Karaçay-Balkarlar. Kuzey Kafkasya’da yaşayan bir Türk topluluğu.
Karaçay-Balkarlar’ın (Balkanlılar Malkarlar) menşei hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüşse de bu toplulukların esas unsurunu Hun, Bulgar, Hazar ve Kıpçak Türkleri’nin teşkil ettiğini tarihî, antropolojik ve sosyolengüistik araştırmalar ortaya koymaktadır. Ancak bölgede yaşayan diğer etnik grupların da topluluğun oluşmasında etkilerinin bulunduğu muhakkaktır. Kendilerini Tavlu (dağlı) olarak adlandıran Karaçay ve Balkarlar dil. örf, âdet, din, içtimaî teşkilât, folklor, edebiyat ve tarih itibariyle tek topluluktur. Elbruz (Mingi Tav] dağının bir yamacında Karaçaylar, diğer yamacında Balkarlar yaşamaktadır. Coğrafî ayrılık dışında bu iki kardeş topluluk arasında önemli bir farklılık yoktur. XV. yüzyıla kadar Elbruz dağının doğusunda Bashan, Çerek bölgelerinde Karaçaylar’la birlikte yaşayan Balkarlar, Kabartaylar’la yaptıkları savaştan sonra Elbruz dağının batısına Kuban nehri vadisine göç ederek ana kitleden ayrılmışlardır. XVII. yüzyılda müslüman olan Karaçay Balkarlar Hanefî mezhebine mensuptur. Karaçay-Balkarlar arasında İslâm dininin yayılmasında İshak Efendi adında Kabartaylı bir hocanın etkisinin büyük olduğu belirtilmektedir.
Karaçaylar, Rusya Federasyon u’na bağlı Karaçay-Çerkez Özerk Cumhuriyeti’nde yaşamaktadır. Büyük Kafkas dağlarının batı bölümünde ve kuzey yamaçlarında yer alan cumhuriyetin başşehri Çerkesktir.[120.000, 1931’e kadar Battalpaşinsk/Battalpaşa] Karaçay-Çerkez Özerk Cumhuriyeti’nin batı ve kuzeybatısında Krasnador, kuzeydoğuda Stavropol bölgeleri, güneyde Gürcistan ve Abhazya, doğuda Kabarda-Balkar Özerk Cumhuriyeti bulunmaktadır. Önemli şehirleri Uçkulan, Zeberde, Zelençukve Karaçay Şahar’dır (Karaçayevsk). Cumhuriyetin dağlık bir arazi yapısı vardır. Karadeniz’e dökülen Kuban ırmağı ve bu ırmağın kaynağını oluşturan Zelençuk cumhuriyetin topraklarının büyük bir kısmını sulamaktadır. Pet-rokimya, şeker pancarı, mısır, patates, arpa, ayçiçeği, hayvancılık(özelllkle koyun yetiştiriciliği), et ve süt ürünleri, dağ turizmi, mineral kaynaklar, hafif makine sanayii cumhuriyetin en önemli gelir kaynaklan arasında sayılmaktadır. Nüfusu yaklaşık 500.000 civarındadır ve % 30’u Karaçay (156.000, 1993),% 10’u Çerkez. % 45’i Rus, % 7’si Nogay, % 3’ü Abaza, % 5’i diğer azınlıklardan meydana gelir. Ayrıca çeşitli Orta Asya cumhuriyetleri ve Kafkasya’nın diğer cumhuriyetlerinde de yaklaşık 10.000 civarında Karaçay bulunmaktadır.
Balkarlar, Rusya Federasyonu’na bağlı Kabarda-Balkar Özerk Cumhuriyeti’nde yaşamaktadır. Büyük Kafkas dağlarının kuzey yamaçlarında ve ona bitişik Kabar-da silsilelerinde yer alan Kabarda-Balkar Cumhuriyetimin başşehri 240.600 (1991) nüfuslu Nalçik’tir. Önemli şehirleri Prokh-ladny. Turna Aviz, Terek, Baksan ve Nart-kala’dır. Kuzeyde Stavropol bölgesi, doğuda Kuzey Osetya Özerk Cumhuriyeti, güneyde Gürcistan, batıda Karaçay-Çerkez Özerk Cumhuriyeti ile sınırları vardır. Büyük Kafkas dağ silsilesinin en yüksek zirvelerini oluşturan Elbruz (5642 m), Dihtav ve Şahara (5068 m.) cumhuriyetin güneyinde yer almaktadır. Bu dağlarda molibden, volfram, polime-tal filizler ve taş kömürü gibi madenlerin yanı sıra önemli maden suyu kaynakları da bulunmaktadır. Büyük Kafkas dağlarının zirvelerindeki buzullardan doğan Terek, Malka, Baksan, Çekem ve Çerek nehirleri cumhuriyetin topraklarını sular. Metalürji, hidroelektrik, çimento, demir, mineral kaynaklar, ayçiçeği, çedene, sebze ve meyvecilik, büyükbaş hayvan yetiştiriciliği ve atçılık cumhuriyetin gelir kaynaklarını oluşturur. 1995 yılı verilerine göre nüfusu 785.000’dir. Nüfusun % 48’i Ka-bartay, % 33’ü Rus. % 9’u Balkar, % 10’u diğer azınlıklardan meydana gelir.
Karaçay-Balkar halkının XV. yüzyıldan önceki tarihleriyle ilgili ayrıntılı bilgi yoktur. Karaçay adına Osmanlı kaynaklarında XVI. yüzyılda, Rus ve Avrupa kaynaklarında ise XVII. yüzyılda rastlanır. 1582’de Kabartay’da Osmanlılar’a yaptıkları hizmet dolayısıyla taltif edilen beyler arasında Karaçay Mirza’nın adı geçer. Bu zatın Karaçaylar’ın beyi olduğu söylenebilir.
1783’te Kırım’ın Ruslar tarafından alınması ve Kabartaylar’ın baskısı Karaçay-Balkarlar’ı Osmanlı Devleti’ne yaklaştırdı. Kırım ve Abhazya’dan sonra Kuban vadisinin de Ruslar tarafından işgal edilme tehlikesi Osmanlı Devleti’ni bölge halklarına yardıma şevketti. Rus istilâsına karşı Karaçay-Balkarlar da Osmanlı Devleti tarafında yer aldılar ve 1790 yılında Battal Hüseyin Paşa tarafından bölgeye yapılan seferi desteklediler. 1804’te bütün Kafkas halklarıyla Ruslar arasında cereyan eden Çegem savaşında Karaçay-Balkarlar ön safta çarpıştılar. Ancak 1806-1812 Osmanlı-Rus savaşı sonrasında yapılan Bükreş Antlaşması ile Ruslar’ın idaresine girdiler. 1822, 1835-1837, 1845-1846 ve 1853-185S yıllarında Ruslar’a karşı gerçekleştirilen ayaklanmalar kanlı bir şekilde bastırıldı. 1860’tan itibaren bölgeyi ele geçiren Ruslar özel bir idarî sistem kurarak Karaçay-Balkar halkını ikiye böldüler. Karaçaylar’ı Kuban, Balkarlar’ı da Terek eyaletine bağladılar. 1873 ve 1900 yıllarında yeniden ayaklanma girişiminde bulunan Karaçaylar’ın topraklan ellerinden alındı ve bir kısmının Türkiye’ye göç etmesine izin verildi. Türkiye’ye göç eden Karaçaylar bugün yoğun olarak Konya, Eskişehir, Tokat, Kayseri ve İstanbul gibi şehirlerde yaşamaktadır. 1980’li yıllardan itibaren Türkiye’den Amerika Birleşik Devletleri’ne çok sayıda Karaçay göç etmiştir.
11 Mayıs 1918 tarihinde kurulan Şimalî Kafkasya Cumhuriyeti’nde yer alan Karaçay-Balkarlar önce çar taraftarı Beyaz Rus generallerinin, ardından kızılların darbelerine mâruz kaldılar. Şimalî Kafkasya Cumhuriyeti’nin ortadan kaldırılması üzerine 1922yılına kadar silâhlı mücadelelerine devam ettilerse de bunda başarılı olamadılar. Bolşevikler, bölgedeki hâkimiyetlerini sağlamlaştırdıktan sonra Şimalî Kafkasya Cumhuriyeti’ni meydana getiren toplulukları kabile esasına göre bölgelere ve cumhuriyetlere ayırdılar. Karaçaylar. Karaçay Çerkez Muhtar Bölge-si’nde, Balkarlar da Kabarda-Balkar Muhtar Cumhuriyeti’nde kaldılar.
II. Dünya Savaşı sırasında Karaçay-Balkarlar’ın yaşadığı bölge kısa bir süre (Ağustos 1942-Şubat 1943) Alman işgali altında kaldı. Bu işgal esnasında Karaçay -Balkarlar’ın Almanlarla iş birliği yaptığını ileri süren Sovyet hükümeti. 1944 yılında çıkarılan bîr kararnameyle onları Kazakistan ve Orta Asya’ya sürgüne gönderdi. Halbuki bu dönemde, l. Dünya savaşı’nda başarı gösteren yaklaşık 15.000 Karaçay -B al karlı’ya çeşitli madalyalar, on dört kişiye de Sovyetler Birliği’nin en üstün madalyalarından olan Sovyet ittifak madalyası verilmişti. Sürgün karan bir gece yansı ansızın uygulamaya konuldu. Karaçay-Balkarlar, sürgün sırasında ve gittikleri bölgelerdeki hayat şartlarına uyum sağlayıncaya kadar nüfuslarının önemli bir kısmını kaybettiler. 9 Ocak 1957 tarihinde Kruşçev hükümeti zamanında çıkarılan yeni bir kanunla Karaçay-Baîkarlar anavatanlarına geri döndüler.
1 Aralık 1990 tarihinde Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı Karaçay-Çerkez Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ilân edildi. Karaçay Kongresi ise ayrı bir Karaçay Cumhuriyeti ilân etti. Fakat alınan bu kararlar Moskova tarafından kabul edilmedi. 3 Temmuz 1991 ‘de ise yeni bir kararla Karaçay-Çerkez Özerk Bölgesi özerk cumhuriyet statüsüne yükseltildi.
Karaçay- Balkarlar’ın dilleri Altay dil ailesinin batı Türk dilleri grubuna girmekte olup Kuzey Kafkasya’da yaşayan diğer iki Türk topluluğunun (Kumuklar ve Nogaylar) dillerine de benzemektedir. Karaçay-Balkarlar’ın iki ana lehçesi vardır: Karaçay- Baksançekem ve Balkar. Modern Karaçay-Balkar edebî dili bu iki lehçenin birleşmesinden meydana gelmiştir. Kelime hazinesinde Kafkas, İran, Arap. Fars ve Rus dillerinin etkisi vardır. Özellikle komünist döneminden itibaren Rusça’nın devlet dili olması ve yüksek öğretimde Karaçay-Balkarca’ya yer verilmemesi yüzünden Rusça’nın etkisi artmıştır. Karaçay-Balkarlar 1920’ye kadar
Arap alfabesini, 1920-1924 yıllan arasında değişikliğe uğramış Arap alfabesini ve 1924-1936yıllannda Latin alfabesini kullanmışlar, 1936’dan itibaren de Kiril alfabesini kullanmak zorunda bırakılmışlardır.
TDV İslâm Ansiklopedisi