Hünkar İmamı Kimdir, Görevi, Hakkında Bilgi

Hünkâr İmamı. Osmanlı sarayında görev yapan padişah imamlarına verilen ad.

Osmanlı sultanları vakit namazlarını ge­nellikle saray mescidinde, cuma ve bay­ram namazlarını ise şehirdeki selâtin ca­milerinden birinde kılarlardı. Daha ziyade “İmâm-ı sultanî, imâm-ı şehriyârî” unvan-larıyla anılan hünkâr imamı sarayda Ağa­lar Camii’nde namaz kıldırdığı gibi saray dışında padişahın gittiği camide ona vekâleten cuma ve bayram namazlarını da kıldırır, hutbe okurdu.

Hünkâr imamlığının hangi tarihte or­taya çıktığı kesin olarak tesbit edileme­mekle birlikte ikinci Osmanlı padişahı Or­han Bey’in İshak Fakih adında bir imamı­nın bulunduğu bilinmektedir. Mevlid sahibi Süleyman Çelebi de bir süre Yıldırım Bayezid’in Dîvân-ı Hümâyun imamlığında bulunmuş­tur. Uzun müddet sarayda gö­revli imam sayısı bir iken IV. Mehmed’in (1648-1687) imamı İbrahim Efendi zama­nında ikinci imamlık ve muhtemelen XVIII. yüzyıl başlarında üçüncü imamlık ihdas edilmiştir. Birinci imama “başimam” da denirdi. Birinci İmamlığa tayin edilenler sarayda, diğerleri sadrazam huzurunda kürk giyerlerdi. Başimamdan boşalan kadroya genellikle ikinci imam getirilirdi.

Çok iyi yetişmiş olması gereken hünkâr imamının ayrıca güzel bir sese ve makam bilgisine de sahip olması istenirdi. Bu gö­revde bulunanların padişaha namaz kıl­dırmanın yanı sıra bayram tebrikleşme-lerinde ve cülus törenlerinde dua etme, ramazanın on beşinci günü yapılması mu­tat olan hırka-i şerif ziyaretlerinde aşr-ı şerif okuma, hünkâr cenazelerinin yıkan­masında bulunma ve şeyhülislâmın izniy­le cenaze namazını kıldırma gibi görevle­ri de vardı.

Hünkâr imamı yüksek maaş alan bir devlet görevlisiydi. En aşağı derecede bu­lunanlara müderrislik payesi verilirdi. An­cak içlerinde kazaskerlik rütbesinde olan­lar da vardı. Nitekim III. Murad’ın imamı Abdüikerim Efendi ile I. Ahmed’in imamı ve Zübdetü’t-tevârîh müellifi Safî Mus­tafa Efendi kazasker rütbesinde bulunu­yorlardı. Hünkâr imamlarına yevmiyele­rinden başka her yıl yazlık ve kışlık elbise bedeli de verilirdi. Bunların içinde Pîrîzâ-de Mehmed Sâhib ve oğlu Osman Sâhib gibi kazaskerliğe, hatta şeyhülislâmlığa kadar yükselenler bulunduğu gibi eser sahibi olanlar da vardı. Hünkâr imamlığı varlığını devletin sonuna kadar sürdür­müş ve devlet protokolündeki yerini ko­rumuştur.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski