Halil Fevzi Efendi (1805-1884) Osmanlı âlimi, Mecelle Cemiyeti âzası.
Filibe’de doğdu. Babası “ayaklı kütüphane” diye meşhur Mustafa Efendi, dedesi aslen Bursalı olup Filibe’ye göç eden Abdullah Efendi’dir. Ahmed Halil Fevzi, tahsilini Filibe’de tamamladıktan sonra gittiği İstanbul’da (1240/1824) uzun süre ders vekâletinde bulunduğu için Filibeli ders vekili Hoca Efendi veya Filibeli Hoca olarak şöhret bulmuştur. Halil Fevzi Efendi ve huzur dersleri mukarrirlerinden Küçük Filibeli lakabıyla ünlü kardeşi Abdullah Efendi Filibe’de Hatibzâdeler, İstanbul’da Filibeliler, ilim çevrelerinde ise “ahaveyn” lakabıyla tanınmışlardır.
II. Mahmud ve Abdülmecid dönemlerinde huzur derslerinde muhatap (1834-1850) ve mukarrir (1850-1856) sıfatıyla bulunan Halil Fevzi Efendi, bu meclislerden birinde kendisini denemek isteyen muhataplarının yönelttiği güç sorulara ikna edici cevaplar vermesi üzerine Abdülmecid tarafından mevleviyet makamı ile taltif edildi. Meslek hayatına müderrislikle başlayan Halil Fevzi sırasıyla İbti-dâ-i Hâriç (1834), Hareket-i Hâriç, İbtidâ-i Dâhil, Hareket-i Dâhil, M û sile-i Sahn, İbtidâ-i Altmışlı, Hareket-i Altmışlı ve Mûsıle-i Süleymâniyye (1853) medreselerinde görev yaptı. Daha sonra Kayseri (1277/ 1860-61), bir yıl sonra Şam ve ardından da Medine kadılığı, fetva eminliği, ders vekilliği, Meclis-i İntihâb-ı Hükkâm reisliği ve Anadolu Kazaskerliği (1878) görevlerinde bulundu. Ayrıca İstanbul, Anadolu ve Rumeli payelerine nail oldu. Kendisine teklif edilen şeyhülislâmlık vazifesini kabul etmeyen Halil Fevzi, ders vekilliğini sürdürerek birçok ilim adamının yetişmesine vesile oldu. Mece/İe’nİn birinci ve ikinci kitaplarına Evkâf-ı Hümâyun müfettişi, beşincisine vekîl-i ders ve Meclis-i Tedkikât-ı Şer’iyye âzası, altı, yedi ve sekizincisine ise ders vekili sıfatıyla katıldı. Ders vekilliği görevinden emekli olduktan sonra(1299/l882) hac vazifesini yerine getirmek üzere Hicaz’a giden Halil Fevzi Efendi 27 Receb 1301’de (23 Mayıs 1884) Tâifte vefat etti ve Abdullah b. Abbas’m türbesine defnedildi.
Eserleri
Halil Fevzi Efendi’nin kaleme aldığı elliyi aşkın eserden en önemlileri şunlardır:
1. Süyûfü’l-kavâtî1 li-men kale inne’n-nübüvvete sanhtün mine’s-sanâ’i. Bu eserini, Cemâleddîn-i Efgâni’nin Dârülfünun’da verdiği derslerde peygamberlik hakkında ileri sürdüğü bazı görüşlere karşı meydana gelen tepkiler üzerine Abdülmecid’in emriyle yazmıştır. Bir mukaddime, on dört bölüm ve bir hatimeden ibaret olan eserde Allah’ın kudreti, nübüvvet, risâlet, sanat, hikmet, felsefe ve bunlarla ilgili diğer kavramların tanım ve mahiyetleri, peygamberler için kötü söz söylemenin hükmü ve cezası anlatılmaktadır. Müellifin büyük oğlu Kazasker Mehmed Hayreddin Efendi’nin Türkçe’ye çevirdiği eser, Sadık Albayrak tarafından sadeleştirilerek Afgani ‘ye Reddiye adıyla yayımlanmıştır.
2. el-Hâşiyetü’I-cedîde hlâ Şerhi Kîşâ-mi’ş-ferîde. Ebü’l-Kâsım es-Semerkan-dî’nin beyân ilmine dair Ferâ’idü’l-fe-vâ’id [er-Risâletü’s-Semerk:andiyye) adlı risalesine İsâmüddin el-İsferâyînî’nin yazdığı şerhin hâşiyesidir.
3. HadâHku’l-imtihân. Alet ilimlerinden bahseden bir risaledir.
4. Risâle-i İmtihûniyye fi’I-beyci’l-fâsid ve’l-kefâle. S. Risâle-i İmtihan Wr-ru’ûs.
6. Risâ-le-i İmtihân-ı Hamîdiyye {İstanbul 1289)-
7. Risâle-i İhükâriyye (Süley-maniye Ktp., Tırnovalı, nr. 1736). 1289 (1872) yılında Asâkir-i Şâhâne alayından ruûs imtihanına hak kazananları tesbit için kaleme alınmıştır.
Bazı kaynaklarda yanlışlıkla Halil Fevzi Efendi’ye nisbet edilen fıkıh usulüne dair Tevşîhu’l-uşûl adlı eserin (İstanbul 1298) oğlu Mehmed Hayreddin’e ait olduğu mukaddimesinden açıkça anlaşılmaktadır.