Hasan Paşa Camii -Kadıköy- Tarihçe, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Hasan Paşa Camii. İstanbul’un Kadıköy ilçesinde Hasanpaşa semtine adını veren cami.

Kurbağalıdere caddesiyle Sarıyer so­kağının arasında yer alın 1317 (1899) yı­lında, Eyüp’te kendi adını taşıyan tekke ve kütüphanesinin yanındaki türbesinde medfun bulunan II. Abdülhamid’in Bah­riye nâzın Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa tarafından bir sıbyan mektebi ve bir mey­dan çeşmesiyle birlikte yaptırılmıştır. Bu­günkü yolların şekline uydurulmuş bir av­lu ile çevrili olan yapı kare planlı ve içten kubbe, dıştan kiremit çatı örtülüdür. Son yıllarda camekânlı hale getirilen son ce­maat yerinin kapısı üstünde kabartma bir gül demeti arasında II. Abdülhamid’in tuğrasını taşıyan kitabesi yer alır. Sade ahşap bir kapı ile girilen son cemaat ye­rinden yine sade ahşap bir kapı ile hari-me geçilir. Mekân mihrap yönünde iki, doğu ve batı yönlerinde dörder adet bü­yük boyutlarda yuvarlak kemerli ve de­mir parmaklıklı pencere ile aydınlatılmış­tır. Dışa taşkın olmayan mermer mihrap, üst kısmındaki süslemeleri ve kemerin ortasında yer alan çıkıntılı kilit taşı ile neo-klasik özellikler taşımaktadır; min­ber yenidir. Yapıldığı tarihten itibaren ilk günkü halini ufak tefek eklemeler dışın­da muhafaza eden camiye 1993 yılında, daha fazla cemaat alabilmesi için son cemaat yerinden girişi olan bir bodrum katı ilâve edilmiştir. Son cemaat yerinden iki direğin taşıdığı dışarıya doğru çıkma yapan ahşap korkuluklu kadınlar mahfi­line, oradan da basık bir ikinci mahfile çıkılır. Caminin içi kalem işi bezemelerle süslenmiş, bu arada kubbeye, ortasında­ki yıldızdan çıkan yaldız şeritlerle dilimli olduğu izlenimi verilip bu boyama dilim­lere rûmî-palmet ve naturalist çiçek mo­tifleri işlenmiştir. Kıble duvarı ile yan du­varların üst kısımlarında da tavandan sarktığı hissini veren perde püskülü süs­lemeler bulunmaktadır. Kadınlar mahfi­linden çıkılan minare taştan yapılmış olup empire üslûbundadır; dikey yivli gövdesi bir sütunu andırır, şerefesi İse alt çıkma­larında kullanılan akantus yaprağı ve vo-lütlerle bir korent sütun başlığı görünü­mü vermektedir.

Hakkında bilgi edinilemeyen caminin doğusundaki sıbyan mektebinden günü­müze sadece, bugün yerinde bulunan ya­pının demir kapısının üstüne oturtulan mermer kitabe ulaşmıştır. Bu yapının do­ğusunda yer alan çeşme meydan çeşme­si olarak inşa edilmiş, fakat imar faaliyet­lerinden dolayı zamanla bu niteliğini kay­betmiştir. Beşgen prizma gövdeli ve düz çatılı olup yine empire üslûbundadır. Yu­varlak kemerli mermer ayna taşı aynı for­mu gösteren silmelerle bir çerçeve içine alınmıştır. Kitabesi gibi orijinal teknesi de günümüze ulaşmayan çeşmeye daha sonraki yıllarda tuğla ve beton karışımı malzeme ile yapılmış bir tekne ilâve edil­miştir. Bugün iki cephesi, yanındaki bak­kal dükkânının içinde kalan ve oldukça harap durumda bulunan çeşmenin suyu akma maktadır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski