Hocapaşa Hamamı Tarihi/Tarihçesi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Hoca Paşa Hamamı. İstanbul’da XV. yüzyıla ait çifte hamam.

Sirkeci Hocapaşa mahallesinde İbnikemal caddesiyle Hocapaşahamami soka­ğının birleştiği yerde bulunmaktadır. İçin­de yer aldığı mahalle adını bu hamamdan veya yakınındaki Hoca Üveys Mescidi’n-den almış olabilir. Hamamın kitabesi yok­tur. Fâtih vakfiyesinde Sultan II. Meh-med’in yaptırdığı hamamlar sayılırken, “Biri dahi Sinan Paşa Hamamı demekle mâruftur” şeklinde kaydedildiğine göre bu eserin kurucusu Fâtih Sultan Meh-med’dir. Esasen vakfiyede Sinan Paşa Ha-mamı’na bitişik olarak zikredilen dört dükkân da padişahın evkafındandır. Aynı belgede, Sinan Paşa Hamamı yakınında günümüze ulaşan Hoca Üveys Mescidi’nin bulunduğuna da işaret edilmiştir; bu bil­gi hamamın başka bir yapı olmadığı hu­susunda şüphe bırakmaz. Hamam, Fâtih Sultan Mehmed dönemi ulemâsından Ho­ca Paşa denilen Vezir Sinan Paşa adına ol­makla beraber Fâtih Sultan Mehmed ta­rafından kendi hayratına vakıf olarak yap­tırılmıştır. Ekrem Hakkı Ayverdi ise hama­mın mülkiyeti hususunda kararsız görün­mektedir. Sinan Paşa. Fâtih’in İstanbul’un fethinden sonra tayin ettiği ilk Kadı Hızır Bey’in oğludur ve 891 yılının Safer ayında (Şubat 1486) vefat etmiştir. Evliya Çelebi. XVII. yüzyıldaki hamamları anlatırken Ho­ca Paşa Hamamı”nın büyüklük sıralama­sında Çukur Hamam. Mahmud Paşa. Tahtakale, Bayezid hamamlarından sonra be­şinci olduğuna işaret eder. Hamamın kimlere tahsis edildiğine dair verdiği bilgi ise ciddiye alınmayacak niteliktedir.

Hoca Paşa Hamamı, 27 Rebîülâhir 1282’de (17 Eylül 1865) vuku bulan ve Hoca Paşa yangını olarak tarihe geçen fe­lâkette zarar görmüş olmalıdır. 1916yilı sonbaharından 1917 yazına kadar İstan­bul hamamlarını inceleyerek bu konuda ilk eseri meydana getiren Avusturyalı Türk ve İslâm sanatı uzmanı H. Glück, Ho­ca Paşa Hamamı’nı görmekle beraber içi­ne giremediğini bildirir. Ayrıca bu binanın, Nevşehirli Damad İbrahim Paşa tarafın­dan Hocapaşa semtinde 1736’da yaptırı­lan hamam olabileceğine de işaret eder. Halbuki adı geçen sadrazamın bu yörede 1138’de (1725-26) yaptırdığı tek hamam daha yukarıda eski Acımusluk. sonraki Cemalnadir sokağındaki Sahaf Süleyman Efendi Mescidi’nin karşısında idi.

Bazı kısımları değişikliğe uğramış ola­rak günümüze kadar gelen, fakat 1990-1995 yıllarında mülkiyetine sahip olanlar tarafından hazırlanan proje uyarınca bir iş hanı haline getirilen Hoca Paşa Hama­mı yan yana bitişik çifte hamam olarak yapılmış ve solda bulunan kadınlar kısmı diğerinden daha küçük ölçülerde tutul­muştu. Çifte hamamlarda genellikle gö­rüldüğü gibi burada da her iki kısmın gi­rişi ayrı sokaklardadır. Binanın dış cephe­leri taş ve tuğla dizileri halinde karma ola­rak yapılmış, ancak son tamirde bu tek­nik iyice çiğ bir görünüm almıştır. Öndeki sokağa açılan kapıdan girilen erkekler kıs­mının soyunma yeri (camekân), her bir ke­narı 13,25 m. ölçülerinde kare bir mekân olup 13 m. kadar çapında bir kubbe ile Örtülüdür. Önceleri bu kubbe kısmen yıkıldığından soyunma yerinin üstü ortası fenerli ahşap çatı ile örtülmüştü. Kare­den kubbe yuvarlağına geçiş köşelerde katlar halinde trompçuklar ile sağlanmış­tır. Normal olarak Osmanlı dönemi ha­mamlarında bulunması gereken enleme­sine ılıklık burada yoktur. Sıcaklık kısmın­daki hücrelerden birinin bu işi gördüğü­ne ihtimal verilir. Erkekler kısmının sıcak­lığı dört eyvanlı ve Köşelerde hücreleri olan klasik tiptedir. Yalnız kadınlar kısmı­na bitişik olan eyvan sadece bir kemerle belirtilmiş, fakat derinlik verilmemiştir. Bu eyvan kadınlar kısmında geniş bir me­kâna katılmıştır. Erkekler kısmının sı­caklık hücrelerinin her biri bir kubbe ile örtülmüştür. Ortada evvelce göbek taşı­nın bulunduğu sofa da bir kubbe ile ör­tülüdür.

Hamamın kadınlar kısmı çok daha gi­rift ve değişik bir plana sahiptir. Yaklaşık 11,85 m. çapında bir kubbenin örttüğü soyunma yeri yine kare planlıdır. Ilıklık olmasına ihtimal verilen iki bölümlü me­kânın yanında kubbeli ve dikdörtgen bir bölüm vardır ki bunun ılıklığın devamı ol­duğu düşünülebilir. Sıcaklık, bir parçası erkekler kısmından alınan bir eyvan kolu ile dikdörtgen bir mekâna dönüşmüş olup bunun bir bölümü büyük bir kubbe, ey­vandan alınan kısmı ise bir dizi halinde üç Kubbe ile örtülmüştür. Kadınlar Kısmı kubbeli üç halvet hücresine sahiptir. Bu­rası ana eksenden yan taraftaki erkekler bölümüne kaydırılmış, dolayısıyla o taraf­taki eyvan soldaki kısma verilmiş, buna karşılık hamamın sol cephesi düz bir çiz­gi durumunda olmaktan çıkmıştır.

Son değişiklikte çarşıya dönüştürülen hamamın halvet hücrelerine yeni kapılar açılmış, eyvanlar camekânlarla kapatıl­mış, kat kazanmak için altındaki cehen­nemlik kaldırıldığından göbek taşı da alt­taki kata indirilmiştir. Nihayet hamamın kadınlar kısmı ile erkekler kısmı arasın­daki bölüme de geniş bir geçit açılmıştır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski