Karasubazar. Kırım yarımadasının güneyinde tarihî bir şehir.
Kırım Muhtar Cumhuriyeti’nde aynı adı taşıyan yönetim biriminin merkezidir. Şehir adını aldığı Büyük Karasu çayı kıyısında bulunmaktadır. Karasubazar adıyla en geç XIII. yüzyıldan itibaren bir yerleşim yeri olarak mevcut olduğu bilinmektedir. Adından da anlaşıldığı gibi şehir ticaret yollan üzerinde önemli bir pazar yeriydi. Karasubazar’ın asıl yükselişi Kırım Hanlığı devrinde gerçekleşmiş ve XVI. yüzyılda Kırım’ın en büyük şehirlerinden biri haline gelerek cami, kervansaray, medrese, çeşme gibi pek çok mimari eserle donatılmıştır. Şehirde bu dönemde inşa edilen binalar arasında özellikle Büyük Cami, Han Camii, Şor Cami. Büyük Taşhan, Küçük Taşhan, Büyük Hamam ve Çay Hamam önemlidir. Büyük Cami bu eserler arasında en eskisiydi. Karasubazar’ın en önemli mimari eserlerinden olan, âdeta bir kale görünümündeki Büyük Taşhan, cephesindeki Türkçe manzum kitabeden anlaşıldığı üzere hanın başağası Sefer Gazi Ağa tarafından 1065 (1655) yılında yaptırılmıştı. İki şerefeli minaresi olan bazilika tipi Han Camii ve bitişiğindeki tekkeyi ise 1727’de II. Mengli Giray Han inşa ettirmişti. Tekkenin kurucuları olan Halvetî dervişleri Konya’dan gelmişti. Mimari özellikleri Han Camii ile büyük ölçüde paralellikler gösteren yine bazilika tipindeki Şor Cami’nin de aynı dönemin eseri olması muhtemeldir.
Kırım Hanlığı döneminde şehirde zanaatlar da çok gelişmiştir. Bu devirde Karasubazar, Kalgay Sultan’ın idaresinde bir kaymakamlık merkezi olmuştur. Karasu-bazar’ın bir diğer önemli yönü, burasının hanlık protokolünde en önde gelen beyler olan Şınn beylerinin de merkezi oluşuydu. XVII. yüzyıl ortalarında Karasubazar’ı gezen Evliya Çelebi buranın nehrin iki tarafında mâmur bir kasaba olduğunu, güneyde bayırlar üzerinde Ermeni mahallesi, batıda düz sahrada bağlı bahçeli, kiremit örtülü 5502 müslüman evi bulunduğunu, halkının bir kısmını Anadolu’dan karışıklıklar sebebiyle kaçan Tokatlı, Sivaslı, Amasyalılardın oluşturduğunu ve kalesi bulunmadığını yazar. Ayrıca şehirde 2000 Ermeni, 500 Rum, 300 yahudinin yaşadığını belirtir. Ona göre burada beşi cuma camii olan yirmi sekiz cami, beş medrese, sekiz mektep, dört büyük hamam. 1140 dükkân, on Kahvehane ve kırk meyhane vardı.
Karasubazar, 1624-1675 yılları arasında dört defa Zaporog Kazaklan’nın baskınına uğramış ve zarar görmüştür. 1736′-da Bahçesaray’ın Kont Burchard Chris-toph von Münnich kumandasındaki Rus ordusunca istilâ ve tahrip edilmesi üzerine Feth Giray Han geçici olarak başşehrini Karasubazar’ataşımış. ancak General Douglas’ın idaresindeki Rus birlikleri Ağustos 1737’de Karasubazar’a hücum ederek büyük tahribata sebep olmuşlardır. O sırada Karasubazar’da yaklaşık 1000 ev. otuz sekiz cami, iki kilise [biri Ermeni, diğeri Rum kilisesi] ve elli kadar değirmen olduğu bilinmektedir.
II. Katerina’nın Kırım’ın Rusya’ya ilhakına dair 1783 tarihli fermanının (Kara-subazar Beyannâmesi) General Potemkin tarafından ilân edildiği yer olan Karasu-bazar, Rus yönetimi altında yarımada üzerinde Türk-İslâm demografik ve kültürel profilini en iyi koruyabilen birkaç şehirden biri olagelmiştir. Karasubazar’da-ki cami ve medreselerin önemli bir kısmı Çarlık Rusyası’nda da faaliyetlerini sürdürmüş, hanları, hamamları, kahvehaneleri, karakteristik evleri, dükkânları ve dar sokaklanyla Türk İslâm şehri görünümü hemen bütünüyle korunmuş, geleneksel esnaf- zanaatkar loncaları da giderek zayıflamasına rağmen kültürlerini XX. yüzyılın başına kadar getirebilmiştir. 1802′-de şehirde on yedi cami, bir tekke ve üç müslüman mektebi olduğu kaydedilmektedir. Alman seyyahı Kari Koch 1844’te yirmi iki cami bulunduğunu ve bizzat yedi minare saydığını kaydeder. Bu rakamlar XIX. yüzyılın son çeyreğinde yirmi üç cami. üç medrese ve on beş ilk mektep olarak verilmektedir. XIX. yüzyıl boyunca şehir ahalisi çoğunluk olan Kırım Tatarla-rı’ndan başka Ermeniler, Karaimler. Kırımçaklar ve Ruslar’dan oluşmaktaydı. 1897 resmî nüfus sayımında Karasubazar şehrinin nüfusu 12.968 olup bunun 6.330’u müslümandı.
XIX. yüzyılın sonlarıyla XX. yüzyılın başlarında ortaya çıkan Kırım Tatar millî uyanış döneminde Karasubazar Önemli bir merkez haline geldi. Bu dönemde millî eğitim reformu olan “usûi-i cedîd”in en fazla benimsendiği ve başarıyla uygulandığı yerlerden biri oldu; şehirde ıslah edilmiş müslüman ilk mekteplerinin yanı sıra Karasubazar Müslüman Cem’iyyet-i Hayriyyesi marifetiyle 1906’da bir de rüş-diye açıldı. Şehir bu dönemde ilk milliyetçi-inkılâpçı Kırım Tatar grubu olan “Genç Tatarlar”ın ve onların lideri Abdürreşîd Mehdî’nİn faaliyet merkezi olarak da tanınmıştır. Genç Tatarlar’ın yayın organı Vatan Hadimi gazetesi 1906-1908yılları arasında burada yayımlanmıştır. Sonraları şair ve Türkoloji profesörü sıfatıyla büyük ün kazanacak olan Bekir Sıdkı Çobanzâde de Karasubazar’ın bu canlı millî faaliyet yıllarında yetişmiştir. Karasubazar, Çarlık döneminde de Kırım Tatar kimliğiyle temayüz etmekle birlikte Rus yerleşimi ve yatırımları da olmuştur. Bu arada 1914 yılında kurulan ve o zaman S00 işçinin çalıştığı uçak fabrikası dikkat çeker.
Kırım’da Sovyet hâkimiyetinin kurulmasının ardından şehirdeki Türk-İslâm varlığı çok büyük zarar gördü. Özellikle Stalin döneminde mevcut Türk-İslâm eserleri sistematik bir şekilde yok edildi. Bu tahribat, Kırım Tatarlan’nın topyekün Kırım’dan sürüldüğü 18 Mayıs 1944 tarihinden sonra had safhaya ulaştı ve şehir içinde mesken olarak kullanılan binalar dışında bütün cami, medrese ve diğer İs-lâmî mimari unsurları ortadan kaldırıldı. Bu yok etme kampanyası sırasında izi bile bırakılmayan camiler arasında Han Camii. Şor Cami, Tokal Cami, Yenicami ve Tahtalı Cami sayılabilir. Sürgünle birlikte Kırım’daki Türkçe isim taşıyan bütün diğer yerleşim yerleri gibi Karasubazar’ın da ismi değiştirilerek Belogorsk’a çevrildi. Bugün şehirde kalabilen Türk İslâm eserleri bazı evlerle Büyük Taşhan”ın yıkıntı halindeki Ön cephe duvarlarından ibarettir. Bununla birlikte son yıllarda Özellikle Türkiye’den gelen yardımlarla şehir içinde ve çevredeki yeni Kırım Tatar yerleşim yerlerinde yeni camiler inşa edilmekte ve İslâmî hayat canlanmaktadır. Yeni kurulan önemli Kırım Tatar kültür müesseselerinden biri de Bekir Sıdkı Çobanzâde Kütüphanesi’dir. Şehrin 1992′-de nüfusu 18.045 olup bunun 4497’si Kırım Tatarları’ndan oluşmaktaydı. Bu tarihten itibaren yeni göçlerle nüfus dengesi Kırım Tatarları lehine giderek değişmektedir.
TDV İslâm Ansiklopedisi