Eyüp Mezarlığı. İstanbul Eyüp’te bulunan Türk-İslâm dünyasının en önemli mezarlıklarından biri.
Rumeli yakasında ve Halic’in kuzeyinde Eyüp sırtlarına yayılmış durumdadır. Alan itibariyle dünyanın en büyük mezarlıklarından biri olup İstanbul’un fethi sırasında ashaptan Ebû Eyyûb el-Ensâ-rî’nin Akşemseddin tarafından keşfedilen kabri etrafında teşekkül etmiştir. Kabrin bulunduğu yer Bizans devrinde koruluk bir mesire sahası iken Fâtih Sultan Mehmed’in yaptırdığı külliye dolayısıyla devlet adamlarının ve özellikle din âlimlerinin türbe civarına gömülmek istemeleri sonucu büyük bir kabristan haline gelmiştir; halk arasında buraya gömülme arzusu bugün de devam etmektedir. Mezarlık, Eyüp Sultan Camii çevresinde yer alan Camiikebir hazîresi ile Kırkmerdiven, İmaret ve Gümüşsüyü gibi kısımlardan meydana gelir; bunlara sonraları Bahariye Mezarlığı da dahil edilmiştir. Günümüzde Camiikebir hazîresiyle İmaret Mezarlığı’na bakanlar kurulu kararıyla, diğer kısımlara ise belediyenin izniyle defin yapılabilmektedir. Halen defin yapılması sebebiyle özellikle Gümüşsüyü, Kırkmerdiven ve Bahariye kesimlerinde tarihî mezarlar büyük ölçüde tahrip edilmektedir.
Camiikebir hazîresi devlet ricalinden Dârüssaâde Ağası Hacı Beşir Ağa. Vezir Küçük Said Paşa. Vezir Ayaş Paşa. Vezir Semiz Ali Paşa, Kıbrıs fâtihi Lala Mustafa Paşa, Bulak Mustafa Paşa gibi birçok ünlü kişinin açık ve kapalı türbe halindeki mezarlarını İhtiva eder. Daha sonraları bunların yanına Gazi Edhem Paşa ve şaire Fıtnat Hanım gibi şahıslar da defnedilmiş ve kabirleri türbeleştirilmiştir. Camiikebir hazîresine ilk gömülenlerden Mustafa Çelebi ile (ö. 898/ 1492) türbe içinde yüksek sandukası bulunan Nişancı Ahmed Ağa’nın Fâtih Sultan Meh-med devri rûmîleriyle süslü mezartaş-ları dikkat çekici örneklerdendir. Fâtih devrinde Camiikebir hazîresi dışında kalanların çoğunluğu Gümüşsuyu’na ve Karyağdı Tekkesi’ne çıkan bayırda Kırkmerdiven adı verilen kısma gömülmüştür. Fâtih devrinden sonra da Hz. Peygamber’in sancaktarının türbesi civarına gömülebilmek arzusuyla buraya yapılan definler çoğalmış ve XVIII. yüzyılda Eyüp Sultan Camii’nin etrafı, Camiikebir hazîresi merkez olmak üzere vezir türbelerinin yanı sıra bunların hazîrele-ri, kütüphane, dârülhadis, sıbyan mektebi gibi çeşitli vakıf müesseseleri ve dergâh hazîreleriyle dolmuştur. Bu nazirelerin en önemlilerinin adları şöyle sıralanabilir-. Sokullu Mehmed Paşa (B6 kabir), Ferhad Paşa (türbe dahil elli dört kabir), Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi (seksen sekiz kabir), Mîrimîran Mehmed Paşa (109 kabir), Pertev Mehmed Paşa (türbe dahilinde altı kabir], Kaptan Hasan Hüsnü Paşa [türbe dahilinde on iki kabir). Devlet ricali dışında meşhur astronomi bilgini Ali Kuşçu, Fâtih’in sakası Mustafa Ağa, Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin ilk türbedarı Yûsuf Baba gibi kişilerle son devirde Reîsülhattâtîn Muhsinzâde Abdullah Hamdi ve Reîsülküttâb Çelebi Mustafa Reşid Efendi gibi ünlüler Camiikebir hazîresine defnedilmiştir.
Gümüşsüyü Mezarlığı dahilinde on üç adet aile sofası. Kâşgarî tekke ve hazîresi. İdrisköşkü mevkiinde Çolak Şeyh Hasan Efendi Tekkesi ile Karyağdı Bektaşî tekke ve hazîresi yer alır. Bir tepenin iki yamacı halindeki Gümüşsüyü Me-zarlığı’nın İdrisköşkü mevkiinde, yüksek dikdörtgen prizma şeklindeki yazısız taşlarla belirlenmiş olan ve Cellâtlar Mezarlığı denilen cellâtların gömüldüğü kısım günümüzde gecekondular tarafından yok edilmiş durumdadır. Gümüşsüyü Me-zarlığı’nın Halic’e bakan yamacında zirve noktasındaki Pİerre Loti’ye izafe edilen kahvenin önünden Haliç sahiline kadar olan alandaki mezar taşları da erozyon sonucu toprak altında kalmıştır. XVI. yüzyıl definlerinin yoğun olduğu bu kısım Kâşgarî Tekkesi hizasından aşağıya doğru yeni definlerle doludur. Diğer bayır ise Bülbülderesi semtine bakar. Eyüp Mezarlığı’nın sivil halk mezarlarını içeren Gümüşsüyü Mezarlığı dahilinde Küçük Hüseyin Efendi ve Mareşal Fevzi Çakmak ile Şeyh Mehmed Emin Efendi’nin açık türbelerinin bulunduğu bölge “Nak-şî Tarlası” adıyla tanınır. Tepelikte zirve noktası olan bu kısım İdrisköşkü’ne doğru Kâşgarî Tekkesi’nin hazîresiyle birleşir. Burada İdrîs-i Bitlisfnin, Ahmed Bîcan Paşa’nın ve Kâşgarlı Şeyh Abdullah Efendi’nin türbeleri bulunur. Kâşgarî Tekkesi’nin mezarlık yolu ağzında bestekâr Zekâi Dede’nin aile sofası ve bayır aşağısı kenarında da meşhur ta’lik hattatı Bahir Efendi’nin kabri vardır. Yine Gümüşsüyü Mezarlığı’nda Ahmed Hâ-şim, cihan pehlivanı Kara Ahmed, Ahmet Davudoğlu, Hacı Osman Akfırat. Necip Fazıl Kısakürek. Reîsülhattâtîn Kâmil Akdik, huzur hocalarından Kalecikli Zühdü Efendi, Sadettin Heper, Neyzen Lutfi Turanbek gibi yakın dönem ünlülerinin mezarları bulunmaktadır.
Eyüp Mezarlığı’nın dikkat çeken son noktası, Sultan Mehmed Reşad’ın Haliç kıyısındaki türbesi ve hazîresidir. Osmanlı padişah türbelerinin sonuncusu olan bu türbenin hazîreslnde Sultan Reşad’ın şehzadeleriyle sultanlar gömülüdür. Hazîreye son olarak Sultan Mehmed Reşad’ın torunu Ömer Fevzi Osmanoğlu defnedilmiştir (1986).
Eyüp Mezarlığı hat sanatı ve mezarlık mimarisi yönünden fevkalâde önemlidir. Barok üslûbun ağırlığını hissettirdiği İmaret hazîresi hariç diğer mezarlık bölgelerinin tamamı Osmanlı klasik mezar taşı çeşitlerinin bütün örneklerini bünyesinde barındırmaktadır. Mezarlık tesis olarak vakıf ise de günümüzde Camiikebir hazîresi ve İmaret Mezarlığı dışında kalan kısımları tamamen belediyenin mülkü durumundadır. Dolayısıyla dinî hizmetler yönünden mezar kazıcılarından başka görevliler (âbkeş, duahan, hafız gibi) bulunmamaktadır. Bu sebeple de yaklaşık 12.000 civarındaki tarihî taş sayısı her gün biraz daha azalmaktadır.
TDV İslam Ansiklopedisi