İdris Baba Türbesi -Macaristan- Tarihi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

İdris Baba Türbesi. Macaristan’ın Peçuy şehrinde XVII. yüzyıla ait türbe.

Budapeşte’nin 220 km. güneybatısında yer alan Peçuy’un [Peçy, Pecs] Osmanlı dö­nemindeki surlarının dışında ve Yakovalı Hasan Paşa Camii’nin yakınındaki Sigetvar Kapısı”nın oldukça uzağindadır. Ünlü tarih yazarı Peçuylu İbrahim Efendi İdris Baba’yı. “Peçuy’da büdelâdan İdris Baba de­nen bir meczûb-ı ilâhî vardı. O nice kera­met ve velayeti zahir bir aziz idi. Şimdi mezarının üzerine yüksek bir kubbe ya­pılmış olan baba o vakitler yaşıyordu, ken­disine rastladım” cümleleriyle tanıtmak­tadır. Peçuylu, onunla 1000 (1591) yılında Bosna Beylerbeyi Hasan Paşa’mn yanına giderken karşılaştığına göre İdris Baba XVI. yüzyılın sonlarında veya XVII. yüz­yılın ilk yıllarında ölmüş ve kabri üstüne kubbeli bir türbe yapılmıştır.

Gerçekten yaşadığı bu bilgiden öğreni­len İdris Baba’nın sonradan kemikleri de bulunmuştur. Evliya Çelebi 1073 yılı Zilka­desinde (Haziran 1663) Peçuy’a da uğra­mış ve şehirdeki cami, medrese, tekke ve hamam gibi vakıf eserlerden bahsederken İdris Baba’yı, “1000 tarihinde hayatta olup nice kerametleri nakledilir” cümlesiyle anmıştır. Evliya Çelebi. Peçuy’daki yatır ziya-retgâhlan arasında. Sigetvar Kapısı dı­şında güneye meyilli yolun sağ tarafında dağlıkyerde bir âlim hekimden de söz eder. Kabri üzerinde kubbe olmayan bu kişi burada yaşamış ve mezarı üstüne çe­şitli dillerde yazılar bulunan bir mermer levha konulmuştur. Evliya Çelebi’nin ta­rif ettiği bu yer. İdris Baba Türbesi’nin ol­duğu araziye topografya bakımından uy­gun düşmekteyse de ikisinin ayrı anılma­sı bunların değişik kişiler olduğunu belli etmektedir. Evliya Çelebi’nin İdris Baba’-ya dair daha geniş açıklama yapmaması şaşırtıcıdır. Fakat 1000 yılında henüz hayatta olduğunu bildirmesi Peçuylu İbra­him’in verdiği bilgiyle tam uyum sağlar. Bu hususta akla gelen başka bir nokta da Evliya Çelebi’nin İdris Baba Türbesi’ni cid­di olarak incelememesi ve onunla ilgili bilgiyi Peçuylu’nun tarihinden aktarmış olmasıdır. Aksi halde adını belirtmediği hekime o kadar yer ayırırken İdris Baba’­nın tek satırla geçiştirilmesine bir anlam vermek mümkün değildir.

İdris Baba Türbesi, Macaristan’ın elden çıkmasının ardından 1693’ten sonra Cizvit tarikatı tarafından şapele dönüştürül­müş, pencerelerinden biri bozularak bu­raya yarım yuvarlak çıkıntı halinde bir ap­sis eklenmiştir. Ancak yapının hıristiyan-ların ibadetine tahsisi fazla sürmemiş, Macar yazarlarının ifadesine göre XVIII ve XIX. yüzyıllarda baruthane olarak kul­lanılmıştır. 1912-1913 yıllarında Istvân Möller tarafından bir dereceye kadar res­tore edilmiş, bu sırada apsis de kaldırıl­mış, fakat tepesindeki haç bırakılmıştır. 1917’de Budapeşte Yüksek Mimarlık Okulu çalışmaları ara­sında bu ülkedeki Türk yapılarının rölövelerini çizdirerek bir albüm halinde yayım­ladığında İdris Baba Türbesi’nin de plan ve kesitleri çıkarılmıştır. Bu çizimlerin teknik bakımdan mükemmel olduğu söy-lenemezse de yine o yıllardaki durumu gösteren birer belge olarak değerlidir. İd­ris Baba Türbesi 1961 -1963’te tekrar res­torasyon görmüş, bu sırada evvelce san­dukanın bulunduğu yerde bir kazı yapıldığında İdris Baba’nın iskeletine oldukça tamam bir halde rastlanmıştır. 1980’li yıllarda görüldüğünde bu küçük yapı, o sırada bir hastahanenin hemen yanında ağaçlık bir arazi ortasında bakımlı olup içi bir türbe görünümünde düzenlenmişti.

Rumeli’de birçok benzeri gibi daha ön­ce belki bir tekkenin yanında bulunan tür­be bugün tek basınadır. Burada eskiden bir tekkenin varlığını gösteren bir iz yok­tur. Türbenin etrafındaki arazinin Osman­lı döneminde oldukça yoğun rnüslüman yerleşmesine sahne olan Peç’in Türk me­zarlığı olduğuna da ihtimal verilebilir. Tür­be sekizgen bir plana göre yapılmış ve in­şasında kaba moloz taşlar kullanılmıştır. Pencerelerden biri. burası şapel yapıl­dığında sivri gotik kemerli bir kapıya dö­nüştürülmüş, diğer Türk dönemi pencereleriyle kapısı örülmüş, bir pencere de yarılarak büyütülmüştü. Son onarımda bunlardan bazıları düzeltilmiş, üst dizide olan yuvarlak pencerelerden bozulan bir tanesi eski şekline getirilmiş, gotik bi­çimli sövelere sahip kapıya ise dokunulmamıştır. Taştan örülmüş kasnaksız kub­be de kiremitle örtülmüştür. Türbenin içiyle duvarlarında hiçbir süsleme veya yazı İzi bulunamamıştır. Herhalde Peç’te Türk idaresi sona erinceye kadar duvar­ların iç yüzleri süslemesiz değildi. Bugün İdris Baba’nın ağaç parmaklıkla ayrılmış kabri üstünde bir sanduka, bunun da ba­şında bîr Kadiri tacı vardır. Ayrıca şamdan, seccade gibi mefruşatı da mevcuttur.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski