Hinduizm İbadet ve Ahlak Kuralları Hakkında Bilgi

Hindû düşüncesi -Budizm’deki kadar olmasa bile- kötüm­ser bir dünya görüşüne sahiptir. Hayat yalnızca bir konaklama sürecidir; bu dün­ya bir yandan günah ve kötülüğün sebep olduğu alt âlemler, biryandan da Hindu dinine bağlı olmakla elde edilen yukarı âlem arasında bir köprüdür. Hinduizm’e göre günah cahilliğin, kötülük benlik duy­gusunun ürünüdür. Bu sebeple günah ve kötülüğü yok etmek Hindu dininin te­mel hedefidir. Hinduizm’de şeytan kavra­mına denk düşen bir güç yoktur; kötülük daha ziyade iyilik potansiyelinin meyda­na çıkarılamamasına bağlanır. Ahlâklı ol­manın üç yolu vardır: Kama meşru cin­sel haz, artha (bilgelik) ve dharma (iyi­lik). Seküler ahlâkı oluşturan bu üç yol, bir Hindu’nun dinî hayatını belirleyen kas­tının gerektirdiği kurallara uyma (dharma) prensibiyle birleştiğinde ideal bir Hindu kavramına ulaşılır.

Hinduizm’de dinî kurallar Kastlara göre değişir. Bununla birlikte doğumdan ölü­me kadar insana yüklenen pek çok dinî kural bakımından bütün kastlar kesiş­mektedir. Aile hayatının çok önemli oldu­ğu Hinduizm’de ibadet usul ve törenleri de (ritüel) aile ritüeli mahiyetindedir. Özel­likle inisiyatik upanayana törenlerden olu­şan ve her aile ferdinin uyması gereken bir yığın kural mevcuttur. Ritüelin ailevî karakterini gösteren en önemli unsur bunların babanın idaresinde icra edilme­sidir. Hinduizm’de güçlü bir ataerkil eği­lim vardır.

Hinduizm’in, Vedizm safhasında göçe­belere has bir özellik olarak ibadethane kavramının olmadığı bilinmektedir. İba­det çeşitli ritüellerden oluşmakta ve ot yahut taşların üzerinde icra edilmektey­di. İbadetin temel fenomeni ise süt. yağ gibi ürünlerle keçi, inek, boğa gibi hay­vanların kurban olarak sunulmasından oluşuyordu. En önemli Vedik ibadet, ba­har kutlamalarında icra edilen ve bere­ket getirdiğine inanılan at kurbanıydı (asvamedha). Bugün başta at kurbanı olmak üzere eski kurbanların çoğu ortadan kalk­mıştır.

Milâdî dönemlerden itibaren Hindu­izm’de Budizm’e karşı örgütlenme ihtiya­cı yavaş yavaş tapınak anlayışına yol açtı; bugünkü anlamıyla Hindu tapınağı ise (Mandir) ancak IX-X. yüzyıllardan sonra ortaya çıktı. Tapınakta yapılan ibadetler çoğunlukla Durga ve Şiva gibi tanrılara sunulan kurbanlarla çeşitli bayramların kutlanmasından ibarettir. Bugün en önemli Hindu ritüelleri evde aile içerisin­de yapılmaktadır. Bu ritüeller günlük dü­zenli ibadetlerden oluşmaz. Ortodoks bir Hindu ailesinin ömür boyunca yapmak zo­runda olduğu kırk çeşit (Samskâra) ritü­el vardır. Ritüeller büyük oranda erkekler tarafından uygulanır, erişkin olan her erkek bütün Hindu kurallarını uygulamakla yükümlüdür.

Mâbed ve ev dışında uygulanan temel ibadet “kozmik su”dan geldiğine inanılan Ganj nehrinde yıkanmaktır. Bir nevi hac fonksiyonuna sahip olan bu ibadetin insa­nı günahlardan arındırdığına inanılmak­tadır. Çoğunlukla din adamlarınca icra edilen ve kurtuluşa ulaştıracağı düşünü­len daha ferdî ibadetler de vardır. Bhagavat Gita’ya göre eyleme ağırlık veren kar­ma yoga, bilgiye ağırlık veren Jnana yoga ve bâtınî yorumu ön plana çıkaran Baktı yoga bu tip özelleşmiş ibadetlerdendir.

1990 yılı itibariyle seksen sekiz ülkede 700.000.000 civarında bir nüfusa sahip olan Hinduizm’in dünya nüfusuna oranı yaklaşık % 13,2’dir. Bu nüfusun % 95’i Hindistan’da, geri kalanları büyük oran­da Burma, Malezya. Endonezya. Seylan, Pakistan gibi Asya ülkelerinde, Afrika ve Amerika’nın çeşitli ülkelerinde yaşamak­tadır.


TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski