İhya-u Ulumuddin. Gazzâlî’nin (ö. 505/1111) başta tasavvuf ve ahlâk olmak üzere fıkıh, kelâm gibi ilimlere bilhassa amaçları bakımından yeni yaklaşımlar getiren önemli eseri.
Gerek ismi gerekse kısa önsözündeki açıklamalar, Gazzâlî’nin bu eseri İslâm ümmeti için bir ıslah projesi niteliğinde kaleme aldığını göstermekte, eski ve yeni ilim çevrelerinde de genellikle İhyâ’ın böyle bir iddia ile yazıldığı kabul edilmektedir. Müellif eserin önsözünde, âhiret yolunun öncüleri olması gereken âlimlerin şeytanın aldatmasına kapılmış şekilciler olduğundan yakınır; bunların ilim kavramını yozlaştırdıklarını, ilmi siyasetçilerin taleplerine uygun olarak verilen fetvalardan veya içeriksiz kelâmî tartışmalardan ya da vaizlerin sıradan insanları etkileyen tumturaklı konuşmalarından ibaret sayarak halkı yanılttıklarını söyler; gerçek ilimlerin ve selef-i sâlihînin takip ettiği âhiret yolunun artık unutulduğunu görerek İhyâyü adını verdiği kitabı yazmanın gerekli olduğu kanaatine vardığını belirtir Dikkatle bakıldığında eserde, müslümanlann içine düştüğü dinî-ahlâkî ve kültürel yozlaşmanın ve bunların İçtimaî ve siyasî yansımalarının incelendiği anlaşılır. Klasik kaynaklarda Gazzâlî’nin İhyâ inziva döneminde (1095-1105) kaleme aldığı kaydedilmektedir. Gazzâlî de tarih belirtmeden eseri bu dönemde yazdığı kitaplar arasında zikreder. Maurice Bouyges kitabın 488-495 (1095-1101) yıllan arasında telif edildiği kanaatindedir.
Dört ciltten oluşan eserin her cildinde “kitâb” başlığı altında on konu işlenmiştir. “Rub’u’l-ibâdât” başlıklı ilk ciltte ilim, akaid, temizlik, namaz, zekât, oruç, hac. Kur’an tilâveti, zikir ve dua, virdler ve gecelerin ihyası konuları ele alınmıştır. Bu bölümün en önemli özelliği, ibadetlerin zahirî usul ve erkânı hakkında bilgi verildikten sonra fıkıh kitaplarından farklı olarak bunların ihlâs. huşu gibi müellifin “kalbin amelleri” dediği manevî şartlarıyla ahlâkî boyutları üzerinde de durulmasıdır. Bu niteliğiyle İhyû. İslâm kültür tarihinde ibadet psikolojisi bakımından özel bir yere sahiptir. Yeme içme âdabı, evlilik, ekonomik hayat, helâl ve haram, ülfet. kardeşlik, sohbet ve muaşeret âdâ-bi; uzlet, semâ ve vecd; emir bi’l-ma’rûf nehiy ani’l-münker, maişet âdabı ve Peygamber’in ahlâkına dair “Rub’u’l-âdât” başlığını taşıyan II. ciltte Gazzâlî’nin İslâmî bir aile, devlet, toplum ve iktisat düzeninin teorik temelini ortaya koymaya çalıştığı ve bunu büyük ölçüde başardığı görülmektedir. Bu modelde asıl unsurun ailevî, içtimaî, iktisadî, siyasî vb. ilişkileriyle ilgili dinî ve ahlâkî bilgisi, bilinci, duyarlılığı ve sorumluluk duygusu gelişmiş fertler olduğu görülür. Bu gelişmenin sağlandığı fertlerin elindeki dünya hayatının kendisi güzel olacağı gibi bu hayat âhiret mutluluğunun da hazırlayıcısı olacaktır. “Rub’u’l-mühlikât” başlıklı III. ciltte insanın manevî, ahlâkî yönü, nefsin terbiye edilmesi, yeme içme ve cinsel arzuların kontrol altına alınması, dilin afetleri; gazap, kin ve haset; dünyanın anlamı ve önemi; cimrilik ve mal tutkusu: mevki tutkusu ve riya; kibir, kendini beğenmişlik ve kuruntu (gurur) konulan ele alınmıştır. Gazzâlî bu konuları işlerken ahlâk ve tasavvuf literatüründen geniş ölçüde yararlanmakla birlikte son derece dirayetli psikolojik ve pedagojik tahlilleriyle seleflerini aşmıştır. Gazzâlî, kendi deyimiyle bu ahlâkî hastalıkların psikolojik ve sosyal sebeplerini ve iyileştirme yollarını gösterirken her seviyedeki okuyucusunu bir iç gözleme yöneltmekte, onu kendi ruhunu tanımaya, ahlâkî şuurunu ve iradesini harekete geçirmeye sevketmektedir. Bu cildin “Zemmü’l-câh ve’r-riyâ” bölümünde insandaki mevki tutkusunun psikolojik temelleri incelenirken ortaya konan insan tasavvuru felsefî antropoloji bakımından önemlidir. Ayrıca bu cildin sonunda “Zemmü’l-ğurûr” başlığı altında, dönemin İslâm toplumuyla ilgili olarak gerçekçi ve yararlı bir dindarlık eleştirisi yapılmıştır. “Rub’u’l-münciyât” başlığını taşıyan son bölümde ise tövbe, sabır ve şükür, havf ve recâ. fakr ve zühd, tevhid ve tevekkül, muhabbet, şevk, ünsve rızâ; niyet, ihlâs ve sıdk; murakabe ve muhasebe, tefekkür, ölüm ve âhiret hayatı konuları incelenmiştir. Ancak bu başlıklar altında dar anlamda tasavvufî ve ahlâkî görüşler ortaya konmakla yetinilmemiş. konunun özelliğine göre ince fikrî ve felsefî tahliller de yapılmıştır. Meselâ tövbe, sabır ve şükür, tevhid ve tevekkül bölümlerinde yeri geldikçe irade ve özgürlük problemi üzerine ortaya konan görüşler müellifin felsefî, kelâmî ve tasavvufî birikimi yanında dehasının da bir ürünü sayılacak değerdedir. İslâm filozofları. Grek felsefesinin bütün konularına ilgi duydukları ve bu alanda eserler verdikleri halde sanat felsefesini ihmal etmişler, ilk defa Gazzâlî/hyâ’ın IV. cildinde sanat felsefesine dair parlak tahliller yapmış, güzellik ve ahenk kavramlarını inceleyerek buradan Allah’ın varlığını ispata gitmiştir.
İhyâyü culûmi’d-dîn”m ana bölümleriyle ihtiyaç duyuldukça alt bölümlerinde önce konuyla ilgili âyet ve hadisler genellikle yorum yapılmadan sıralanmış: ardından Hulefâ-yi Râşidîn ile Abdullah b. Mes’ûd, Selmân-ı Fârisî, Ebû Süleyman ed-Dârânî, Ebü’d-Derdâ, Ebû Zer el-Gıfâ-rî, Hasan-ı Basrî, Süfyân es-Sevrî gibi zühd ve takvâlanylatanınan sahâbî ve tabiî âlimlerinin; Cüneyd-i Bağdadî. Zünnûn el-Mısrî, Bâyezîd-i Bistâmî, Fudayl b. İyâz, Yahya b. Muâz gibi ilk dönem sûfilerinin sözleri aktarılmıştır. Abdullah b. Mübarek, Haris el-Muhâsibî, Ebû Tâlib el-Mekkî, Abdülkerîm el-Kuşeyrî gibi mutasavvıfların eserleri İhyâ’ın tasavvufî konulardaki başlıca kaynaklarıdır. Gazzâlî isimlerini zikretmemekle birlikte İhvân-ı Safa risalelerinden. Ebû Hayyân et-Tevhîdî. İbn Sînâ. İbn Miskeveyh gibi filozofların eserlerinden de yararlanmıştır. Yine ismini kaydetmemesine rağmen en çok faydalandığı eserlerden biri de Râgıb el-İsfahânî’nin ez-Zerfa ilâ mekârimi’ş-şe-ri’a adlı ahlâk kitabıdır. İhyamda yer alan hadislerle ilgili tahrîc çalışmaları, müellifin başta Kütüb-i Sitîe olmak üzere en az yirmi hadis mecmuasından istifade ettiğini göstermektedir.
Müellifin Önsözdeki hem naklî hem aklî delillere dayanacağına dair vaadine uygun olarak eserde hemen her konunun anlamı ve önemiyle ilgili nakillerin ardından çoğunlukla “beyânü hakîkati” başlığı altında konunun esası ve mahiyeti hakkında başarılı açıklamalar, yorumlar, ince tahliller ve tesbitler yapılır. Gazzâlî’nin fikrî ve felsefî birikimini, ufkunun genişliğini ve dehasını yansıtması bakımından dikkat çeken bu incelemeler İhyâ’m o güne kadar yazılmış olan tasavvuf, ahlâk ve bazı yönlerden felsefe literatürünü aştığını kanıtlayacak niteliktedir.
İhyâ’m Türkiye’de ve Türkiye dışındaki kütüphanelerde bulunan yüzlerce tam ve kısmî yazması içinde en eskisi, muhtemelen Muhtaşarü’1-İhyâ başlığını taşıyan 502 (1108-1109) tarihli nüshadır. Eserin IV. cildine ait diğer bir yazma ise 553 (1158) yılında istinsah edilmiştir. Tahran’daki Meclis-i Şûrâ-yı Millî Kütüphanesi’nde İhyâ’m IV. cildinin başından “Kitâbü’I-Havf ve’r-recâ'” bölümünün sonuna kadar olan kısmını içeren yazma 597 (1200) tarihini taşımaktadır. Muhtemelen ilk defa 1269’da (1853) Kahire’de (Bulak) basılan ve daha sonra pek çok baskısı yapılan eserin henüz ilmî bir neşri gerçekleştirilmemiştir.
Gazzâlî’nin kardeşi Ahmed el-Gazzâlî tarafından Lübâbü İhyâi euiûmi’d-dîn adıyla ihtisar edilen esere daha sonra da pek çok ihtisar yazılmış olup bunlardan bazıları şunlardır: İbnü’l-Cevzî, Minhâcü’l-küşıdîn Muhammed b. Ömer b. Osman el-Belhî. ıAynü’l-Hlm ve zeynü’l-hilm, Abdülvehhâb b. Ali el-Hatîb el-Merâgi, Lübâbü’l-îhyâ1; Muhammed b. Ali b. Ca’fer el-Aclûnî. İhya, Seyyid Muhammed Murtazâ ez-Zebîdî tarafından İthâfü’s-sâdeti’l-müttakîn bi-şerhi esrâri İhyâ adıyla şerh edil m iştir (Kahire 1311). On ciltten oluşan bu şerhin başında Gazzâlî’yi tanıtan geniş bir giriş bulunmaktadır (I, 2-53) Eserin, XIX. yüzyılda Yûsuf Ahmed Sıdkı tarafından yapılan Siyeru umûmi’l-muvahhidm tercümetü ve şerhu îhyâi ulûmi’d-dîn başlıklı dokuz ciltlik Türkçe tercüme ve şerhi İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde kayıtlıdır.
Müeyyedüddin Muhammed el-Hârizmî. 620 (1223) yılında Hindistan Hükümdarı İltutmış’ın isteği üzerine İhyâ’m tamamını Farsça’ya çevirmiş, bu çevirinin bazı kısımları yayımlanmıştır. VII. yüzyıla ait diğer bir Farsça tercüme ile II. cildine ait bir serbest tercümenin mütercimleri bilinmemektedir. Eser. ilk defa Bostanzâde Mehmed Efendi (ö. 1006/1598) tarafından Yenâbîu’l-yakin ulûmi’d-dîn adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir. Süleyman Tevfîk el-Hüseynî’nin I. cildin ikinci bölümünün sonuna kadar getirebildiği Türkçe tercümesi basılmıştır (İstanbul 1326-1327). /hyâ’ın tamamını Ahmed Serdaroğlu (Ankara 1963; İstanbul 1974) ve Ali Arslan Aydın (İstanbul 1977) Türkçe’ye çevirmiştir. Eser. M. Ahsen Sıddîki tarafından Mezâkku’l-‘ârifîn başlığı altında Urduca’ya da tercüme edilmiştir (Leknev 1331).
Gazzâlî’nin eserlerinin Batı dünyasında tanınmasını sağlayan Raimundo Martini 1256-1257 yıllarında kaleme aldığı Expla-natio symboli apostolorum adlı eserinde hyd’a atıfta bulunmuştur. Martini’nin Gazzâlî’ye nisbet ettiği De Penİtentia (tövbeye dair), Probatorium (kanıt) ve Epistole adamicum adlı eserler muhtemelen iyâ’ın ilgili bölümleridir. Martini ile aynı dönemde yaşamış olan Süryânî-Ya’kübî papazı Ebü’l-Ferec İbnü’I-İbrî fazilet, rezilet. ruh temizliği gibi ahlâk konularını işlediği eserlerinde alıntılar yapmıştır. Miguel Asin Palacios aynı yazarın İhyâ’dan misaller, vecizeler ve şiirler aktardığını da bildirir. İhyâ’ın Batı dillerine yapılmış çok sayıda kısmî tercümesi bulunmaktadır. Hans Bauer. eserin ilk cildinin aslında müstakil bir kitap olan “Kitâbü Kavâcidi’l-‘akâ^id” başlıklı ikinci bölümünü 1922’-de Almanca’ya çevirmiş, daha sonra IV. cildinden “Kitâbü’ş-Şidk ve’n-niyye ve’l-ihlâş” bölümünün, II. cildinden “Kitâbü Âdâbi’n-nikâh”ın ikinci babının ve “Kitâ-bü’1-Helâl ve’I-harâm”ın üçüncü babının açıklamalı çevirisini yayımlamıştır (Halle 1916). Eserin ibadetlere dair bölümü Ed-win E. Calverley tarafından bir giriş ve açıklamalarla birlikte İngilizce’ye çevrilmiştir (Madras 1925). Diğer bazı kısmî çeviriler şunlardır: “Untersuchungen zu Ghazzalis Kitab at-Tauba Ihyâ3 Vlüm al-Din: Kitab Âdâb aİ-Macisha wa Akhlâk al-Nubuwwa The Book oi Knowledge:
The Foundations of the Articles of Faith: The Kitâb Qavöcid al-ıAqtfid Mysteries of Almsgiving: The Kitâb Asrâr aî-Zekâh of ihya’ ”ölüm al-Dîn [137] The Mysteries of Purit: The Kitâb Asrâr al-Tahâiah of al-Ghazüli’s Ihyâ’ ‘Ulûm a-Din [138] The Recitotion and the Interpretation of the Our’dn: al-Ghazâli’s Theory Muhammad AbulQuasem, Kuala Lumpur 1979 Invocations and Supplications: Kitâb al-Adhkâr va’d-Datawât The Remembrance of Death and theAfter-life: Kitâb Dhikr a!-Mawt va mâ Ba’dah imâm Gazzâti’s Ihyâ ıUlûm id-Din Temps et prieres: prieres et invications, extraits de l’Ih-yö’ \ılüm al-d’m .
Gazzâlî’den bahseden hemen bütün tabakat kitaplarında İhya3 hakkında da bilgi verilmektedir. Ayrıca İslâm düşünce tarihine, özellikle İslâm felsefesi, tasavvuf ve ahlâka dair eski ve yeni çalışmalarda eser hakkında malûmata rastlanır. /hyâJ üzerine pek çok İlmî çalışma yapılmıştır. Miguel Asin Palacios”un Algazel, domat-ica, moral, y ascetica başlıklı doktora tezi (Madrid 1901) bu alandaki ilk modern çalışmalardandır. Aynı yazarın La espiri-tuaîidad de Algazel y su sentido cristiano başlıklı eseri hyâ’ın bazı bölümlerinin tahlil, tahkik ve neşrinden ibaret olup dört ciltten meydana gelmektedir. Diğer çalışmalardan bazıları şunlardır: S. M. Zvvemer, “Jesut Crist in the İhya of Al-Ghazalİ L. Massignon. “Le Christ dans les evangiles selon al-Ghazzali Madelain Farah Habib, Islamic Marital Code: Prolegomenon to and Translation of al-Ghazâ-ii’s Book on the Etiquette of Marriage in Ihyâ ilumi al-din M.-L. Siauve, L’amour de Dieu chez Gazali. Une philosophie de l’amour â Bagdad au debut du XIIe siecle Mahmûd Ali Kurrâa, eş-Şekâfetü ‘r-rûhiyye fî Kitabi İhyâ’i ulûmi’d-dîn li’l-Gazzâlî. Gazzâlî’nin en hacimli ve en önemli eseri olan İhya hakkında. “İslâm’a dair bütün kitaplar kaybolup sadece İhya’ kalsaydı diğerlerini aratmazdı” şeklinde yaygın bir kanaat bulunduğu ifade edilir. “İhya neredeyse Kur’an gibidir” anlamına gelen bir özdeyişten dahi söz edilir. Eser özellikle Kuzey Afrika’daki Şâzeliyye, Yemen’deki Ayderûsiyye tarikatlarının mensupları üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Muhibbi, bu bölgede Jhyâ’ın bazı bölümlerini vird olarak okuyanların bulunduğunu kaydeder. Buna karşılık Hanbelîfa-kihlerinin esere ağır eleştiriler yönelttiği görülmektedir. Henüz Gazzâlî hayatta iken Endülüs’te İhyâJın yakılması yönünde fetvalar verilmiş, bu hüküm uyarınca Murâbıt Hükümdarı Ali b. Yûsuf b. Tâşfîn bir ara eserin ülkesinde okunmasını yasaklamıştır. Gazzâlî’nin çağdaşlarından Kâdî İyâz, İbn Ebû Rendeka et-Turtûşî ve Ebû Bekir İbnü’l-Arabî eseri ilk tenkit edenlerdendir. İki yıl Gazzâlî’den öğrenim gören ve başta hyâ1 olmak üzere bazı eserlerini bizzat kendisinden okuyan Ebû Bekir İbnü’l-Arabî, el-Emedü’1-akşâ adlı eserinde varlığın mümkün olan en güzel şeklinin hâlihazırdaki durumu olduğuna dair İhyadaki görüşü eleştirerek bunun filozoflar tarafından gerçekleri tersyüz etmek için ileri sürülmüş bir fikir olduğunu ve ümmetin bu görüşün yanlışlığında ittifak ettiğini söyler. Esere en ağır eleştiriler Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî tarafından yöneltilmiştir. İb-nü’I-Cevzî. el-Muntazam’da ve Telbîsü İbîîs adlı eserinde Jhyd’ı tenkit ettiği gibi bu konuda İ’lâmü’1-ahyâ bi-ağlâ-ti’1-İhyâ adlı müstakil bir kitap kaleme almıştır. Ayrıca Ebû Abdullah Ali b. Ömer el-Mâzerî’nin el-Keşf ve’1-inba cani’I-mütercem bi’1-İhya3, Ebü’l-Hasan İbn Sekr’İn İhyâ’ü meyyiti’î-ahyâ’ fi’r-reddi ialâ Kitâbi’l-İhyâ\ Ahmed b. Muham-med b. Münîr el-İskenderrninez-Ziyd’ü’J-mütelâîî fî te’akkubi’1-İhyâ3 li’l-Gazzâlî başlıklı birer reddiye yazdıkları bilinmektedir. Takıyyüddin İbn Teymiyye de eserin tevekküle dair bölümüne reddiye mahiyetinde bir risale yazmışsa da genelde kitabı olumlu bulmuştur. Son dönem âlimlerinden Mustafa Sabri Efendi, Ihyâ’daki fikirleri dolayısıyla Gazzâlî’yi tenkit edenler arasında yer almıştır. Esere yöneltilen en ciddi eleştiriler hadislerin sıhhatiyle ilgilidir. Kitapta çok sayıda zayıf ve uydurma hadis bulunduğu belirtilmektedir. İlk defa Zeynüddin el-lrâki hyaMaki hadislerin tah-rici için büyük, orta ve küçük hacimde üç eser hazırlamıştır. İrâki’nin isnadını bulamadığı 271 hadis, Mu-hammed Emîn es-Süveydî tarafından ev el-hibör fîham-li’1-esfâr adlı eserde bir araya getirilmiş, bu kitabı neşreden Ali Rızâ b. Abdülvehhâb (Demenhûr Mısır 1414/1993), Süveydî’nin dikkatinden kaçan otuz altı rivayeti bu listeye eklemiştir.
İhyâ savunmak amacıyla da kitaplar yazılmıştır. Bunların başında bizzat müellifin alâ işkâlâti adlı eseri gelir. Gazzâlî’nin, ihyâ1-daki bazı kavramlara ve görüşlere açıklık getirmek için kaleme aldığı eserin bazı yazma nüshaları el-İmla1 calâ keşfi müşkilâti’l-İhyâ, el-Ecvibetü’l-müskite ‘ani’l-esileti’l-müşkileti’1-mübki-te başlığını taşımakta olup eser İhya ile birlikte birçok defa basılmıştır. Bu hususta yazılmış diğer önemli bir kitap da Feyz-i Kâşânî1-nin el-Mehaccetü’l-beyzâ fî tehzîbi. Celâleddin es-Süyûtî’nin Teşdîdü’l-erkân fî “leyse fi’1-imkân ebdaca min mâ kân ” başlıklı risâlesiyle Abdülkâdir el-Ayderûs’un Ta’-rîfü’İ-ahyâ bi-feza\li’l-İhyâ\ da [160] buhu-susta kayda değer çalışmalardır. JhyâJ-daki sebep-sonuç ilişkisine dair görüşlere yöneltilen eleştirileri cevaplamak üzere müellifi bilinmeyen iki eser daha kaleme alınmıştır.
Fahreddin er-Râzî’nin Kİtâbü’n-Nefs ve’r-rûh ve şerhti kuvâhümâ başlıklı eseri, Nasîrüddîn-i Tûsî’nin Ahlâk-ı Nâ-şirî’si. İbn Haldun’un Mukaddime’sl Şe-hâbeddin es-Sühreverdî’nin ‘Avârifü’l-ma’ârif’l Mehmed Birgivî’ninef-Tarîfca-tü’l-Muhammediyye’s\ gibi tanınmış eserler dahil olmak üzere sonraki dönemlerde yazılmış pek çok kitapta İhyâ^ü cuiûmi’d-dîn’İn farklı ölçülerde etkisi olmuştur.
TDV İslâm Ansiklopedisi