I. Dünya Savaşı öncesinde Halep, İstanbul ve Kahire’den sonra Osmanlı Devleti’nin üçüncü büyük şehri durumundaydı. Savaşın sonlarına doğru İtilâf devletleriyle Araplar’ın hücumlarını sıklaştırmaları üzerine Dördüncü Ordu Kumandanı Cemal Paşa başarısız savunma teşebbüslerinden vazgeçip geri çekildi ve şehir Önce Arap kuvvetleri, ardından da İngilizler tarafından işgal edildi (27 Ekim 1918). 1920 Martının başında Şam’da toplanan Eşraf Kongresi, Suriye Krallığı’nın kurulduğunu açıklayarak Şe-rîf Hüseyin’in oğlu Faysal’ı tahta geçirdi. Emîr Faysal’in Suriye kralı olarak taç giymesine (8 Mart 1920) rağmen Fransızlar Sykes-Picout ve Manda anlaşmasına göre Şam ve Halep’e girdiler. Fransa’nın Suriye’deki yüksek komiseri General Gouraud 1 Eylül 1920 tarihli bildirisiyle, Halep’in 72.243 kmz’lik bir saha üzerinde kurulan özerk bir bölgenin merkezi olduğunu İlân etti; İskenderun’u da içine alan bu bölgenin yönetimi Araplar’a bırakılmıştı. Böylece Fransızlar Halep’i, batıyı doğuya bağlayan ana ticaret yolu üzerinde olması sebebiyle, bu ekonomik yönünden daha fazla avantaj sağlayabilmek için Suriye’den ayırmaya çalışıyorlardı. Bunun üzerine Halep bölgesinde Fransız manda yönetimine karşı İbrahim Henânû liderliğinde büyük bir milliyetçi teşkilât kuruldu ve Türkler tarafından silâh ve mühimmatla desteklendi; ancak 1921 yılından itibaren bu destek kesildi. Fransız-Türk savaşı da sona erince Fransız otoriteleri Anadolu’daki bütün askerî güçlerini çekip Arap milliyetçilerinin karşısına çıkardılar. Fransızlar 1922 yılının sonlarında Halep özerk bölgesiyle, onunla birlikte oluşturdukları Şam, Dürzî ve Alevî özerk bölgelerini birleştirerek merkezi Halep olan federal bir devlet kurdular. 1924’te bu federal devlet Suriye adı altında üniter hale getirildi ve hükümet merkezi Şam’a taşındı; İskenderun ise yarı bağımsız bir statüyle doğrudan Beyrut’taki Fransız yüksek komiserliğine bağlandı. Ancak her tarafta Henânû’nun ayaklanmasına Suriye ile antlaşma imzalamak zorunda kaldılar (1936). Bunun üzerine Türkiye İskenderun meselesini ortaya attı ve sonunda Fransa ile Türkiye arasında imzalanan bir antlaşma ile İskenderun Türkiye’ye ilhak edildi (24 Haziran 1939).
II. Dünya Savaşı başlarken Fransa’da Almanya yanlısı Vıchy hükümeti iktidarı ele geçirdi. İngiliz savaş uçakları, Halep’in Barun otelindeki Fransız kumanda merkezini bombaladı (1941). General VVilson kumandasındaki İngiliz güçleriyle General Catroux kumandasındaki Hür Fransa hükümeti güçleri birlikte hareket ederek Halep’e girip Suriye’deki Vichy hükümetine bağlı yönetime son verdiler. General Catroux Fransa hükümeti adına hürriyet vaad etti ve Suriye 29 Şubat 1945’te Birleşmiş Milletler tarafından bağımsız bir devlet olarak tanındı. Ancak Fransa hükümeti bağımsızlığın gerçekleşmesini oyalayınca ülkenin her tarafında Fransa aleyhine gösteriler başladı. Buna şiddetle karşı koyan Fransız askerleri 20-21 Mayıs 1945 günleri Halep’te iki öğrenciyi öldürüp baskılarını arttırdılar ve daha sonra parlamentoya yürüdüler. Suriyeiiler’le Fransızlar arasında çıkan çarpışmalara Birleşmiş Milletler müdahale ederek yabancı güçlerin ülkeden çekilmesine karar verdi ve çekilme işlemi 15 Nisan 1946’da tamamlandı.
Osmanlı Devleti’nin dağılmasından sonra siyasî sınırlama dolayısıyla Halep geleneksel ticarî bölgesinden ayrıldığı için ekonomik buhran geçirdi. Ancak kara ve demir yollarının merkezinde bulunduğundan Şam’la mukayese edildiğinde yine de bir ticaret merkezi olarak önemini koruduğu dikkati çeker. Daha sonra şehir, bütün tarım ürünlerini Lazkiye yoluyla ihraç eden bir ticaret merkezi haline geldi. Bugün Suriye ticaretinin % 38’İ Şam, % 30’u Halep yoluyla yapılmaktadır. Halep bir ticaret merkezi olmasının yanı sıra aynı zamanda Suriye’nin en önemli sanayi merkezlerinden biridir. Şehirde cam, çimento ve özellikle çeşitli tekstil fabrikaları bulunmakta, ayrıca geleneksel el dokuma tezgâhlan da faaliyetlerine devam etmektedir. Halep’te 1946 yılında ilk defa mimarlık fakültesinin açılmasıyla başlayan yüksek öğretim faaliyeti şehri bugün ülkenin ikinci büyük eğitim merkezi haline getirmiştir. Halen burada 19S8’den beri çeşitli fakülteleriyle hizmet veren ve toplam öğrenci sayısı 60.000’e yaklaşan bir üniversite, birçok yüksek okul ve enstitü ile tıp fakültesi öğrencilerinin eğitim gördükleri ve aynı zamanda şehrin en büyük sağlık kuruluşu olan bir uygulama ve yüksek ihtisas hastahanesi bulunmaktadır.
Halep, zamanla birbirleriyle kaynaşan çeşitli din ve dinî fırkaya mensup Arap, Türkmen, Kürt, Ermeni ve yahudi gibi milletlerden oluşmuş kozmopolit bir ahaliye sahiptir. Şehrin nüfusu 1883*te 99.179 iken 1908’de % 71.4’ü müslüman, % 20.6’sı hıristiyan ve % 8’i yahudi olmak üzere 119.81 fe, 1946’da 340.000’e, 1976″-da750.000’e, 1983’te 985.413’e, 1992′-de 1.445.000’e (tah.) yükselmiştir; şehrin merkezi olduğu ilin nüfusu ise 2.667.000′-dir (1992 tah). Nüfusun büyük çoğunluğunu Hanefî ve Şâfıî mezheplerine mensup müslümanlar oluşturmaktadır.
TDV İslâm Ansiklopedisi