Gilan Eyaleti Nerede, Tarihi, Coğrafi, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Gilân. İran’da bir bölge ve eyalet.

Arapça kaynaklarda Cîl veya Cîlân. Türkçe’de Geylân, Avesta’da Vârenâ şek­linde geçen Gîlân, Antikçağ’da Gil adı verilen İranlı bir kabilenin oturduğu yer­di. Ortaçağ’da Gîlân’ın sınırları güney­doğuda Çâlûs’a, doğuda Çâbükser’e ve kuzeydoğuda bazan Gilân’ın bir parçası sayılan Tâliş’e kadar uzanıyordu. Seffdrûd nehri bölgeyi Biyepes (nehrin ötesi) ve Biyepîş (nehrin berisi) olarak ikiye ayı­rır. Bugün büyük bir kısmı İran’ın idarî bir bölgesi (ustan) olan Gîlân’ın doğusun­da Mâzenderan, batısında Doğu Azer­baycan eyaletleri, kuzeyinde Hazar de­nizi ve Azerbaycan Cumhuriyeti, güne­yinde Zencan eyaleti yer almaktadır. Gî­lân, İran yaylası ile Hazar denizi arasın­da yaklaşık 225 km. uzunluğunda ve 25 ile 105 km. arasında değişen genişlikte halka şeklinde bir bölgeyi kaplar. Bölgenin güney kısmında sahile paralel olarak Elburz sıradağları uzanır. Bu dağ­lık bölgeye 1V-V. (X-XI.) yüzyıllarda Dey-lem deniyordu. Akarsu bakımından zen­gin olan bölgede başta Sefîdrûd olmak üzere Pulrûd, Sâmânrûd, Huşkrûd, Şel-mânrûd, Şifârûd, Gürgânrûd vb. nehir­ler yer alır.

Gilân’ın dağları zengin ormanlarla kap­lıdır. Âstârâ’dan Lengerûd’a kadar uza­nan 720.000 hektarlık bir alan ormanla örtülüdür. Bölgede yetişen başlıca ürün­ler arasında arpa, buğday, pirinç, jüt, ipek, tütün, meyve, pamuk, şeker kamı­şı, zeytin yer almaktadır. Maden bakı­mından da zengin olan Gîlân’da başta bakır ve kurşun olmak üzere çeşitli ma­den kaynakları vardır. Bölgede kumaş, çorap tezgâhları, yağ çıkarma, kereste ve çay fabrikaları bulunur. Ayrıca ipek böcekçiliği ve kenevir işlemeciliği de ge­lişmiştir.

Yüzölçümü 14.709 km2, nüfusu 2.081.037 (1986) olan Gîlân eyaleti on bir şehristan ve yirmi iki bahştan olu­şur. İlleri Rest, Benderenzeli, Lâhîcân, Rûdşer, Tavâliş, Fumin, Lengerûd, Sav-maaserâ, Âstârâ, Âstâneieşrefiye ve Rûd-bâr’dır. Yönetim ve ticaret merkezi olan Reşt’te bir havaalanı vardır.

Gîlân’ın eski tarihi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ahamenîler (m.o. 559-331) ve Sâsânîler (m.s. 226-651) zamanında bölge mahallî emirliklerin yönetimindey­di. İslâmiyet buraya Taberistan ve Mâ-zenderan yoluyla girdiğinden oralarda hâkim bulunan Şiîliğin Zeydiyye kolu Gî­lân’da yayıldı. 250 (864) yılında Ali evlâdinin önderliğinde bir ayaklanma mey­dana geldi. Daha sonra Gîlân’a Ziyârîler (927-1090) ve Büveyhîler (932-1062) hâ­kim oldu. Büveyhîler son dönemlerinde zayıf düşünce Gazneliler bölgeyi ele ge­çirdiler. Ardından Selçuklular dönemin­de (1040-1194) Sünnî mezhepleri bura­da yayılmaya başladı. Bölgenin batı kıs­mında Hanbelîler ve Sâfiîler, doğu kesi­minde ise Zeydîfer hâkimdi.

Moğol istilâsı zamanında Gîlân’da çe­şitli emirlikler vardı. Saldırıya mâruz kal­mayan Gîlân halkı daha sonraki dönem­lerde Moğollar’a vergi ödedi. İlhanlı Hü­kümdarı Olcaytu 706’da (13Ü6) Gîlân’ı kendi topraklarına kattıysa da burada tutunamadı ve ertesi yıl bölgeden uzak­laştı. Bölgeye Kârkiyâ hanedanı hâkim oldu. Fakat mahallî emîrler arasındaki mücadeleler Safevî hâkimiyetine kadar devam etti. Safevîler (1501-1722) Gîlân’-daki nüfuzlarını kuvvetlendirmek için mahallî beyliklerin arasını bozmaya ça­lıştılar. Safevî Hükümdarı I. Şah Abbas 1592’de bölgeyi hâkimiyeti altına aldı. Safevîler’in etkisiyle halk İmâmiyye Şiîliği’ni kabul etti. Kazaklar 1701 yılında Gîlân’a saldırdıysa da bu saldırı geri püs­kürtüldü. İran’ın karışık durumundan faydalanmak isteyen Rus Çarı I. Petro 1136’da (1723-24) denizden Gîlân’a sal­dırdı. Petro’nun ölümünden (1732) son­ra Ruslar’la İranlılar arasında. Rus as­kerlerinin on yıl içinde Gîlân’ı terketme-sini öngören bir antlaşma imzalandı. Ruslar 1734’te Gîlân’dan çekildikten son­ra bölge yoğun ticari faaliyetlere sahne oldu. Rest şehri Ermeni, Rus, yahudi ve Hint tüccarları için bir ticaret merkezi ol­muştu. Kaçarlar zamanında Gîlân nisbe-ten istikrarlı bir dönem yaşadı. İngiltere ve Rusya 1907’de İran’ı üç bölgeye ayır­dılar. Gîlân’ı da kapsayan kuzey bölgesi Rusya’ya verilince bölgede milliyetçilik hareketleri başladı. Rusya’daki ihtilâlin (1917) ardından Mirza Kûçek Han Cengelî adında bir kişi devlete karşı ayaklanarak Gîlân Sosyalist Cumhuriyeti’ni kurdu (1920). Ancak Şubat 1921’de Sovyetler ile İran arasında imzalanan antlaşma ile Sovyetler İran’daki emperyalist emelle­rinden vazgeçince İran ordusu Mirza Kû­çek Han üzerine yürüdü ve Cengelî ha­reketine son verdi.(Ekim 1921)

Eski bir tarihe sahip olan Gîlân mi­mari eserler bakımından da zengindir. Bu eserler arasında en önemlileri Lâhî­cân şehrinde Cehâr Pâdişâhân Türbe­si, Şeyh İbrahim Zâhid Türbesi ve Mîr Şemseddin Türbesi, Lengerüd şehrinde İlhanlılar dönemine ait tarihî Haştî Köp­rüsü. Rest şehrinde ise Mescid-i Sefîd ve Mescid-i Câmî’dir.

Başta Kâdiriyye tarikatının kurucusu Abdütkâdir-i Geylânî olmak üzere Gî­lân’da yetişen ve Gîlânî (Gîlî, Geylânî, Cîlânî, Cîlîl nisbesiyle meşhur olan pek çok âlim vardır. Bunlardan bazıları şöyle sı­ralanabilir: Abdülkerim el-Cîlî, Ahmed b. Salih el-aiî. Ebû Müslim Ca’fer b. Bây el-Cîlî, oğlu Ebû Mansür Bây el-Cîlî, Ebû Abdullah Muhammed b. Abdülkerim el-Cîlî, Ebû Abdullah Ahmed b. Ebû Hâmid el-Cîlî, Kâbus b. Veşmgîr el-Cîlî, Ebü’l-Hasan Kûşyâr b. Lebbân el-Cîlî ve İbra­him Zâhid-i Geylânî.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski