Türkçe ezanın bestesi için konservatuvar üyesi İhsan Bey görevlendirildi. Fakat bütün gayretlere rağmen bestenin 1 Ramazan 1350’ye kadar(10 Ocak 1932) İstanbul’daki bütün müezzinlere öğretilmesinin mümkün olamayacağı anlaşılınca ezanın aslî şekliyle okunmasına geçici olarak izin verildi. Ancak bu arada başta İstanbul olmak üzere Anadolu’da da yer yer ezanın Türkçe okunmasına başlandığı gazetelere intikal eden haberlerden anlaşılmaktadır(Cumhuriyet, 2 Şubat 1932, s. I. 6). Yapılan hazırlıklardan sonra Türkçe Kur’an, tekbir ve kamet 3 Şubat 1932 gününe rastlayan Kadir gecesinde Ayasofya Camii’ndeki mevlidde okundu ve radyodan naklen yayımlandı. Bu arada Diyanet İşleri Riyâseti”-. nin de bu uygulamayı kabul etmesi sağlandı(18 Temmuz 1932). İlk dil kurultayından sonra(26 Eylül 1932) bütün vazifelilerin ezanı Türkçe okumaları için hazırlık yapmalarını sağlamak üzere Evkaf Umum Müdürlüğü tarafından hem vilâyetlere, hem de cami ve mescid görevlilerinin âmiri sıfatıyla Evkaf müdürlüklerine gönderilen Türkçe ezan metni şu şekilde düzenlenmişti:
“Tanrı uludur / Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı’dan başka yoktur tapacak / Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı’nın elçisidir Muhammed / Haydi namaza / Haydi felaha / Namaz uykudan hayırlıdır (yalnız sabah namazında) / Tanrı uludur / Tanrıdan başka yoktur tapacak”.
TDV İslam Ansiklopedisi “Ezan” maddesinden