İşkodra. Kuzeybatı Arnavutluk’ta tarihî bir şehir. Shkoder, İskenderiye, Skutari ve Skadar isimleriyle de anılmıştır. Arnavutluk’un en eski yerleşim birimlerinden biri olan İşkodra, aynı zamanda ülkenin kuzey kesimindeki en önemli sanayi ve kültür merkezidir. Osmanlı yönetiminin (1393-1396. 1479-1912) ilk dönemlerinde önemli bir sancak merkezi ve kale şehriydi. Daha sonra Balkanlar’ın batısında nüfusu 40.000’e kadar ulaşan bir ticaret merkezi olarak gelişti. Şehirdeki îslâmî hayat da kırktan fazla cami, medrese ve dergâhıyla aynı paralelde canlandı. İşkodra Kir. Drin ve Boyana nehirlerinin birbiriyle kavuşma sahasında kurulmuştur. Buraya tepeden bakan Rozafat Kalesi İllirler. Roma, Venedik ve Osmanlı dönemlerinin izlerini taşımaktadır. Kalenin bulunduğu tepenin hemen gerisinde de Özellikle I, Balkan savaşları sırasında uzun Skutari kuşatması ile meşhur olan Taraboş dağı uzanmaktadır.
İşkodra (Scodra) milâttan önce III ve II. yüzyıllarda İllir Devletİ’nin merkeziydi. Milâttan önce 168’de şehir Romalılarda, 395′-ten sonra da Bizans’a geçti. Milâttan sonra X1-XII1. asırlarda Bizans ve Zeta Sırp Prensliği arasında hâkimiyet mücadelelerine sahne oldu. 1360 – 1393 yıllarında Sırp Balsic Prensliği’nin merkezi olan şehir, Osmanlı kumandanı Kavala Şahin tarafından ele geçirildiyse de (1393-1396) bu uzun sürmedi. 1396’da George Stratsimîrovic şehri Venedikliler’e sattı. Şehri tahkim eden Venedikliler 1479’a kadar burayı ellerinde tuttular. Osmanlılar, başarısız geçen birçok teşebbüsün ardından bizzat Fâtih Sultan Mehmed’in de katıldığı uzun bir kuşatmadan sonra İş-kodra’yı ancak antlaşma ile alabildiler. Şehrin ele geçirilmesi Osmanlı kroniklerinde bazı farklı ayrıntılarla yer almaktadır. Bu konuda en ayrıntılı bilgi ise Marin Barletius tarafından verilir. Osmanlılar İşkodra’yı boş olarak teslim almışlardı. Antlaşma şartlarına göre halk şehri boşaltıp Venedik topraklarına göç etmişti. Bu durum, İşkodra’nm yüzyıla yakın bir süre nüfus ve iktisat bakımından yetersiz kalmasına yol açtı. 890 (1485) tarihli tahrir defterine göre kalede birkaç yüz kişilik askerî birlik bulunuyor, ayrıca şehirde yirmi yedisi müslüman olan doksan yedi hanelik [yaklaşık 450-500 kişi] sivil nüfus yer alıyordu. Askerlerin ve müslüman halkın ihtiyacı için iki mescid inşa edilmiş, bir kilise de camiye çevrilmişti. Bu mescidler ve caminin isimleri 1047 (1637) tarihli Rumeli Camileri Vazife Defterinde ve kısmen de XVI. yüzyıl Osmanlı tahrirlerinde kayıtlıdır. 890 (1485) yılı sayımına göre İskenderiye, 375’i müslüman 23.385 hanesi bulunan 89S köye sahip İskenderye sancağının merkeziydi. Kosova’daki İpek’le Podgoriça, Drivasto, Zabljak ve Medun kaleleri de sancağa dahildi.
II. Bayezid tarafından inşa ettirilen cami ile birlikte İşkodra giderek nüfusuyla da îslâmî bir hüviyete bürünmeye başladı. 890’da (1485) müslüman nüfusun oranı % 28 dolayında iken 934’te (1528) % 73’e, 978’de ise (1570-71) % 89’a ulaştı. 934′-te{1528) 119 müslüman, kjrk üç hıristiyan hâne [yaklaşık 750-850 kişi] 978’de (1570-71) 217 müslüman, yirmi yedi hıristiyan hâne [yaklaşık 1200-1300 kişi] kaydedilmişti. Şehirdeki bu tedrîcî islâmlaşma’nın bir başka işareti de Tekelü Türkmenleri’ne mensup olup Safevîler’in Azerbaycan valiliğinde bulunmuş, sonradan onlarla anlaşmazlığa düşerek Osmanlılar’a iltica etmiş ve Kanunî Sultan Süleyman tarafından Irakeyn Seferi sonrasında İşkodra’ya gönderilmiş olan Ulama Bey tarafından 946’da (1539) inşa ettirilen cami, medrese ve hamamdan müteşekkil külliyedir.
Evliya Çelebi, XVII. yüzyıl İşkodra’sını on beş mahallesi ve 1800 hanesi olan orta ölçekli bir kasaba olarak zikretmektedir. Evliya Çelebi ayrıca şehirde bulunduğunu yazdığı on bir camiden sadece II. Bayezid, Hüseyin Bey ve Kara Hasan camilerinin adını verir. Seyahatname’öe geçen mescid ve medrese sayıları gibi rakamların çoğu ya abartılıdır ya da baskı hatası olmalıdır. 1070 (1660) tarihli medrese listesinde sadece bir medresenin (Ulama Bey) adı kaydedilir.
İşkodra XVIII. yüzyıldan itibaren önem kazanmaya başladı. Bunun sebebi şehrin Arnavut Buşath ailesinin merkezi olmasıdır. Buşatlı ailesi burada, bütün ülkenin en önemli ve en büyük camisi olan Kurşunlu Cami’yi yaptırdı (1187/1773). XVIII. yüzyılın sonlarında Ermeni coğrafyacısı İnciciyan İşkodra’nın Tophane, Terzihan ve Tabaki semtlerine ayrılmış yirmi beş mahallesiyle gelişmiş bir ticaret merkezi olduğunu, müslüman nüfusun8000, Katolikler’in ise 600 hâne bulunduğunu, ayrıca kırk camiye karşılık bir kilisenin faaliyet gösterdiğini kaydetmiştir. Kalede de 150 müslüman hâne ve iki cami mevcuttu. Şehirde Buşatlı ailesinin hükümranlığı 1756-1831 yılları arasında sürmüştür. 1831 “de Osmanlılar bu aileyi bölgeden çıkardılar. İşkodra, XIX. yüzyıl boyunca Arnavutluk’un en önemli ticaret ve sanat şehri olma Özelliğini korudu. Tanzimat döneminde şehir bütün Kuzey Arnavutluk’u kapsayan bîr vilâyetin merkezi oldu. 1870’te başlayan Balkan demiryolu inşaatının İşkodra’yi dışarıda bırakması şehrin gelişmesini olumsuz yönde etkiledi.
1810 tarihli Fransız konsolosluk raporları nüfusun 40.000 civarında olduğunu kaydeder. Şemseddin Sami Kamûsü’l-a’lâm’da yüzyılın sonlarında şehirde 4500 hâne, 1500 dükkân ve 37.000 nüfusu bulunduğunu zikretmektedir. 1870′-te dükkân sayısının 2500 civarında olduğunun bilinmesi şehirdeki ekonomik zayıflamanın bir başka işaretidir. XX. yüzyılda şehir Sırp ve Karadağ orduları tarafından altı aylık bir kuşatma ile bunaltıldı. 191 3’te Avrupa devletlerinin baskısıyla yeni kurulan Arnavutluk Devleti’nin sınırlarına dahil edildi. 1 ve II. Dünya savaşları arasında uzun bir durgunluk devri yaşandı. Komünist döneminde yeniden yapılanmaya gidilerek eski Pazar bölgesi yıkıldı. Kurşunlu Cami etrafındaki yerleşim alanı da 1865’teki büyükse! baskını sırasında harap olmuştu. 1967’deki kültür devriminin ardından biri dışında bütün camiler yıkıldı. XIX. yüzyılda yapılan Roma Katolik kilisesi de spor salonuna çevrildi.
Komünist rejimin çökmesinden sonra ayakta kalan tek cami olan Kurşunlu Cami 1996’da tekrar ibadete açılırken Katolik kilisesi de yeniden kilise haline getirildi. XVIII. yüzyıla ait hamamlar ve XIX. yüzyıla ait idari yapılar kültür varlıkları olarak koruma altına alındı. Kalede bulunan II. Mehmed Camii’nin kalıntıları ile minaresi de aynı şekilde tarihî eser ilân edildi. Günümüzde nüfusu 80.000’i aşan İşkodra’da en önemli sanayi faaliyeti olarak bakır tel fabrikaları vardır ve bu ürünün % 80’i ihraç edilir. Ayrıca çeşitli makine ve deri sanayii yaygındır.
İşkodra yetiştirdiği Osmanlı simaları bakımından da ünlüdür. Osmanlı edebiyatının klasik döneminden İşkodralı Ahmedî ve İşkodralı Bâlî. XVIII. yüzyıldan Sa’diyye tarikatının Âciziyye kolunun kurucusu şair Süleyman Efendi ilk akla gelen isimlerdir. Buşatlı ailesine mensup vezirlerden İbrahim Sıdkı Bey, Mahmud Hamdi Efendi, İsmail Zihni Bey ile ailenin iki büyük şahsiyeti, İşkodra’da peK çok medrese, kütüphane, cami yaptıran Rumeli Valisi İbrahim Halîlî Paşa ve Balkan-lar’da birçok yerde valilik görevinde bulunan Hasan Hakkı Paşa zikredilmelidir. İşkodra’ya değerli bir kütüphane kazandıran Hasan Hakkı Paşa Türkçe, Arapça, Farsça, Fransızca ve Arnavutça konuşup yazabilen bir Mevlevi dervişi ve şairdir.
TDV İslâm Ansiklopedisi