Halep Ulu Camii/Zekeriya Camii Tarihçesi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Halep Camii. Suriye’deki erken İslâm mimarisinin ilk örneklerinden biri.

Halep Kalesi’nin batısında eski Bez­zazlar Çarşısı’nda bulunan külliyenin içinde yer alan cami {el-Câmiu’l-kebîr, el-Mescidü’l-câmi’), bitişiğindeki Hz. Zekeriyyâ’ya izafe edilen türbeden dolayı Zekeriyyâ Mescidi adıyla da anılmaktadır. Kaynaklarda, Emevî Halifesi Süleyman b. Abdülmelik tarafından 96-97 (715-716) yıllarında bir katedralin avlu veya hazîresi üzerine cuma mescidi olarak inşa ettirildiği bildirilen ilk bina 351’de (962) Bizans İmparatoru II. Nikephoros’un şehre saldırısı sırasında yanmış, 354*te (965) Seyfüddevle el-Hamdânî’nin tamiriyle yeniden ibadete açılmıştır. Caminin günümüze ulaşan en eski mi­mari elemanı. 483 (1090) yılında Selçuk­lu Sultanı Melikşah’ın köklü bir onarım sırasında yaptırdığı minaredir ve kitabe­sine göre üst kısmı kardeşi Tutuş tara­fından 48Tde (1094) tamamlanmıştır. 564″te (1169} çarşı ile birlikte tekrar ya­nan cami, 581’de (1185) Halep’i ziyaret eden İbn Cübeyr’in yazdığına göre Nû-reddin Zengî’nin emriyle minarenin dı­şında kalan yerlerinin tamamı temelle­rine kadar yıkılarak yeniden yapılmıştır. Bir başka yangın da 658’de (1260) Moğol istilâsı sırasında vuku bulmuş, cami Hülâgû’ya eşlik eden Ermeni kralının saldı­rısıyla büyük ölçüde hasar görmüştür. Bu enkazın onarımını Memlüklü Sultanı Kalavun’un emriyle Halep Kadısı Şemseddin İbn Sakr gerçekleştirmiş (684/ 1285), caminin yeni minberini de Sultan el-Melikü’n-Nâsir Muhammed b. Kalavun yaptırmıştır. 724-727 (1324-1327) yıllarında vali Karasungur avlu etrafın­daki revakları yeniletmiş, 79Tde (1395) Berkuk avluya bir şadırvan inşa ettirmiş, 824 (1421) yılında da vali Emîr Yeşbeg el-Yûsuf yıkılan batı revakının üzerini çift meyilli çatıyla, harimin üzerini ise tonoz­la örttürmüştür. Caminin ilk yapısında bulunan, daha sonraki onarımlar ve ye­niden yapımlar sırasında da muhafaza edilen dikey şahın, Memluk Sultanı el-Melikü’z-Zâhir Çakmak (1438-1453) ta­rafından kaldırılarak yıpranan kubbe ve tonozlar yenilenmiş, bu arada duvarlar da payandalarla desteklenmiştir. Batı revakı ile harim mekânının büyük bir bö­lümü 996’da (1588) Osmanlı Sultanı III. Murad’ın emriyle tamir ettirilmiş, cami 1908’de II. Abdülhamid tarafından yeni­den elden geçirtilmiştir.

Mimarisi ve süslemeleriyle tamamen Emeviyye Camii’ne (Şam) benzediği ri­vayet edilen Halep Ulucamii’nin ilk yapıl­dığında üç nefli bazilika! bir plan şeması­na sahip olduğu sanılmaktadır. Bina. bir­kaç defa temellerine kadar yıkıldığından ve her onarımda bazı yeni bölümler ve mimari elemanlar eklendiğinden orijinal yapı dokusunu zamanla kaybetmiştir. Bugünkü şekliyle cami. geniş bir avlunun üç yanını çevreleyen revaklı mekânlar ve güneydeki harim bölümünden meydana gelmektedir. Harim. yanlardakiler duvar­lara bitişik olan dört sıra kare kesitli pa­ye ile bölünmüş üç sahınlı bir plan şema­sı sergiler. Yatık dikdörtgen prizma şek­lindeki yapının dikey ekseni üzerinde yer alan orta mekânı kubbe, diğer kısımları çapraz tonozlarla örtülmüştür. Kıble du­varında derin oyulmuş yuvarlak nişli ba­sit mihrap, sağında minber, solunda da cepheden dışa taşan Hz. Zekeriyyâ Türbesi bulunmaktadır: minberle doğu du­varı arasında köşeye yakın ikinci bir mih­rap daha mevcuttur. Kesme taş malze­meyle örülen paye ve duvarların üzerin­deki izlerden harimin bir zamanlar mer­merle kaplı olduğu anlaşılmaktadır. Av­ludan ve kıble yönünden iki kapı ile içeri girilir; avluya bakan kuzey cephedeki ka­pı dışında kalan kemerler kısmen kapa­tılarak pencere haline getirilmiştir.

Caminin en gösterişli bölümü avlusu ile etrafındaki revaklı mekânlardır. Kuzey ve doğu cephelerindekiler derin eyvan şek­linde, batıdaki daha küçük olan üç kapı­dan girilen avlunun beyaz mermer zemi­ni geometrik kompozisyonlu renkli taşlar­la bezenmiştir. Üç yönden avluya açılan revaklarda plan ve mimari açıdan bazı farklılıklar görülür. Doğu kanadı Zengî ve Memlüklü dönemlerinde düzenlenmiştir. Bugün kullanılmayan eyvan şeklindeki gi­riş kapısının doğusunda kalan revak bö­lümü mihrabıyla birlikte yedi kemerli, di­key iki sahıniı küçük bir ibadet mekânı gö­rünümündedir; kuzeydoğusundaki ikinci bölüm ise revak kemerleri örülerek maksu­re haline getirilmiştir. 1908 yılındaki ona­rım sırasında doğu cephesindeki Nûreddin Zengi’ye ait kitabe sıva ile kapatılmış­tır. On beş kemerli kuzey revakı da iki sa-hınlı olup kuzeybatısındaki kapı eyvanına kadar uzanır. Kuzeydeki minare sebebiy­le diğerlerinden daha kısa tutulan batı revakı ise tek sıralıdır. Bu bölümün karşı­sındaki Haleviyye (Halâviyye) Medresesi’-ne geçilen küçük kapı üzerinde Osmanlı dönemine ait bir kitabe göze çarpar. Avlu etrafındaki bütün mekânlar çapraz tonozlarla örtülmüştür. Kare kesitli pa­yelere basan kemerlerin mimari form ve kurguları farklı özelliklere sahiptir. Ke­merlerin bazıları içten ve dıştan değişik geometrik desenlerle süslenmiştir. Avlu etrafında dört yönde cephe oluşturan kemerlerin üstleri, konsollara oturan ve dendan dizileriyle sonuçlanan meyilli sun-durma-saçakla donatılmıştır. Kuzeydo­ğu köşesindeki maksure kısmında kapı-pencere üstlerine ayrıca bir siperlik daha eklenmiştir. Konsollarda olduğu gibi ke­mer ayaklarına yerleştirilen çörtenlerde de farklı sıra ve yükseklikler dikkati çe­ker. Avluda altışar sütunlu ve üstleri kub­be örtülü iki şadırvan bulunmaktadır.

Caminin kuzeybatı köşesinden yükse­len kare planlı beş katlı minare, üzerin­deki süslemeleri ve kitâbeleriyle Suriye’­deki Selçuklu sanatının günümüze ula­şan nâdir örneklerinden biridir. Yapının beden duvarlarından başlayan ve yük­sekliği 50 metreye ulaşan minare kesme taş malzemeyle örülmüş, her katı kaval silme çerçevelerle diğerinden ayrılmıştır. Kemerleri dilimli mihrâbiye motifleri, ka­bartma rozet ve kûfî kitabe kuşaklan çok uzaktan dikkati çekmektedir.

Halep Ulucamii, değişik dönemlere ait detayda farklı malzeme ve mimarisine rağmen genel görünüş ve kullanımı açı­sından XIII. yüzyıl İslâm mimarisi çerçe­vesinde bir bütünlük arzetmektedir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski