ülkelerin gelişen şartların ortaya koyacağı etkin bir pazara kavuş­maları uzak bir hedef değildir. Pazar ekonomisinin gelişmemiş olması ve ser­best döviz kıtlığı, özellikle yeni üyelerle ticaretin trampa ve karşı ticaret teknik­leriyle yürütülebileceğini gündeme getirmektedir.

Bölge ülkelerinin şu anda karşı karşı­ya bulundukları meselelerin büyük bö­lümü siyasî niteliklidir. Bunlardan biri Rusya. Beyaz Rusya ve Ukrayna arasın­da kurulan Slav Birliği’nin Ekonomik İş­birliği Teşkilâtı üyelerini ekonomik açı­dan önce siyasî açıdan tehdit etmesidir; çünkü her iki teşkilâtın gelişmesi birbi­rinin aleyhinedir. Slav Birliği’ne üye ül­kelerin başbakanları Temmuz 1993’te Moskova’da yaptıkları toplantıda, eski­den Sovyetler Birliğine bağlı olan teşki­lât üyesi cumhuriyetlere bu konuda bir seçim yapmak zorunda olduklarını açık­ça ifadeden çekinmemişlerdir. Buna rağ­men aynı günlerde İstanbul’da yapılan Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı zirve toplan­tısında teşkilâtın bölgesel bir entegras­yon hareketine dönüştürülmesi, alt ya­pının iyileştirilmesi ve bunun için özel sektör faaliyetlerinin artmasını sağlaya­cak pazar şartlarının geliştirilmesi, mal. hizmet ve sermaye dolaşımının temini, enerji kaynaklarının daha verimli kulla­nılması, turizm hareketlerinin gelişti­rilmesi, İstanbul’da bir ticaret bankası, İran’da bir gemicilik şirketiyle bir hava yolu şirketi ve Pakistan’da da bir sigortacılık şirketi kurulmasına karar veril­miştir. Ancak bölge­deki siyasî istikrarsızlık ve çalkantılar bu hedeflerin gerçekleştirilme hızını ya­vaşlatmaktadır.

Türkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski