Hayât b. Kays (ö. 581/1185) Mutasavvıf.
581’de (1185) seksen yaşlarında vefat etmiş olmasına bakılarak VI. (XII.) yüzyılın başında doğduğu söylenebilir. Hakkında bilgi veren kaynakların çoğu adını Hayât b. Kays el-Harrânî, bazıları ise Hayât b. Kays b. Reccâl (Rehhâl) b. Sultân el-Ensârî el-Harrânî şeklinde kaydeder. Seyyah İbn Cübeyr, 580 yılı Rebîülevvel ayında (Haziran 1184) Harran’daki zaviyesinde ziyaret ettiği şeyhin adını Ebü’l-Berekât Hayyân b. Abdülazîz şeklinde anar ve yaşının seksenin üzerinde olduğunu belirtir. Şarkiyatçı D. S. Rice, aslında er-Rihle’de şeyhin adının geçmediğini, bu ismin eseri yayımlayan W. Wright tarafından eklendiğini söyler. Şeyhin künyesindeki Ensârî nisbesi onun sahabe soyundan geldiğine inanıldığını gösterir. Dindar bir kişi olduğu kaydedilen babası Kays’in nerede ikamet ettiği bilinmemektedir. Şeyh Hayât’ın Harran’da elli yıl Hüseyin el-Bevârrnin sohbetlerinde bulunduğu, namazlarını sürekli olarak cemaatle kıldığı rivayet edilir.
İyi hali ve kerâmetleriyle tanınan Hayât b. Kays’ın, Sultan Nûreddin Zengî ve Selâhaddîn-i Eyyûbî tarafından ziyaret edilmiş olması çağındaki şöhretini ve nüfuzunu göstermesi bakımından önemlidir. Sultan Nû-reddin’i Haçlılarla savaşa teşvik etmiş, ona duacı olmuştur. Sultan Selâhaddin de şeyhin kendisi için dua etmesini istemiş, ancak onun Musul üzerine yürümesi yönündeki tavsiyesini dinlemediğinden düzenlediği sefer sonuçsuz kalmıştır.
Harran’da adını taşıyan mescidin kıble tarafında inşa edilen zaviyesinde irşad faaliyetinde bulunan Hayât b. Kays bölgenin en çok saygı gösterilen şeyhi haline gelmiş ve çevresinde birçok mürid toplanmıştı. 581 Cemâziyelevvelinde (Ağustos 1185) vefat eden şeyhin türbesini ziyaret ve onunla teberrük etme geleneği günümüze kadar devam etmiştir.
Şeyh Hayât’ın türbesi Harran’ın batısında ve surların dışında bulunmaktadır. İbn Cübeyr, Harran’ı ziyaret ettiği zaman burada bir mescid ve zaviye ile şeyhin oturduğu bir ev bulunduğunu söyler. Oğlu Ömer’in 592’de (1196) yaptırdığı türbenin kitabesi M. van Berchem ve Rice gibi şarkiyatçılar tarafından yayımlanmıştır.
İbnü’l-İmâd’ın “ulu şeyh” ve “ünlü velî” diye tanıttığı Şeyh Hayât’â göre temkinli bir sûfînin sahip olduğu marifet onun dindarlığını gölgelemez. Samimi bir mürid gevşeklik ve bıkkınlık göstermeden zikre devam eder.
Gönlünde Allah korkusunun yer etmesini ve keşf ehlinin hallerini temaşa etmeyi isteyenler helâl yemelidir. Yedikleri lokmaya dikkat etmeyenler vuslattan ve me-lekûtu temaşadan mahrum kalmışlardır. Şeyh Hayât, ibadete vesile olması gereken zühdün geçim yolu haline getirilmemesini ısrarla tavsiye ederdi.
Kaynaklarda Şeyh Hayât güler yüzlü, yumuşak huylu, cömert, gece ibadetine düşkün, inzivayı seven bir velî olarak tanıtılır. Ebü’l-Hasan el-Kureşî, Şeyh Ha-yât’ın Ma’rûf-i Kerhî, Abdülkâdir-i Geylânî ve Akil el-Menbicî gibi ölümünden sonra da tasarruf sahibi olan dört velîden biri olduğunu söyler. Harran halkı bugün bile yağmur duasına çıktığı zaman onu vesile ederek Allah’tan rahmet istemektedir.
TDV İslâm Ansiklopedisi