Florina Neresi, Nerede, Tarihi, Hakkında Bilgi

Florina. Yunanistan’ın Makedonya kesiminde bir kasaba.

Deniz seviyesinden 660 m. yükseklik­te Manastır’ın (Bitola) 30 km. güneyin­de, Vardar nehrine kavuşan Karasu ça­yının Nerçoka (Peristeri) dağlarından geç­tiği yerdeki dar geçide yakın bir alanda kurulmuştur. Pelagonia ovasından Arnavutluk’a doğru giden önemli bir yolu kontrol altında tutacak bir konuma sa­hiptir. Florina adının “yeşil” anlamına gelen Yunanca chloron kelimesinden türetildiği söylenmekte ve bu kelime Ku­zey Yunanistan’ın bazı bölgelerinde Floron şeklinde telaffuz edilmektedir. Os­manlılar şehrin etrafındaki düzlüğe, böl­genin bol ve koyu yeşil bitki örtüsüne işaret etmek üzere Floran’ın karşılığı ola­rak Yeşilova adını verdiler. Slavca ismi Lerin de yine eski Yunanca adına dayan­maktadır.

Çömlek parçaları ve diğer seramik ka­lıntıları, bugünkü kasabanın güney ke­narında bulunan ve üzerinde St. Haralampi Kalesi’nin yer aldığı tepenin tarih öncesi dönemlerde iskâna açık olduğu­nu gösterir. Bu tepede İllirya’ya (İllyria) giden yolu kontrol etmek için yapılmış bir Makedon sınır kalesinin bulunduğu sanılmaktadır. Ayrıca burada. Büyük İs­kender’in babası Makedonya Kralı Phi-lippus devrinden (m.ö. 359-336) kalma bir mezarlık ortaya çıkarılmıştır. Bizans döneminde ise burası müstahkem kü­çük bir kasaba durumundaydı. Bu dev­relere ait şehir surlarının kalıntıları bu­güne ulaşmıştır.

XIV. yüzyılın ortalarından itibaren Bi­zans idaresinden çıkan Florina bölgesi bir süre Sırp İmparatorluğu”na tâbi oldu. Sırp Çarı Duşan’ın 1355’te ölümünden sonra Radoslav Hlapen’in küçük Sırp dev­leti sınırları içinde kaldı. Bu sırada bölge Osmanlı akıncılarının hücumuna uğradı ve 1387 yılı civarında Hlapen’e bağlı Ka-raferye (Verroia) ve Vodena ile (Edessa) birlikte Osmanlılar’ın eline geçti. Kaynak­larda herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte kale büyük bir ihtimalle Gazi Evrenos Bey tarafından fethedilmiştir.

Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra bir kaza merkezi ve İslâm şehri haline gelen Florina hakkındaki en eski bilgi 1481 tarihli Tahrir Defteri’nde yer alır. Buna göre Florina 260 köye sahip bir kadılık mer­kezi olup buraya bağlı bütün yerleşim birimleri ve kaza halkı Makedon-Slav ad­lan ile kaydedilmişti. Doğudaki büyük ovada toplam doksan dört hanelik yedi küçük Türk köyü bulunmaktaydı. Türkler’in buraya II. Murad zamanında gel­dikleri tahmin edilmektedir. Florina mer­kezinde ise kırk hanelik bir müslüman cemaatinin yanı sıra 18S hanelik bir hı-ristiyan cemaati vardı. Bu rakamlara gö­re toplam 1000 civarındaki nüfusun % 18’ini müslümanlar oluşturuyordu. XVI. yüzyılda nüfusta artış meydana geldi. 1528’de 117 müslüman, 207 hıristiyan hâne (yaklaşık 1600 kişi) varken 1570’te bu sayı 175 müslüman, 195 hıristiyan haneye (yaklaşık 1900 kişi) ulaştı. Rakam­lardan anlaşıldığına göre müslüman nü­fusunda XVI. yüzyıl boyunca sürekli bir artış olmuşsa da hıristiyan nüfusu kasabadaki ağırlığını korumuştur.

Müslümanların Florina’da çoğunluğu teşkil etmeleri XVII. yüzyıla rastlar. Bun­da, sonradan gelen Türk kolonileri ve kısmen yerli halkın İslâmlaşması da et­kili olmuştur. Florina’ya ait 1036 (1627) tarihli Cizye Defteri’ne göre şehir mer­kezinde sadece sekiz ve Yâkub Bey ma­hallesinde de dokuz hıristiyan hanesi mevcuttu. 1070’te (1659-60) burayı gö­ren Evliya Çelebi ise şehrin altı mahal­leye ayrıldığını, taştan yapılmış 1500 ka­dar evin bulunduğunu yazar. Onun ifa­desine göre burası fazla gelişmemişti. On yedi mescidi, üç medresesi, bir Hal-vetiyye tekkesi ve iki hamamı vardı. Ev­liya Çelebi’nin verdiği ev sayısının biraz abartılı olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Rumeli medreseleri hakkındaki 1660 ta­rihli resmî rakamlara göre Florina’da sa­dece Abdülkerim Medresesi mevcuttu.

Yunan kaynaklarına göre Florina’nın İslâmî karakteri 1800’lere kadar devam etti. Arnavutlar’ın kuzeyden gelerek geüşmekte olan Vlach (Vlah) dağ kasaba-lan Voskopoye, Vıtkuk ve Lİnotopi’yi yer­le bir etmeleriyle durum değişti. Vlach hıristiyan nüfusunun bir kısmı Florina’-ya yerleşti. Bölgeyi ziyaret eden Fransız seyyahı François Pouqueville’nin 1815′-te yazdıklarına göre Florina’da çoğunlu­ğu Türkler’e ait olan 700 hâne ve zen­gin bir pazar vardı. XIX. yüzyıl boyunca şehrin Makedon – Bulgar nüfusu hızlı bir şekilde arttı ve Vlachlar’ın bir kısmı da asimile oldu. Gustav Weigand’ın 1890′-larda verdiği yaklaşık rakamlara göre Florina’nın nüfusu 4000 Türk, 2000 Bul­gar ve 100 Vlach’tan oluşuyordu. 1310 (1892) tarihli Manastır Vilâyeti Salnâ-mesi’ne göre Florina’nın toplam nüfusu 9156 idi. Daha güvenilir ve daha ayrın­tılı olan Vasil Kançev’in 1900 yılına ait İstatistiklerinde ise nüfusun 5000’i Türk, 2820’si Bulgar, 1600’ü Çingene. 2OO’ü müslüman Arnavut, 100’ü hıristiyan Ar­navut 84’ü Vlach ve 20’si yahudi olarak gösterilmektedir.

Kâmûsü’l-a’lâm’da, Florina’da XIX. yüzyılın sonlarında yedi cami, iki tekke, bir medrese, bir rüşdiye, bir ibtidâiye, beş müslüman, iki Yunan ve bir Bulgar mektebi, iki kilise. 300 dükkân, on do­kuz han ve bir hamamın bulunduğu be­lirtilmektedir (V, 1314}. Tekkeler Halvetî ve Nakşibendî tarikatlarına aitti. Nakşi­bendî tarikatının bir kütüphanesi de var­dı. Şehirdeki müsiümanlara ait en eski yapılar, Muharrem 878(Haziran 1473) tarihli vakfiyesi bulunan. Gazi Evrenos’un torunu Gazi Yâkub Bey’in yaptırdığı ca­mi ve İmaretti. 1544 tarihli kayıtlara gö­re burada ayrıca yine Yâkub Bey’e ait bir cami, Hamza Bey Camii ve Mektebi ile İlyas Bey Zaviyesi de bulunmaktaydı (BA, 7D, nr. 235, s. 239-242).

XIX. yüzyılın sonlannda ve XX. yüzyılın başında Borina ve çevresi Yunanlılar, Bul­garlar, Sırplar ve Vlachlar arasında, Ma­kedonya’nın parçalanması ve kendi top­raklarına katılması amacıyla yapılan yo­ğun çatışmalara sahne oldu. Bu savaş­larda Türk olan çiftlik sahipleri kendile­rini Helenleştirmeye çalışan Yunanlılar’a karşı Bulgarlar’ı tuttular ve maiyetlerindeki çiftçileri Bulgar okulları ve kilisele­rine gönderdiler.

I. Balkan Savaşı sırasında Sırp ordusu Florina’yı ele geçirdi(21 Kasım 1912); an­cak Sırplar kısa bir süre sonra şehri Yu­nanlılar tarafından alman Gevgili (Gjevgjili) tren istasyonuyla değiştirdiler. Yeni sınır şehrin 15 km. doğusundaydı. Balkan savaşları ile I. Dünya Savaşı esnasında ve sonrasında Florina ve çevresin­deki müslümanlar bölgeden ayrıldılar, bir kısmı da Türkiye’ye göç etti.(1900’de 60-025 olan Florina nüfusunun % 27’si müslumandı) Makedonca – Bulgarca konuşan hıristiyanların birçoğu Sırp veya Bulgarlar’ın kontrolündeki topraklara yerleşti. Manastır ve çevresindeki Helenleştiril-miş Vlachlar Yunan idaresindeki bölge­lere geçtiler. 1923 Lozan Antlaşması’ndan sonra Anadolu’dan gelen birçok Rum Florina’daki boş evlere yerleştirildi. Bu tarihten İtibaren Florina büyük çoğun­luğunu Yunanlılar’ın teşkil ettiği bir şe­hir haline geldi. Savaşlar sırasında ve daha sonra İsiâmî yapılar yıkıldı. 1959′-da burada son derece bakımsız iki cami vardı; 1976’ya kadar ise sadece küçük bir hamam ayakta kalabildi. Bugün bu­rası 12.000 nüfuslu bir kasaba durumun­dadır.

Florina bazı meşhur Türk şair ve ya­zarlarının doğum yeridir. 1828’de ölen ve geride tefsir, mantık ve tıp dalında on iki eser bırakan Mantıkî Mustafa Efen­di, Nâzım Özgünay (ö. 1939) ve Necati Cumalı bunların en önde gelenleridir. Cumalı 1976’da yayımlanan Makedon­ya 1900 adlı eserinde Florina’yı anlat­maktadır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski