İskender Paşa Külliyesi -Artvin- Tarihçe, Mimari, Hakkında Bilgi

İskender Paşa Külliyesi. Artvin’in Ardanuç Kalesi’nde XVI. yüzyılda yapılmış olan külliye.

Artvin ilinde Ardanuç ilçesinin eski merkezinde yer alan külliye cami, medre­se, arasta, çeşme ve üç türbeden meyda­na gelmiştir. Caminin güneyi ve batısında zamanla oluşan bir hazîre mevcuttur.

Kayıtlara göre cami, ilk defa VII. yüzyıl­da Hz. Osman döneminde yöreye geçici olarak hâkim olan müslüman Araplar ta­rafından inşa edilmiştir. Orijinal şekli bi­linmeyen bu yapı Akkoyunlular’dan sonra kullanılamaz hale gelmiştir. 958’de (1551) Ardanuç Kalesi’ni fethedip Osmanlı hâ­kimiyetini sağlayan Erzurum Beylerbeyi Çerkez İskender Paşa tarafından 960 (1553) yılında cami onarılarak ibadete açılmış ve buraya çeşitli gelirler vakfedilmiştir. Kapalı mekânında bulunan 1281 (1864-65) tarihli kitabeye göre bina, Sü­leyman Paşa’nın önderliğinde Hasan Efendi tarafından esaslı bir şekilde yeni­den tamir ettirilmiştir. Rus İşgali sırasın­da minaresi yıkılan ve bir süre depo ola­rak kullanılan yapı günümüzde ibadete açık olup onanma muhtaçtır.

Moloz taşla inşa edilen yapının kuzeyin­de iki katlı ahşap son cemaat yeri mev­cuttur. Alt katı üç, üst katı tek bölümlü olarak ele alınan son cemaat yeri ahşap direk ve kirişlere sahiptir ve düz tavanlı­dır. Alt katta solda bağdadî olarak yapıl­mış, bugün Kur’an kursu olarak kullanı­lan bir oda vardır. Batıda sonradan yapı­ya bitişik halde inşa edilen Hatice Hanım Türbesi bulunmaktadır. Doğuda odanın yanında yer alan ahşap merdivenle üst kata çıkılmaktadır. Üst kat üç yönden ah­şap korkulukla çevrili olup dışa açıktır. Ek­sende görülen ve harime geçişi sağlayan kapının basık kemerli bir açıklığı vardır. Kapının etrafı silmelerle çevrelenerek dik­dörtgen içine alınmış olup üstte iki kade­meli bir tepelik mevcuttur.

Harim güneye doğru genişleyen kare­ye yakın dörtgen plana sahiptir. Yapının üstü, son cemaat yerini de içine alacak şekilde üzeri alaturka kiremit kaplı kırma çatı ile Örtüdür. Ahşap tavanlı harimin ortasında dört ahşap sütunla taşınan ve kirişlere oturan 6 m. çapında ahşap kub­be vardır. Mekânı aydınlatan pencereler her cephede altta iki, üstte iki olmak üze­re dörder adettir. Dikdörtgen açıklıklı ve söveli olan bu pencerelerden alt sıradakiler daha büyük ve içten yuvarlak ke­merli olarak ele alınmıştır. Harimin kuze­yinde, kapının iki yanında kot farkı ile zeminden ayrılan ve ahşap korkuluklarla çevrelenen mahfiller dışında bir de üst kat mahfili bulunmaktadır. Ahşap direk ve kirişlere oturan üst katın eksende öne doğru düz çıkma yapan köşk kısmı vardır. İçte solda yer alan ahşap, dışta ise kuzey­doğu köşede mevcut taş merdivenlerle buraya çıkılmaktadır. Eksende bulunan alçı mihrap süslemesiz olup dikdörtgen çerçeve içine alınmış yarım daire şeklin­de bir nişe sahiptir. Üzeri boyanmış olan ahşap minberin ise herhangi bir özelliği yoktur.

İç mekândaki zengin ahşap işçiliğinin yanında yapıda özellikle kubbenin de bu­lunduğu tavanda itinalı ve diğerlerine gö­re daha eski kalem işi süslemeler vardır. Kubbeyi taşıyan kirişlerin alt ve yan yü­zeylerinde ve köşeliklerinde, sarı renkli zemin üzerine iki sıradan oluşan açık ye­şil renklerle boyanmış baklava dilimleri, iç kısımda üçlü dairelerden oluşan kalem işi süslemeler görülmektedir. Köşelikle­rinde ise çiçeklerden meydana gelen zen­gin kalem işi süslemelerin yanı sıra kubbe eteğinde tek sıradan oluşan çiçek dizisi yer almaktadır. Harimin kuzeybatı köşe­sinde duvar üzerinde bulunan ahşap mi­nare son yüzyılda yapılmış olup beyaz yağlı boya ile boyalıdır. Silindirik gövdeli, tek şerefeli ve konik külâhlı minareye mahfilden çıkılmaktadır.

1553 yılında İskender Paşa tarafından yaptırıldığı kabul edilen medrese günü­müze ulaşmamıştır. Bazı araştırmacılar, bugün caminin kuzeyinde bulunan ve bir yapının güney duvarı olduğu anlaşılan ka­lıntının aslında medresenin güney duvarı olduğunu kabul etmektedir. Bü­yük bir kısmı tamamen yıkılmış olan med­resenin yerine bugün bir ev inşa edilmiş­tir.

Arasta, caminin 200 m. kadar uzağın­da yer almakta olup sokağın iki yanına sı­ralanan dükkânlardan meydana gelmiş­tir. Moloz taşla inşa edilen dükkânların önleri açık ve üzerleri beşik tonozlarla ör­tülüdür. Çoğu yıkılmış olan dükkânlardan sadece yedi tanesi mevcuttur.

Caminin önünde yer alan çeşmenin Yû­suf Paşa’nın eşi Hatice Hanım tarafından yaptırılmış olduğu kitabesinden anlaşıl­maktadır. Bu hanımın türbeye adını ve­ren Hatice Hanım olduğu kabul edilmek­tedir.

Caminin batısında bulunan üç türbe iki grup halinde düzenlenmiştir. Bunlardan caminin kuzeybatı köşesinde son cemaat yerinin batı kenarını kapatan yapı Hatice Hanım Türbesi, bu türbenin güneybatı köşesinde Ali Paşa Türbesi ve caminin batı cephesine bitişik bulunan yapı ise Sü­leyman Paşa Türbesi’dir. Her üç türbe de muhtemelen XVIII. yüzyılda inşa edilmiş­tir.

Son cemaat yerinin batı kenarında ya­pıya bitişik olarak yer alan Hatice Hanım Türbesi diğer iki türbeden daha büyük ve muhtemelen de daha erken tarihlidir. Dıştan 6,90 x 6.90 m. ölçülerinde kare plana sahip türbe pandantiflerle geçişi sağlanan bir kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yerine bakan doğu cephesinin orta ekseninde basık kemerli ve tek ah­şap kanatlı kapı açıklığı üstten yuvarlak kemerli bir niş içerisine alınmıştır. Alınlı­ğında tarih vermeyen Osmanlıca kitabe bulunmaktadır. Güney, batı ve kuzey cep­helerinde orta eksenin alt seviyesinde taş söveli ve dikdörtgen açıklıklı birer pence­re, üstünde ise birer küçük yuvarlak pen­cere yer almaktadır. İçerisinde şâhidesiz iki mezar bulunan yapıda süsleme yok­tur. Yapının 1 m. kalınlığındaki duvarları dolgu duvar tekniğinde örülmüştür. Kapı ve pencerelerde düzgün kesme taş, kub­bede tuğla, cephe kaplamalarında her­hangi bir özelliği olmayan moloz taş kul­lanılmıştır. Doğu cephesi sıvanarak bada­nalanmış, kubbe de betonla sıvanarak ko­ruma altına alınmıştır.

Ali Paşa Türbesi, Hatice Hanım Türbesi’nin güneybatı köşesine bitişik olarak in­şa edilmiştir. Yapı dıştan 5,25 x 5.25 m. ölçülerinde kareplana sahiptir. Güney cephesinin orta ekseninde bir niş içinde yer alan tek ahşap kanatlı ve yuvarlak ke­merli kapı bulunmaktadır. Batı ve kuzey cephelerinde ise birer adet dikdörtgen açıklıklı pencere yer almaktadır. İçinde mezar bulunmayan yapının üzeri pandan­tifle geçişi sağlanan kubbeyle örtülmüş­tür. Oldukça sade olan türbe, malzeme ve teknik açısından Hatice Hanım Türbe­si ile aynı olup yalnızca duvarları daha in­cedir. Kubbesi dıştan betonla sıvanarak koruma altına alınan yapı onarıma muh­taçtır.

Caminin batı duvarına bitişik olarak yer alan Süleyman Paşa Türbesi, dıştan 6,25 x 6.25 m. ölçülerinde kare planlı olup üzeri pandantiflerle geçişi sağlanan kubbeyle örtülmüştür. Yapının doğu cep­hesi camiyle ortak duvara sahiptir. Bu du­varın güneyinde harime açılan dikdört­gen bir pencere mevcuttur. Güney cep­hesinin orta ekseninde alttaki büyük ve dikdörtgen, üstteki küçük ve kare şeklin­de iki pencereye karşılık batı cephesinde herhangi bir açıklık bulunmamaktadır. Kuzey cephesinin batı köşesinde yuvarlak kemerli niş içinde ele alınan kapı tek ah­şap kanatlıdır. İçeride dört adet şâhidesiz mezar olan yapı süslemesizdir. Yapı mal­zeme ve teknik açısından diğer iki türbe­ye benzerlik göstermektedir, ancak fark­lı duvar kalınlıklarına sahiptir. Kubbe dış­tan betonla sıvanarak koruma altına alın­mış olup yapı bakımsızdır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski