İzhârü’l-esrâr. Birgivî’nin (Ö. 981/1573) Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulan Arap nahvine dair eseri.
Müellif, daha Önce yazdığı cAvâmil adlı nahiv kitabının şerhi mahiyetindeki bu eserinde, Arap nahvinin temel konularını özlü bir şekilde ve kısa sürede öğretmeyi amaçladığından genellikle yalnız Basra dil mektebinin görüşlerine yer vermiş, ancak az da olsa farklı görüşleri belirttiği ve bazı zayıf görüşleri tercih ettiği de olmuştur. İzhârü’l-esrâr’da, ‘Avâmil’de sadece adlan ve birer örneği verilen konuların tanımları yapılmış, şartları belirtilmiş, açıklamalı örnekleri çoğaltılmış, ayrıca esere bir giriş bölümü eklenmiştir. Örnekler âyetlerden ve güzel sözlerden seçilmiştir. Birgivî eserinde faydalandığı kaynaklan zikretmemişse de diğer kaynaklarla karşılaştırıldığında Ze-mahşerî’nin el-Mufaşşal’ı, İbnü’l-Hâcib’in el-Kâîiye’s\ ve İbn Hişâm’ın Muğ-ni’1-lebîb’l gibi kitaplardan istifade ettiği anlaşılmaktadır.
İzhârü’î-esrâr çok kısa bir giriş ve üç ana bölümden oluşur. Birinci bölümde âmil konusunu işleyen müellif isim-fiil-harf üçlüsünü tarif etmiş, ardından âmili mantıkî delillerle açıkladıktan sonra âmilleri lafzî ve manevî olmak üzere iki temel kategoriye ayırmış, lafzî âmilleri semaî ve kıyasî, semaî âmilleri isimleri etkileyenler ve muzâri fiili etkileyenler şeklinde tasnif etmiştir. İsimleri etkileyen âmilleri de bir ve iki ismi etkileyenler diye gruplandırarak incelemiştir. Her grubu örneklerle açıklayan müellif bu bölümde harf-i çerler, fiile benzeyen edatlar, “leyse”ye benzeyen edatlar, fi’l-i mu-zâriyi nasbeden harfler, muzâri fiili cez-medenler olmak üzere kırk dokuz semaî, dokuz kıyası ve iki manevî âmil olmak üzere altmış âmili şematik olarak işlemiştir. İkinci bölümde mamul kavramını açıklamış, ardından bunu aslî ve tâbi kısımlarına ayırarak aslî mamulleri dokuz merfû, on üç mensup, iki mecrur, bir meczum muzâri fiil olmak üzere dört kısımda izah etmiş, tâbi mamulleri de beş grupta ele alıp mamul sayısını otuza çıkarmıştır. Üçüncü bölümde i’rab konusu i’rabın mahiyeti, yeri, türü ve özelliği itibariyle dörde ayrılarak İncelenmiştir.
Gerek konuların tasnif edilerek açıklanması gerekse bu açıklamalarda illet ve sebeplerin de belirtilerek bir anlamda dilin felsefesinin yapılmış olması İzhâ-rü’1-esrâr’m ilgi görmesine sebep olmuş, asırlarca okutulduğu Osmanlı medreselerinde üslûp ve metot açısından İbnü’l-Hâdb’in el-Kâfiye ikinci planda bırakmıştır. Bundan dolayı el-Kâfiye ile İzhâr’ı muhtevalarını birleştirerek tercüme eden müellifler İzhâr’m metodunu takip ettiği gibi sadece ei-Kd/iye’ye şerh yazanlar dahi Birgivî’nin i’rab konusundaki metodunu uygulamışlardır.[52]
İzhâra’l-esrâr’ın kırkı aşkın baskısı yapılmıştır. İlk olarak 1219’da (1804) İstanbul’da basılan eserin hemen bütün baskıları Birgivî’nin AvâmiN ve İbnü’l-Hâ-cib’in el-Kûfiye’sini de ihtiva eder. Bu üç eser, çeşitli şerh ve haşiyelerinden alınan açıklayıcı notlarla birlikte Nahiv Mecmuası adıyla neşredilmiştir.
TDV İslâm Ansiklopedisi