Fîruz Ağa Mescidi. İstanbul Beyoğlu’nda bulunduğu semte adını veren bir mescid.
Fîruz Ağa Mescidi (Camii) Beyoğlu ilçesinde, Sıraselviler caddesiyle Defterdar Yokuşu’nun birleştiği yerde aynı adla anılan küçük meydanın bir köşesindedir. Yapım tarihi ve banisi hakkında bilgi yoktur. Sultanahmet’te ve Bozdoğan Kemeri yanındaki aynı adı taşıyan cami ve mes-cidle bir ilgisi bulunmamaktadır. Ayvansarâyî Hadîkatü’l-cevâmi’de bu mescid hakkında, “Banisi saray ağası FTruz Ağa’dır. merkadi bilinmiyor, minberini hayır sahiplerinden Emine Hatun koymuştur” demektedir. Ancak elde ettiği Hadîkatü’I- cevdmi’in eski bir yazma nüshasını özetleyerek Almanca’ya çeviren J. von Hammer (eser daha sonra ). Hellert tarafından Fransızca’ya çevrilmiştir] burada basılı nüshada olmayan şu bilgiyi nakleder: “Kurucusu Sipahioğlu Mehmed Ağa’nın oğlu 1040’ta (1630-31) ölmüştür”.
17 Cemâziyelâhir 1238’de(1 Mart 1823) çıkan büyük Cihangir yangınında Firuz Ağa Mescidi ve çevresi de harap olmuş, ancak bu felâketten az sonra kitabesine göre 1239’da (1823-24) II. Mahmud tarafından bütünüyle yeni bir biçimde inşa ettirilmiştir.
Bugünkü bina “Tanzimat üslûbu” denilen mimari karakterdedir. Dikkate değer bir özelliğe sahip bulunmayan mescid, altında dükkânlar yer alan ve iki tarafından merdivenlerle çıkılan fevkani bir yapıdır. İki yolun birleştiği yerde ve meydana bakan köşe pahlı olarak yapılmış, buradan, üstünde kitabe olan kapıdan bir iç merdivenle son cemaat yerine bağlantı sağlanmıştır. İkinci merdiven ise dışta, minarenin bulunduğu tarafta yan cepheye bitişiktir.
Dikdörtgen planlı olan harim iki yanlarda üçer tane olmak üzere ahşap payelerle üç sahna ayrılmıştır. Mihrap ise yarım yuvarlak bir çıkıntı halindedir. Yuvarlak kemerli uzun pencerelerle aydınlanan mescidin üstü kiremit örtülüdür. Firuz Ağa Mescidi’nin bugünkü görünümü onun önceki halinden iz taşımadığı gibi bir sanat değerine de işaret etmez.
TDV İslâm Ansiklopedisi