Hamza Bey Camii (Manastır-Bitola) Tarihçesi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Hamza Bey Camii. Makedonya’nın Manastır şehrinde XV -XVI. yüzyıllarda yapıldıöı tahmin edilen cami.

Caminin hangi tarihte yapıldığı bilin­mediği gibi banisi Hamza Bey’in kimliği de aydınlatılmamıştır. Manastır’daki ca­milere dair bir makale yayımlayan Kroum Tomovski bu eseri XVIII. yüzyıla ait olarak göstermekte, Ekrem Hakkı Ayverdi ise bu görüşe karşı çıkmaktadır. Gerçekten Hamza Bey Camii’nin mimarisi ve duvar tekniği Osmanlı dönemi Türk sanatının klasik çağına işaret etmektedir. Ayver-di’nin buradaki incelemeleri sırasında ol­dukça harap durumda gördüğü cami ka­palı idi ve pencereleri taşlarla örülmüş­tü. Şehir henüz Osmanlı hâkimiyetinde iken Manastır Vilâyetinin Tarihçesi ad­lı bir monografi neşreden Mehmed Tevfik Bey’in eserinde adları geçen camiler arasında Hamza Bey Camii’ne rastlan­maz. Ayverdi’nin görüp fotoğrafını ve pla­nını yayımladığı cami herhalde başka bir adla tanınmaktadır.

Hamza Bey Camii’nin etrafını moloz taşlardan örülmüş bir avlu duvarı çevirir. Yarım yuvarlak kemerli kapısının biçimin­den ve üstündeki 1273 (1856-57) tarihli kitabeden anlaşıldığına göre bu duvar ve girişi XIX. yüzyıl ortalarında şimdiki şek­liyle yapılmıştır. Caminin esas son cema­at yeri bilinmeyen bir tarihte yıkıldığın­dan yerine basit bir giriş mekânı uydu­rulmuştur.

Caminin ana binası taş ve tuğladan karma teknikte inşa edilmiştir. Dört sıra tuğladan oluşan hatılların aralarında mun­tazam yontulmuş tek sıra halinde taşlar vardır. Bu duvar tekniğinde dikkate değer bir husus da taşların aralarında diki­ne konulmuş iki tuğlanın yer almasıdır. Böylece her taş dört tarafından tuğlalar­la çerçevelenmiş gibidir. Bu tekniğe Ana­dolu’da ve Rumeli’de bilhassa XV. yüzyıl mimari eserlerinde çok sık rastlandığı göz önünde tutulursa Hamza Bey Camii’­nin yapım tarihinin XVIII. yüzyıla kadar getirilemeyeceği anlaşılır.

Dikdörtgen planlı caminin mihrabı, kit­leden taşan dikdörtgen biçimde bir çı­kıntının içine yerleştirilmiştir. Kurşun ör­tülü kubbe sekizgen şeklindeki sağır bir kasnağa oturur. Mihrap çıkıntısında üst­te bir çifte pencere olmasına karşılık yan cephelerde alt seviyede çıkıntıda bir, ha-rimde ikişer pencere açılmıştır. Başka ca­milerde rastlanmayan bir Özellik de bu pencerelerin kemerlerinde kendini gös­terir. Burada normal olarak kullanılan siv­ri tahfif kemerlerinin yerine üç kademe halinde yukarı doğru sivrilen az derin niş­ler yapılmıştır. Âdeta mihrabı andıran bu kapı üstlükleri, Türk sanatında bazan hamamların içlerindeki ara geçitlerde gö­rülmekle beraber cami mimarisi İçin ya­bancıdır.

Hamza Bey Camii’nin on iki cepheli göv­deye sahip kesme taştan bir minaresi vardır. Orijinal görünümü bozulmadan günümüze kadar gelebilen bu minare­nin şerefe çıkmaları mukarnaslarla sağ­lanmıştır.

Makedonya Cumhuriyeti İslâm Birliği’-nin teşebbüsüyle 1995 yılında caminin restorasyon projeleri hazırlanarak tami­rine başlanmış, ancak iki yıl süren çalış­maların tamamlanmasından sonra im­kânsızlıklar sebebiyle restorasyona ara verilmiştir. Cami halen ibadete açık de­ğildir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski