Karlofça. Sırbistan‘da Sirem bölgesinde tarihî bir kasaba.
Fruska Gora’nın kuzey etekleriyle Tuna’nın sağ kıyısı arasında yer almakta olup bugün Sremski Karlovci adını taşır. Batı Kaynaklarında daha çok Carowicz. Karlowitz şeklinde geçer. Kasabanın Ortaçağın sonlarına doğru ortaya çıktığı ve bu dönemde küçük bir Macar kalesi olduğu belirtilir. Belgrad’ın etrafında Orta Avrupa’ya uzanan kesimi kontrol altına alan kale zincirlerinin bir parçası olan Karlofça, Belgrad’ın 927 Ramazanında (Ağustos 1521) Osmanlılar’ca fethi sırasında Sirem bölgesinin diğer kaleleriyle birlikte ele geçirildi. Burayı “Karloci” imlâsıyla kaydeden Osmanlı tarihçisi Celâlzâde Mustafa Çelebi içlerinde Karlofça’nın da bulunduğu kalelerin Orta Avrupa’nın kilidi olduğunu yazar.
Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra Karlofça, küçük bir yerleşim yeri olarak Sirem sancağının Varadin Kazası sınırları içinde bulunuyordu. XVI. yüzyılın ikinci yansına ait Osmanlı tahrir defterlerinde burası yalnızca “varoş” olarak geçer. Va-radin’in hemen yakınında kale ve küçük bir sivil iskân yerinden ibaret olan kasabada XVI. yüzyılın sonlarına kadar sadece Sırp ahalî yaşıyordu. Bu döneme ait üç ayrı tahrir defterinde yer alan bilgiler kasabanın durumuna açıklık Kazandırır. Buna göre Kanunî Sultan Süleyman döneminde 1550’li yıllarda yapıldığı tahmin edilen sayımda Karlofça’nın beş mahallesi bulunduğu kayıtlıdır. Adlan verilmeyen sadece “mahalle, mahallei sânî, mahalle-i sâlis …”şeklinde numaralandırılmış olan bu mahallelerde toplam 291 hâne [yaklaşık 1500 kişi] vardı. Kasaba ahalisi çömlekçi, terzi, saraç, kuyumcu, değirmenci, balıkçı ve kalafatçı gibi meslekleriyle deftere kaydedilmişti. Tuna üzerinde önemli bir İskele durumunda olduğundan küçük gemilerin bakımı burada yapılmaktaydı. Kasaba civarındaki bağlık arazinin çoğu müslümanlara aitti. 1566-1569 yıllarında yapıldığı tahmin edilen tahrire göre ise Karlofça’da yine beş mahalle vardı. Ancak bu defa mahalleler kişi adlarıyla belirtilmişti. Toplam hâne sayısında bir önceki döneme göre büyük bir artış olmuştu. Toplam hâne 490’a ulaşmış, ayrıca on dört kadar da bîve (dul kadın) kaydedilmiş, böylece kasabanın nüfusu yaklaşık 2500 dolayına erişmişti. Bu artış kasabanın bir geçit yeri durumunda bulunmasıyla ilgili olmalıdır. Nitekim 1580’lerde hâne sayısı 400’e [yaklaşık 2000 kişi] inmiş, mahalle sayısı aynı kalmış, ancak mahalle adları tamamıyla değişmişti. Kasabanın iskele vergi gelirleri 23.175 akçe, pazar vergileri 2500 akçelik bir hacme sahipti. Ayrıca Tuna kenarında değirmenler bulunuyordu. Bunlardan birinin kebe değirmeni olduğu belirtilmişti. Kasabanın en önemli ticarî gelir kalemini ise bağcılık ve bağ ürünleri oluşturuyordu.
1075’te (1665) kasabadan geçen Evliya Çelebi burası hakkında fazla ayrıntı vermez. Onun kısa bilgilerinden kalesinde bir dizdarla elli muhafızın, ayrıca üç hıris-tiyan mahallesinin bulunduğu, müslü-manlann da yoğun olarak burada oturduğu, bunların çoğunun Boşnak olduğu anlaşılmaktadır. Evliya Çelebi kasabada cami, medrese, mektep, hamam gibi binaların olduğunu söylerse de bunların sayılarını vermez, bir iskele durumunda bulunduğundan gelip geçenin çok olduğunu yazar. Evliya Çelebi’nin kasabaya gelişinden yirmi iki yıl sonra 1687’de Karlofça Avusturyalılar’ın eline geçti. Böylece Osmanlı hâkimiyeti dönemi sona ermiş oldu. 1110’da (1699) burada yapılan antlaşma ile de resmen Avusturya’ya terkedildi.
1128’de (1716) Mora ve Avusturya seferleri sırasında Osmanlılar Karlofça civarında yapılan savaşları kazandılarsa da Varadin’de Ali Paşa’nın şehâdeti ve uğranılan mağlûbiyet sebebiyle Karlofça’nın durumunda herhangi bir değişiklik olmadı. Belgrad’ın 1739’da geri alınması sırasında da durumu değişmeyen Karlofça, 1762’de büyük bir kilisenin inşası ve bir süre sonra bir piskoposluk olması ile önem kazandı. 1748’de Macar ihtilâlinde önemli olaylara sahne olan kasaba çok fazla bir gelişme gösteremedi. 1961’de 6390 dolayında olan nüfusu 1991’de 7400 olarak tesbit edilmiştir.
Karlofça, 1094’te (1683) Osmanlıların Viyana Kuşatması’yla başlayıp on altı yıl kadar süren çok cepheli savaşları sona erdiren barış antlaşmasının görüşmelerinin yapıldığı ve 24 Receb 1110 (26 Ocak 1699) tarihinde imzalandığı yer olarak tarihî bir önem kazanmıştır.
TDV İslâm Ansiklopedisi