Hünkar Müezzini Kimdir, Görevi, Hakkında Bilgi

Hünkâr Müezzini. Osmanlı sarayında görev yapan padişah müezzinlerine verilen ad.

“Müezzin-i hâssa, müezzin-i şehriyârî” adlarıyla da anılan ve Has Oda’ya mensup olan bu müezzinler Enderun’da ayrı bir cemaat teşkil ederlerdi. Bunlar, “sermahfil” denilen müezzinbaşı yardımcısı tara­fından Enderun’a alman güzel sesli, ka­biliyetli gençler arasından seçilerek mû­siki bilgileri ve müezzinlik âdabı öğretil­mek suretiyle mesleğe hazırlanırlardı.

Müezzinler, mülâzım adı verilen aday­lar arasından ihtiyaç duyuldukça sermahfilin tavsiyesiyle Bâbüssaâde ağası tara­fından tayin edilirdi. Hünkâr müezzini pa­yesini elde edenlerin içinden sesi, kabili­yeti, bilgisi ve tecrübesi bakımından en uygun olanı başmüezzinliğe getirilirdi. Bütün müezzinler müezzinbaşmın yöne­timinde nöbetle görev yaparlardı. Namaz vakitlerinde saraydaki mescidlerde hiz­met veren müezzinler, padişah sarayda iken sabah namazını Sarây-ı Hümâyun Camii’nde kendilerine mahsus mahfillerde eda ederlerdi. Diğer vakitlerde nöbetçi imamlarla birlikte hünkârın çoğunlukla bulunduğu sünnet odaları, Bağdat ve Ça­dır köşkleriyle Mustafa Paşa, Gülhane, Si­nan Paşa ve İshakıye kasırlarına giderek görevlerini yerine getirirlerdi. Padişahlar saray dışına çıktıkları vakit ise gidilen yer­lerde görev yaparlar, cuma ve bayram na­mazlarının kılındığı camilerde, ayrıca pa­dişahların ramazanlarda teravih için git­tikleri selâtin camilerinde buradaki müez­zinlerden hizmeti devralırlardı. Özellikle bu müezzinlerin katılımıyla eda edilen na­mazlara halk ayrı bir rağbet gösterirdi. Çünkü hünkâr müezzinleri bazan namaz­larda çeşitli ilâhiler okurlar, böylece iba­det hayatı halk için ayrı bir coşku vesilesi olurdu. Hatta saray müezzinlerinin İşti­rakiyle kılınan namazlarda ortaya çıktığı için “saray tavrı” denilen bir müezzinlik icrası daha sonra İstanbul’da yaygınlaşarak rağbet bulmuştur.

Hünkâr müezzinlerinin saray görevlileri arasına ne zaman girdiği kesin olarak tes-bit edilememekle birlikte müezzinbaşılık müessesesinin II. Bayezid (1481-1512) ta­rafından kurularak görevlerinin bir tali­matnameyle belirlendiği nakledilir. Ayrı­ca l.Ahmed zamanında (1603-1617) Ayn Ali Efendi tarafından hazırlanan Risâle-i Vazîîehorân’dan XVII. yüzyılda müezzin­lerin sayısının on beş olduğu, toplam yev­miyelerinin de 198 akçe tuttuğu anlaşıl­maktadır. Bu sayı zamanla artarakXVIII. yüzyılın ikinci yarısında otuz ikiye ulaşmış­tır.

Hünkâr müezzinleri 1826’da Muzıka-i Hümâyun kurulduktan sonra bu çatı al­tında toplanmıştır. Buraya Enderun dışın­dan da alınan güzel sesli, makam ve usu­le âşinâ kişilerin aynı zamanda Muzıka-i Hümâyun’un fasıl takımının reisliğini yap­tıkları bilinmektedir. Zamanla başmüez­zinliğe kadar yükselmiş birçok bestekâr arasında Sermüezzin Rifat Bey, Bahâeddin Efendi, Muallim İsmail Hakkı Bey, Dellâlzâde İsmail Efendi ve Hamâmîzâde İs­mail Dede Efendi gibi müezzinler özellik­le belirtilmelidir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski