Hatmi Hacegan Nedir, Ne Demek, Duası, Adabı, Nasıl Yapılır, Hakkında Bilgi

Hatm-i Hâcegân. Nakşibendiyye tarikatının özellikle Hâlidiyye kolunda uygulanan bir zikir şekli.

Başında ve sonunda okunan Fatiha sû­resi Kur’an’in özeti ve hatmedilmesi gibi sayıldığı için bu zikre hatm-i hâcegân de­nilmiştir. Eski Nakşibendî kaynaklarında temas edilmeyen hatm-i hâcegânın ki­min tarafından başlatıldığı bilinmemek­tedir. Bu zikirden ve uygulama şekillerin­den, tesbit edilebildiği kadarıyla ilk defa Abdullah Salâhî Uşşâki (ö. 1196/1782) /z-hâr-ı Esrâr-ı Nihan ez Envâr-i Hatm-i Hâcegân adlı eserinde bahsetmiştir. Bu esere göre hatm-i hâcegân üç değişik şe­kilde uygulanmaktadır. Birinci tertipte sırasıyla besmele İle birlikte yedi defa Fa­tiha, 100 salavat, yetmiş dokuz defa bes­mele ile birlikte İnşirah sûresi, 1001 bes­mele ile birlikte İhlâs sûresi, sonra tek­rar 100 salavat ve yedi defa besmele ile birlikte Fatiha sûresi okunup dua edilir. Ardından üç defa daha salavat getirilir. İkinci tertipte 1001 İhlâs, sonra yedi Fa­tiha, 100 salavat okunup dua edilir. Üçün­cü tertip ise birincisi gibidir; sadece yet­miş dokuz adet İnşirah sûresi 1001 İhlâs sûresinden önce değil sonra okunur. Her üç tertipte de hatm-i hâcegâna başlan­madan önce yedişer defa istiğfar ve sa­lavat getirilip ardından tarikat silsilesin­de yer alan şeyhlerin ruhları için bir Fati­ha okunur. Salavatın “Allâhümme sallı alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed bi-adedi külli zerretin elfe elfi merretin” şeklinde okunması tavsiye edilmiştir (Abdullah Salâhî Uşşâ­ki, vr. 74b-75a, 83a).

Nakşibendî’Hâlidî kaynaklarında yu­karıdaki tertiplerden biri esas alınmış ol­makla birlikte bazı küçük farklılıklara da rastlanmakta, meselâ zikrin başında oku­nan yedi adet salavat için üç ile yirmi beş arasında değişen farklı sayılar verilmek­tedir. Sonunda bir defa salât-ı müncîye okunan şekli de vardır. Ayrıca İhlâs sûre­sinin 1000 adet okunduğu tertipler de kaydedilmiştir.

Bazı kaynaklarda hatm-i hâcegânın de­ğişik sayılar ihtiva eden kısa şekillerine de yer verilmiştir. “Hatm-i hâcegân-ı sa-glr” denilen şeklinde yirmi beş istiğfar, yedi Fatiha, otuz üç salavat ve Nakşiben­dî-Hâlidî silsilesi okunduktan sonra yedi Fatiha. 100 salavat, 500 “yâ baki ente’l-bâki” duası, 100 salavat okunur, yedi Fa­tiha daha okunduktan sonra hatm-i hâ­cegân duası yapılır (Es’ad es-Sâhib, Nû-rü’t-fıidâye, s, 23; Muhammed el-Hânî, s. i 14). Hatm-i hâcegân her gün sabah akşam iki defa uygulanır; bu mümkün olmazsa pazartesi ve cuma yahut salı ve cuma günleri olmak üzere haftada iki de­fa yapılması da yeterli görülmüştür.

Kısaltılarak “hatme” diye de anılan hatm-i hâcegânın değişik şekillerde icra edilmesi ve virdlerin belli sayılarda okunmasının ayrı ayrı sebepleri olduğu belir­tilmektedir. Fâtiha’nın yedi defa okunma­sı yedi âyet olduğu içindir. Sonunda tek­rar okunmakla “seb’u’l-mesânr olur. Bi­rinci tertipte sûrelerin Fatiha, İnşirah, İhlâs şeklinde sıralanması Kur’an’daki sı­raya uygunluk için, ikinci tertipte salava­tın Fâtiha’dan sonra okunması, iki sala­vat arasında yapılan duaların makbul ola­cağına dair bir rivayet bulunmasından dolayıdır. Birinci ve üçüncü tertiplerde duadan sonra salavatın getirilmesi de ay­nı sebepledir. Üçüncü tertipte İnşirah sû­resinin İhlâs’tan sonra okunması İnşirah sûresinde cemâl sıfatı galip olduğu için­dir: ayrıca sûre duaya daha yakın okuna­rak Allah ile ünsiyet sağlama ve bu şekil­de duanın kabul edilmesini kolaylaştırma amacı güdülür (Abdullah Salâhî Uşşâki, vr. 75b-76b).

Hatm-i hâcegâna Nakşibendiyye’nin özellikle Hâlidiyye kolunda büyük önem verilmiştir. Hatm-i hâcegân toplu veya münferit olarak yapılabilir; toplu olarak yapılıyorsa şeyh yahut onun izin verdiği bir kişi tarafından icra edilir. Zikir yapılan mahallin kapılan kapatılır, dervişler abdestli olarak sakin ve huzurlu bir ortam­da diz çöküp halka halini alırlar. Nakşiben-diyye’den olmayanlar (bazı Hâlidî kay­naklarına göre Nakşibendî-Hâl idî olma­yanlar) ve çocuklar halkaya alınmaz. Çok sayıda sûre ve salavatın okunması fazla zaman alacağından bunlar zikre katılan­lara belli miktarlarda taksim edilir. Şeyh veya ondan izin alan kişi okunacak olan virdleri sırası geldikçe yüksek sesle bildi­rir. Dervişler bunları alçak sesle okurlar. Zikrin başında okunan Fatiha sürelerini hatmi yaptıranla birlikte sağdan yedi ki­şi, sonunda okunan Fatiha sûrelerini ise hatmi yaptıran hariç soldan yedi kişi okur. Nakşibendiyye’deki “vuküf-i adedi” ilkesine göre tesbit edilen sayılara titiz­likle uyulur. Ayrıca zikir boyunca rabıtaya ve vuküf-i kalbî ilkesine de riayet edilerek gözler kapalı tutulur, büyük şeyhlerin ruhaniyetlerinin zikre katıldığı düşünülür. Sonunda bir kişi aşr-ı şerîf okur, dua ya­pılır, hâsıl olan sevap Hz. Peygamber’in, sahâbe-i kiramın, bütün nebilerin ve ve­lîlerin, özellikle silsile ricalinin ruhlarına bağışlanır.

Hatm-i hâcegânı tek başına yapmak is­teyen sâlik abdest alıp temiz bir mahal­de kıbleye doğru dönerek diz çöker ve yu­karıda belirtilen şekliyle hatmi yapar. An­cak bunun için izinli olması gereklidir (Es’ad es-Sâhib, Mektûbât-ı Meulânâ Ha-lid, s. 278-279; Nasrullah Bahâî. s. 90-91).

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski