Karcığar. Türk mûsikîsinde bir makam.
Türk mûsikisinin on üç basit makamından biri olup beş-beş buçuk asırlık bir geçmişi olduğu tahmin edilmektedir. Dizisi, dügâh perdesi üzerinde bir uşşak dörtlüsüne neva perdesinde bir hicaz beşlisinin eklenmesinden meydana gelir:
Nota yazımında donanımına si için koma bemolü (segah], mi için bakiye bemolü (hisar) ve fa için bakiye diyezi (eviç) yazılır; gerekli değişiklikler eser içerisinde gösterilir. Makamın yedeni rast, durağı dügâh, güçlüsü neva perdesi olup güçlü üzerinde hicaz beşlisiyleyarım karar yapılır. Karcığar makamında güçlü üzerindeki hicaz çeşnili yarım kararın sonucu olarak çargâhta nikrizlı, segahta hüzzamlı asma kararlar yapılır. Ayrıca rast perdesine düşüldüğünde basit suzinak makamına bir geçki yapılmış olur.
Bu makam, neva perdesindeki hicaz beşlisinin nevada uzzâl dizisi halinde uzatılmasıyla genişlerse de nevada ortalama hicaz dizisi oluşturmak suretiyle yapılan genişleme daha çok kullanılır. Bu genişleme sonucunda çıkıcı nağmelerde muhayyer perdesi üzerinde bir uşşak dörtlüsü, inici nağmelerde ise kürdî dörtlüsü meydana gelir. Bu durumda birincisinde tiz segah, ikincisinde sünbüle perdeleri kullanılır. Bu makamda zorunlu olmamakla beraber karar sırasında hisar ve eviç perdeleri atılıp yerine hüseynî ve acem perdeleri alınarak bayatı dizisiyle karar vermek de mümkündür.
İnici çıkıcı bir seyir takip eden makamın seyrine güçlü civarından başlanır. Dizinin iki tarafındaki çeşnilerde karışık gezinildikten sonra güçlü üzerinde hicaz çeşnili yarım karar yapılır. Yine bütün dizide karışık olarak ve gerekirse genişlemiş bölgede de gezinilip asma kararlar gösterildikten sonra genellikle ana diziyle, bazan da bayatî dizisiyle dügâh perdesinde tam karar yapılır.
Karcığar makamı, hareketli ve coşkun karakteriyle bu özellikleri taşıyan eserlerde tercih edilmiş olup bunun en açık örneği karcığar koçekçelerdir. Ayrıca şarkı formunda da çok kullanılan makam pastoral özelliği sebebiyle halk mûsikisinde çokça tercih edilmiştir. Hamâmîzâde İsmail Dede’nin, “0 mâhtâbı aceb gösterir mi bana felek” ve unutulmaya yüz tutmuş olan bu makamı yeniden canlandıran Dellâlzâde İsmail Efendi’nin, “Yıkıldı aşk ile âbâd gördüğün gönlüm” mısraı ile başlayan zencir besteleri, yine Dellâlzâ-de’nin, “Ne dâne vü ne dâm ü ne sayyâd gerektir” mısraı ile başlayan ağır semâisiyle, “Nihânî ol büt-i şîrin-sühanla söyleşiriz” mısraıyla başlayan yürük semaisi bu makamın seçkin eserleri arasındadır. Ayrıca Enderûnî Ali Bey’in aksak usulünde, “Aldın dili nâşâdımı”; HamâmîzârJe İsmail Dede’nin aynı usulde, “Girdi gönül aşk yoluna”; Leon Hancıyan’ın Türk aksağı usulünde, “Bilmem ki safa neş’e bu ömrün neresinde”; Fehmi Tokay’ın curcuna usulünde. “O âhû bakışlara bir anda kandın gönül” mısraıyla başlayan şarkıları ve Yeniköylü Hasan Efendi’nin düyek usulünde. “Yine yaz ayları geldi” mısraı ile başlayan ilâhisiyle sofyan usulünde bestekârı belli olmayan, “Bülbül niçin böyle feryâd edersin” mısraıyla başlayan ilâhi de karcığar makamının bilinen örneklerindendir.
TDV İslâm Ansiklopedisi