Fukaha-i Seb'a Nedir, Hakkında Bilgi

Fukahâ-i seb’a. Medineli yedi tabiîn fakihi.

Sahabe döneminden itibaren yetiştir­diği âlimlerle başlı başına bir mektep oluşturan ve İslâm hukuk metodolojisi­ne amel-i ehl-i Medîne kavramının girmesine zemin hazırlayan Medine’de tabiîn dönemi fakihlerinden yedisi ayrı bir şöhret kazanmıştır. Bunlardan Urve b. Zübeyr b. Avvâm (ö. 93/712), Saîd b. Müseyyeb, Ubeydullah b. Abdullah, Hâ­rice b. Zeyd, Süleyman b. Yesâr ve Ka­sım b. Muhammed b. Ebû Bekir (ö. 107/ 725) üzerinde ittifak varsa da yedinci fakih için Ebû Bekir b. Abdurrahman, Ebû Seleme b. Abdurrahman b. Avf ve Salim b. Abdullah b. Ömer olmak üzere üç fark­lı isim zikredilmektedir. Bu yedi fakih-ten bazıları hadis ve eser rivayetinde ön plana çıkarken çoğunluğu fetva ve icti-had konularında meşhur olmuştur. Bun­ların Önderlik ettiği Medine fukahasını re’y ekolünü temsil eden Irak fakihle­rinden ayıran en önemli özellik, hakkın­da herhangi bir hüküm bulunmayan hu­suslardaki ictihadlannda kıyas yerine daha çok adalet çerçevesi içinde halkın yararına olan çözümleri (maslahat) gö­zetmeleri ve farazî hususlarda fetva ver­memeleridir.

Medine’de tabiîn döneminin birinci ne­sil fakihleri ve özellikle bunlar arasında ayrı bir konuma sahip bulunan fukahâ-i seb’a Hz. Ömer, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Ömer, Hz. Osman, Hz. Âişe, Abdullah b. Abbas gibi fakih sahâbîlerin Kur’an ve hadis bilgisinin, fıkhî görüş ve usul­lerinin Nâfi’, Zührî, Ebü’z-Zinâd. Rebîa-türre’y, Yahya b. Saîd gibi bir sonraki nesli teşkil eden Medineli fakihlere ge­liştirilerek aktarılmasının yanı sıra Me­dine fıkıh ekolünün oluşmasında da önemli bir rol üstlenmişlerdir. İslâm coğrafyasının genişleme­si, sosyokültürel şartların değişmesi ve yeni fıkhî meselelerin gündeme gelmesi karşısında bu fakihlerin ortaya koydu­ğu tavır ve getirdiği çözümlerin, sonra­ki dönemde daha da netleşen fıkhî ekol-leşme ve metodolojinin. Özellikle de Me­dine fıkhının teşekkülünde önemli bir payı olmuştur.

Bazı araştırmacılara göre, ilk fıkıh eko­lünü oluşturan bu yedi âlime atfen ya­şadıkları döneme “fukahâ-i seb’a asrı” denmektedir. Medine’deki tabiîn ulemâ­sının, isimleri üzerinde dahi tam bir mu­tabakat sağlanamayan bu yedi fakihten ibaret olmadığını belirten Joseph Schachfın iddiasına göre Tahâvî’nin (ö. 321/933) Şerhu Me’dnfl-dşdr’ı ile (I, 163) Ebü’l-Ferec el-İsfahânfnin (ö. 356/ 967) eî-Eğâm si (VIII, 96) fukahâ-i seb’a kavramına yer veren ilk kaynakları teş­kil etmektedir; dolayısıyla hicrî I. asrın sonlarında bilinmeyen bu terim sonra­dan uydurulmuştur. Tabiîn dönemi Me­dine ulemâsının bu yedi fakihten ibaret olmadığı tarihî bir gerçektir. Ancak altı isim Üzerinde birleşen kaynakların sa­dece yedincisinde ihtilâfa düşmesi, ay­rıca fukahâ-i seb’a kavramının Tahâvî ve İsfahânî’den bir asır önce yaşamış bulunan İbn Sa’d’ın et-Tabakâtü’l-küb-rd’sında yer alması Schachfın tesbiti-nin sağlıklı olmadığını göstermektedir. Ebü’z-Zinâd’in (ö. 130/748) “haddesenî es-seb’a” diye hadis rivayet ettiğine dair haberlerden anlaşıldığına göre fukahâ-i seb’a tabiri daha hic­rî II. yüzyılın başlarında bilinmekteydi. Aynca Abdurrahman b. Ebü’z-Zinâd’in (Ö.174/790) Kitâbü Re’yi’I-fukahâ’i’s-seb’a nün ehli’l-Medîne ve ma’htelefû fîh adıyla bir eser yazdığına bakılırsa hicri II. yüzyılın ortalarında bu yedi âlimin ictihadlannın topluca ve karşılaştırmalı bir şekilde ele alındığı anlaşılır. İbn Hazm da hicrî II. yüzyıl âlimlerinden Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem’in fukahâ-i seb’anın üzerinde ittifak ettiği görüşleri bir araya getiren bir eser telif ettiğinden bahsetmekte­dir.

Mâlikîler’i, icmâı Medine ehliyle sınır­lı tuttuktan yönündeki bir iddiadan ha­reketle tenkit edenler arasında. Mâlik b. Enes’e göre İcmâın fukahâ-i seb’a­nın ittifakından ibaret sayıldığı görü­şüne yer verenler de bulunmaktadır. Ancak kaynak­larda doğruluğunu belgeleyen bir deli­le rastlanmayan bu iddia bazı Mâliki müelliflerince reddedilmiştir.

Fukahâ-i seb’anın fıkhî görüşleriyle ilgili olarak Abdullah b. Salih b. Abdul­lah er-Rüseynî tarafından Fıkhü’l-fukahâ’i’s-seba ve eşerühû iî fıkhi’l-İmâm Mâlik adıyla bir yüksek lisans te­zi hazırlanmıştır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski