Kaçarlar devri, gerek kültür gerekse sanat açısından İran için bir geçiş dönemi olarak kabul edilir. Avrupa’ya gönderilen öğrenciler, telgrafın gelişi, matbaanın kurulması, Avrupalı hocaların öğretiminde darülfünunun açılması, ilk gazetenin çıkışı ve Fransızca başta olmak üzere yabancı dillerden yapılan tercümeler gibi birçok faaliyet bu gelişmeyi hızlandırmıştır. Bu dönemde ilân edilen meşrutiyet ise kültür ve sanatta da yeni bir değişimin yaşanmasına yol açmıştır.
İlim ve sanatın yaygınlık kazanmasında matbaalar son derece etkili oldu. İlk defa 1816 yılında Tebriz’de, daha sonra sırasıyla Tahran, Şîraz, İsfahan ve Urmiye’de faaliyete geçen matbaalar başta kitaplar olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerin sayısının hızla çoğalmasını sağladı. 1837′-de Mirza Salih tarafından çıkarılan isimsiz ilk gazetenin ardından 1851’de Rûz-nâme-i VeküyF-i İttifâkıyye adıyla birincisinin devamı niteliğinde haftalık ikinci bir gazete çıkarıldı. Bu iki resmî nitelikli gazetenin ardından ülkenin çeşitli şehirlerinde özel veya resmî birçok gazete ve dergi yayımlandı.
Kaçarlar devrinin edebiyat açısından önemi ise bu döneme ait şair ve yazarların eski üslûbu denemeleri olmuştur. Kaçar hanedanının yedi hükümdarından dördünün şiir ve edebiyata ilgi duyması ve şiir yazması dönemin edebî çalışmalarını yönlendirdi. Daha Feth Ali Şah’ın hükümdarlığı sırasında saray şiiri doruğa ulaşmıştı. Şihâb-ı İsfahanı. Fürûgi-i Bis-tâmî, Sürûş-i İsfahânî, Kaânî-i Şîrâzî, Yağ-mâ-i Cendeki, Mahmud Han Melikü’ş-şu-arâ ve kadın şair Zerrîntâc Kurretülayn dönemin önde gelen şairleridir. Nesirde de münşilerin öne çıktığı görülür. Mahzenü’l-inşâ adlı eseriyle Mirza Muham-med İbrahim, Bedâyf-i Nigâr ve Keş-fü’1-ğarâ’ib (Risâle-i Mecdiyye) adlı çalışmasıyla tanınan, aynı zamanda iyi bir hattat olan Mecdü’l-Mülk dönemin mün-şîlerindendir. Ayrıca Batı ile ilişkiler, roman ve tiyatro gibi edebî türlerin İran’a girmesini sağladı. Batılı tarzda ilk roman Hikâyât-ı Pir ve Civan adını taşıyordu. Tiyatronun başlaması ise daha çok Moliere’in eserlerinin tercümesiyle olmuştur.
Tarih, felsefe ve dinle ilgili kitapların yazım ve yayımında da Kaçarlar dönemi önemli bir yere sahiptir. Bu dönemin tarihî kaynakları arasında sayılan birçok kitap telif edilmiştir. Abdürrrezzâk Bîg’in Me3âsir-i Sultânî’sı, Cihangir Mirza’nın bu eseri genişleterek yayımladığı Târîh-i Nev’i, Mirza Sâdık’ın Feth Ali Şah dönemi olaylarını anlattığı Târîh-i Cihân-âra-sı, Mirza Taki Sİpehr’in yazdığı Nâşıhu’t-tevârîh ile bir grup çalışması olan Târîh-i Koçariyye ve Rızâ Kulı Han Hidâyet’in Ravzatü’ş-şafâ-yi Nâşırîadlı eseri bunlar arasında sayılabilir. Târîh-i Tebriz ve Muntazam-ı Naşiri de bu dönemde kaleme alınmıştır. Tezkire tarzı kitap telifinde Kaçarlar devrine ait eserler arasında Muhammed Sâdık’ın Zînetü’l-medâyih’i ve Tezkire-i Encümen-i Hakan’ı, Rızâ Kulı Han’ın MecmaSı’l-iuşahâ3 ve Riyâ-zü’i-tânfîn ansiklopedik biyografi çalışması sayılan ve Nâsırüddin Şah’ın emriyle bir grup âlim tarafından hazırlanan Nâme-i Dânişverân zikredilebilir. Ayrıca bu tarzda Ravzâtü’î-cennât, Genc-i Dâniş ve Bustânü’s-seyâha adlı eserler de bu dönemde yazılmıştır. Felsefe alanında Molla Sadra ekolünün takipçileri çalışmalarını sürdürmüştür. Manzûme-i Sebzvârî ve Enşârü’l-hikem yazarı Molla Hâ-dî-yi Sebzvârî bu ekolün en iyi temsilcisidir. Âkâ Muhammed Rızâ Kumşeî, Âka Ali Zenzevî ve Mirza Ebü’l-Hasan Cilve dönemin diğer filozofları arasında yer alır.
Kaçarlar döneminin dikkat çeken bir başka yönü de siyasî düş/ünce alanındaki yazılarda Özellikle Batı tesirinin ortaya çıkışıdır. Bu türün bilinen ilk eseri Abdülla-tîf Mûsâvî Şüsterî’nin Tuhfetü ‘I-‘âlem adlı kitabıdır. Ancak bu tür kitapların çoğu yazarlarının Batı’daki görevleri sırasında kaleme alındığından seyahat yazılan tarzındadır. Mirza Ebû Tâlib Han’ın Fransa, Güney Avrupa ve Osmanlı Devleti topraklarında gördüklerine dair kaleme aldığı Arapça Mesire Talibi İî bilâdi Efren-cfsi, Avusturya, Fransa ve İngiltere’ye gönderilen Âcûdanbaşı Hüseyin Han’ın maiyetindeki Abdülfettâh Han Germrû-dî’nin onun izlenimlerini kaleme aldığı Sefernâme-i Âcûdanbâşı’sı, Paris büyükelçiliği sekreteri Hüseyin Serâbî’nin yazdığı Mahzen-İ Veköyİ’ gibi eserler siyasî düşünce içerikli seyahatname özelliği taşımaktadır. XIX. yüzyılın ikinci yansında Nâsırüddin Şah’ın Avrupa’ya yaptığı seyahati bir seyyah olarak bizzat rapor etmesi bu tür kitaplara yaygınlık kazandırdı. Hacı Pîrzâde, Mirza Muhammed Hüseyin Ferahânî, Ferhad Mirza ve Muînüs-saltana’nın seyahatnameleri bunlar arasında dikkat çekici örnekleri oluşturur. Ayrıca özellikle yurt dışında bulunan birçok devlet ve ilim adamının siyasî yazıları da Kaçarlar döneminde etkili olmuştur. Bunların en önemlileri, Londra’da çıkardığı Kânun adlı gazeteyle ilgi çeken ve risalelerinde İran’ın Batı medeniyetini benimsemesi, hukuk ve adalet alanında reform yapılması temalarını işleyen devlet adamı Nâzimüddevle Malkum Han, liberal görüşleriyle Kitöbçe-i Beneîş adlı eserin sahibi Mirza Yûsuf Han Müsteşâ-rüddevle, Mesâîik-i Muhsinîn ve Me-sâHlü’l-hayât adlı eserlerin müellifi olup uzun süre bulunduğu Rusya’nın etkisinde kalan ve Talibov diye bilinen Mirza Ab-dürrahman Tebrîzî ve Cemâieddîn-i Efgânî’dir. Nâsirüddin Şah’ın kraliyet yayın dairesini kurması özellikle yenileşme yolunda tarih, coğrafya ve edebiyat alanında birçok ilim adamının bir araya gelmesini sağladı. Daire Mir’âtü’l-Büldan, Muntazam-ı Nâşırî ve Matia’u’ş-şems gibi çalışmalar ortaya koymuştur.
Kaçarlar devrinin hemen başında Feth Ali Şah zamanından itibaren İran’da etkin bir mimari yapılanma meydana gelmiştir. Dönemin en önemli yapıları arasında yer alan Kazvin, Zencan, Simnân ve Tah-ran’daki Mescid-i Şâh camileriyle dinî mimarinin ve Tahran’daki Gülistan Sarayı, Tahran’ın dışında yazlık Kasr-ı Kaçar, Ka-rac’daki Süleymaniye Sarayı, Tahran-Teb-riz yolu üzerinde Sultaniye Sarayı, Kâ-şân’da ilâvelerin yapıldığı Bâğ-ı Fîn ile de diğer mimari türünün örnekleri verilmiştir. Nâsırüddin Şah döneminde Avrupa ile olan yakın ilişki mimaride de etkisini göstermiştir. Bu devrin dinî mimarisinin iki tipik örneğini Tahran’daki Mescid-i Sipeh-sâlar ve Şîraz’daki Mescid-İ Nasrülmülk teşkil eder. Aynı zamanda camilere bitişik olarak medreseler, ayrıca Kum ve Meşhed gibi dinî merkezlerde muhteşem türbeler inşa edilmiştir. Meşhed’de İmam Rızâ, Kum’da Fâtıma-i Ma’sûme, Rey’de Ab-dülazîm, Mâhân’da Ni’metullâh-ı Velî, Şîraz’da Mîr Muhammed ve Şâh-ı Çerâğ bu türbeler arasında sayılır. Kaçarlar döneminde şehir girişlerinde yapılan kapılar da mimari özelliklere sahiptir. Bunlardan Simnân’ın kuzey kapısı Darb-ı Kûşk, Tahran’daki Dervâze-i Kazvîn ve Dervâze-i Bâğ-ı Millî en güzel örneklerdir. Bunun yanında taziyelerin okunduğu yapılar olan tekyeler de bu dönemde inşa edilmiştir; bunlardan sadece Kirmanşah’taki Muâ-vinülmülk Tekyesi ayakta kalmıştır.
TDV İslâm Ansiklopedisi