Hallaç Mahmud Mescidi. Ankara’da XVI. yüzyılda yapılmış kubbeli bir Osmanlı dönemi mescidi.
Eski Ankara’nın merkezinde, Ulus civarında Doğanbey mahallesinde bulunmaktadır. Adını kimden ve ne zaman aldığı tesbit edilemeyen mescidin kapısı üstünde yer alan iki satırlık orijinal Arapça kitabesinde bu hayır eserinin 952 (1545-46) yılında Ali b. Abdullah tarafından yaptırıldığı yazılıdır. İbrahim Hakkı Konyalı, Mübarek Galib Bey tarafından evvelce yayımlanan kitabenin hatalı olduğunu ve bu arada tarihinin 902 (1496-97) şeklinde yanlış verildiğini belirtir. Bu esas inşa kitabesinin üstünde, doğrudan doğruya duvar yüzeyine siyah sabit mürekkeple dört beyitlik manzum bir tamir kitabesi daha yazılmıştır. Burada mescidin 1323 (1905) yılında Hacı Hakkı Efendi adında bir kişi tarafından tamir ettirildiği bildirilmektedir. Hallaç Mahmud Mescidi Vakıflar İdaresİ’nce 1950’lerde bir daha tamir ettirilmiştir.
Hallaç Mahmud Mescidi’nin önemi. Ankara’nın çok sayıdaki ibadet yeri arasında Osmanlı dönemi tek kubbeli camiler tipini temsil etmesidir. Mescid kare bir plan üzerine son cemaat yeri olmaksızın inşa edilmiş, duvarlar değişik ölçülerde yontulmuş taşlardan örülmüştür. Bu taşların aralarındaki derzler yakın tamirlerde yapılmış olmalıdır. Beden duvarları sekizgen biçiminde sağır kasnaklı, kurşun kaplı bir kubbeyi taşımaktadır. Kıble duvarında alt sırada yer alan iki pencere tamirlerde bozulmuş, mihrap üstündeki tek pencere tuğladan sivri kemeriyle orijinal biçimini korumuştur. Yan cephelerde ikişer dikdörtgen, üstlerde sivri tuğla kemerli pencereler vardır. İki yanında birer pencere olan giriş, sivri tuğla kemerli bir nişin içinde olup mermer söveli ve yay kemerlidir. Harİmde, kareden kubbe yuvarlağına geçiş köşelerde içleri mu-karnaslı tromplarla sağlanmıştır.
Ankara camilerinin çoğunda görüldüğü gibi mihrap alçıdan kalıplama tekniğiyle bezenmiştir. Mukarnash kavsaraya sahip mihrap nişinin etrafında biri keli-me-i tevhid yazısı, diğeri tezyini olan iki kuşak dolaşır. Konyalı, mihrabın üstünde beşi büyük olmak üzere on iki parça çini bulunduğunu, çinilerde altı şualı yıldızlar, açık yeşil ve mavi renkler kullanıldığını yazmıştır. Ancak bu çinilerin hâlâ yerinde durup durmadığı ve İznik eseri olup olmadığı kontrol edilememiştir. Ayrıca Ankara camilerine dair başka yayımlarda bu çinilerin bahsi geçmemektedir.
Hallaç Mahmud Mescidi’nin kubbe kasnağı ile kubbe göbeğinde, halen mevcut klasik üslûpta başarılı kalem işi nakışlar ve güzel bir hatla yazılmış yazılar yakın tarihlere aittir. Altlarında daha eski nakışların bulunup bulunmadığı bilinmemektedir. İçine yakın tarihlerde ahşap bir minber konulmuş olduğundan mescid bir cami durumuna geçmiştir. Orijinal bir minaresi yoktur; ilk yapıldığında minaresi bulunduğuna dair bir ize de rastlanmamıştır. Ayrıca bitişiğine yapılan çirkin bir dükkânla sağ cephesi tamamen kapatılmıştır.
TDV İslâm Ansiklopedisi