Hekimoğlu Ali Pasa Çeşmesi. İstanbul Kabataş’ta XVIII. yüzyıla ait meydan çeşmesi.
Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa (ö. 1171/ 1758) tarafından. Sultan I. Mahmud’un kurduğu Beyoğlu, Galata, Tophane ve Fındıklı semtlerinin ihtiyacını karşılayan Taksim Suyu Tesislerİ’ne bağlı olarak 1145 (1732) yılında yaptırılmıştır; Meclis-i Meb-‘ûsan caddesinin Kabataş İskele Meyda-nı’na açıldığı kesimde ve Kabataş Parkı’-nın önündedir. Vaktiyle, iskelenin karşısında yer alan merdivenli set üzerinde iken 19S8″de bugünkü yerine nakledilen çeşmenin biri deniz yönünde, diğeri caddeye bakan yüzde olmak üzere iki kitabesi vardır. Deniz yönündeki Seyyid Vehbî’ye ait üç kıtalık ta’lik kitabenin, yedincisi hariç on bir mısraının her birinde eb-ced hesabı İle 1145 tarihini vermesi çeşmeye ayrı bir özellik katar. Caddeye bakan yüzdeki aynı tarihi taşıyan altı kıtalık kitabenin şairi ise Bursalı müderris Vâkıf Mahmud Efendi’dir.
Hekimoğlu Ali Paşa Çeşmesi, iskele başlarında yapılması âdet haline gelen dört cepheli meydan çeşmelerinden biridir. Cadde ve denize bakan cephelerinde muslukların yer aldığı ayna taşları, tekneler ve oturma yerleri bulunmakta, yan cephelerin ise boş ve süslemesiz bırakıldığı görülmektedir. Kübik gövdeli hazne mermer levhalarla kaplanmıştır. Musluklu cephelerin süslemeleri benzer kompo-zisyonludur; ancak denize bakanı daha dikkat çekicidir. Bu cephelerdeki burma-h ince sütunçelerle sınırlandırılmış olan asıl çeşme kısımları ana kütleden dışa doğru çıkıntılı yapılmış ve nisbeten sade bezemelerle süslenmiştir. Nişi çevreleyen sivri kemerin kilit taşında bir rozet, üstünde de geçmeli örgü motifi göze çarpar. Dikdörtgen çerçeveli ayna taşında di-limli dekoratif bir kemer içinde, yanlarda uçları birbirine dönük iki servi ağacı ve aralarında da bir rozet vardır. Dilimli kemerin köşelerinde kalan üçgen alanlar kıvrık dal ve yaprak motifleriyle süslenmiştir. Palmetlerden meydana gelen bor-dürün üstüne, yarım palmetle sonuçlanan dilimli kemerle oluşturulmuş bir tepelik ve köşe boşluklarına da birer rozet kondurulmuştur: tepeliğin içi kıvrık dal dolguludur. Bu merkezî panonun yanlarına, dikdörtgen çerçevelere alınmış uzun boyunlu vazolar içinde gül ve lâlelerden oluşan birer natürmort yerleştirilmiştir: çiçekler farklı açılardan resmedilmek suretiyle perspektif denemesi yapıldığı görülür. Dilimli bir kemerle örtülen bu üç mermer panonun üstünde, kemer ayaklarının iç kısımlarında da devam eden bir sıra mukarnasla ona oturan pal-met, rûmî ve kıvrık dallardan bir bordur yer almaktadır. Sivri kemerin içi ve köşelerde kalan üçgen boşluklar kıvrık dal, yaprak ve çiçeklerden meydana gelen bir kompozisyonla dolgulanmıştır. Kemerin üstüne oturtulan yazı ve kartuşları yaldızlanmış kitabenin ve dışa taşkın asıl çeşme kısmının etrafı bitkisel bezemeli bir bordürle çerçevelenmiştir. Bu kısımdaki mermer kaplamalar silmelerle kare ve dikdörtgen alanlara ayrılırken yan cepheler tamamen süslemesiz bırakılmış, sadece köşelere ince sütunçeler yerleştirilmiştir; en üstte ise mukarnas ve pal-metlerden oluşan bir korniş saçak altını çepeçevre dolanmaktadır.
Hekimoğlu Ali Paşa Çeşmesi, Taksim Suyu Tesisleri’nden beslenen hayrat çeşmelerin en güzellerinden biri olup Azapkapı’daki Valide Sâliha Sultan (Azapkapı Çeşmesi ve Sebili), Tophane Meydanı’ndaki Sultan I. Mahmud ve Kuledibi’ndeki Bereketzâde çeşmeleri gibi, Osmanlı-Türk sanatının XVIII. yüzyılda başlayan yeni akımına öncülük yapmış eserlerdendir. Türkbarokuna geçiş dönemini işaret eden çeşme merdivenli set üzerinde iken bilinmeyen bir tarihte geniş saçaklı çatısını kaybetmiş ve üstü, Tophane Çeşmesi’nde de olduğu gibi parmaklıklarla çevrili bir teras şekline sokulmuştu. 1958yılında şimdiki yerine indirildiğinde bugün görülen geniş saçaklı çatı örtüsü ihya edilmiş, 1986-1987 yıllarında gerçekleştirilen onarım sırasında da kırmızı, mavi kalem işi süslemelerle bezenmiştir.