İmtiyaz Madalyası -Altın, Gümüş- Nedir, Tarihi, Özellikleri, Hakkında Bilgi

İmtiyaz Madalyası. Osmanlılar’da genel nitelikteki en değerli madalya.

Devlete ve ülkeye bağlılık gösterenlere, millet ve memleket yararına bir keşifte bulunanlara ve devletin verdiği görevleri başarıyla yerine getirenlere verilmek üzere 21 Zilkade 1300 (23 Eylül 1883) tarihin­de II. Abdülhamid tarafından ihdas edil­miş, madalyanın bizzat padişah tarafın­dan verileceği nizâmnâmesinde belirtil­miştir. Altın ve gümüş olmak üzere iki ay­rı madenden imal edilen imtiyaz madal­yasının bir yüzünde saltanat arması, di­ğer yüzünde, “Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye uğrunda fevkalâde sadakat ve şecaat ib­raz edenlere mahsus madalyadır” ibaresi ve altında iç kısmına verilen kişinin adının yazıldığı bir hilâl bulunmaktadır. Üzerin­deki ibareden dolayı madalyaya “sadakat ve şecaat madalyası” da denilmiş, bu yüz­den zaman zaman ikincisinin imtiyaz madalyasından ayrı olduğu zannedilmiştir. Genel olarak hizmeti görülenlere önce gümüş, ikinci defa verilmesi icap ettiğin­de ise altın imtiyaz madalyası takılırdı. An­cak hizmete göre ilk defa altın olanı da ih­san edilebilir, bu durumda gümüşü de birlikte verilirdi. İmtiyaz madalyasının ve­riliş sebebi verilen kişinin adıyla birlikte madalya beratına kaydedilirdi. Mülkiye memurları madalyalarını ancak resmî günlerde, askeriyeye mensup olanlar ise devamlı takarlardı. Madalyanın kurdele­si İmtiyaz nişanı kurdelesiyle aynı renkte olup yansı yeşil, yarısı kırmızı idi.

İmtiyaz madalyası, nizâmnâmesinde bu madalyanın askeriye mensuplarına tek tek veya toplu olarak verilebileceği ifade edildiğinden savaş madalyası özelliği de taşıyordu. Savaş sırasındaki başarıların­dan dolayı askeriye veya mülkiye mensup­larına verilecek imtiyaz ve liyakat madal­yaları kurdelelerine madalya ile aynı ma­denden yapılmış iki kılıçla bir levha asıl­ması kararlaştırıldı (16 Kasım 1914). Bu levhada savaşın ismi de belirtilir ve ma­dalyaya sahip olan kişinin hizmetinin her tekrarlanışında yenisi verilerek aynı madalya kurdelesi üzerine sıralanırdı. Böy­lece savaşta verilen imtiyaz ve liyakat ma­dalyaları normal zamanda verilenlerden ayırt edilmiş olurdu. Daha sonra savaş es­nasında askerî erkâna verilecek imtiyaz ve liyakat madalyaları harçtan muaf tu­tuldu (1 Mart 1915). Ayrıca rütbe ve un­van farkı gözetmeksizin, Osmanlı Devleti ve müttefiklerinin ordu ve donanmala­rında görevli veya gönüllü olarak bulunan ve savaş sırasında yararlılık gösterenlere verilmek üzere tek rütbeli ve tunçtan yapılmış savaş madalyası ihdas edildi (1 Mart 1915). Bu madalyanın ihdası İle bir­likte, imtiyaz ve liyakat madalyalarının sa­vaşa mahsus olarak ancak savaş madal­yasına sahip olanlara verilmesi kararlaş­tırıldı. Daha önce savaşa mahsus olarak ihsan edilen imtiyaz ve liyakat madalya­ları için uygulanan usul esasen savaşa mahsus olmayan, fakat savaş sırasında da verilebilen bütün madalya ve nişanlar için geçerli kılındı. Böylece savaş madalya­ları dışında savaş sırasında verilen bütün madalyaların şeritlerine çift kılıçla bir lev­ha ve nişanların üzerine de çift kılıç ilâve edilmeye başlandı (3 Mart 1917).

Nizâmnâmede imtiyaz madalyasının mirasçılara intikali konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Bununla birlikte ma­dalyalar genel olarak sahibinin ölümün­den sonra büyük evlâdına intikal ederdi. Fakat şahsa mahsus olmaları sebebiyle taşıma hakkı ancak padişahın İzniyle ve­rilebilirdi. İmtiyaz madalyasının ihdasın­dan bir süre sonra da bu husus bir niza­ma bağlandı (24 Eylül 1887). Buna göre sahibinin ölümü halinde madalya, taşıma hakkı olmaksızın sadece bir iftihar vesi­lesi olarak veresesine intikal ederdi. Ölen kişinin güzel ahlâkı ile tanınmış ve devlet tarafından iyi hizmetleri görülmüş erkek evlâdı bulunması durumunda bir beratla kendisine taşıma hakkı da verilebilirdi. Bir ara imtiyaz madalyasının evlâda intikal ettirilmemesi ve kullandırılmaması ko­nusunda bir irade çıkmışsa da (22 Ekim 1900) mevcut usul bir süre daha yürür­lükte kaldı. Nihayet 1920yılında taşıma hakkı verilmeksizin iftihar vesilesi olmak üzere veresesine intikali kabul edildi.

İmtiyaz madalyası, bir savaşta veya di­ğer bazı olaylar sırasında önemli hizmet­leri görülenlere verilen madalyalardan farklıdır. Genel nitelikteki diğer madal­yalar (iftiharve liyakat)içinde en değerli olanı imtiyaz madalyasıdır. Farklı maden­lerden imal edilmiş türleri bulunan umu­mi madalyaların itibar sırasının tayininde maden türleri de önem taşırdı. Liyakat ve İmtiyaz madalyalarının itibar sırası altın imtiyaz, altın liyakat, gümüş imtiyaz ve gümüş liyakat şeklindeydi. Ayrıca aynı ma­denden yapıldığı halde savaş vesilesiyle verilenleri normal zamanda verilenlerin­den daha değerli sayılırdı. Sol göğüs üze­rine ve omuza yakın biçimde takılan ge­nel madalyalar itibar sırasına göre önden kola doğru sıralanır ve itibarı az olan ma­dalya kola daha yakın olurdu. Değişik ta­rihlerde farklı ebatlarda basılmış tür­lerine de rastlanan bu madalya Osmanlı Devleti’nin sona erişine kadar kullanıl­mıştır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski