Kasba Camii. Tunus Kasbası’nda XIII. yüzyıla ait bir cami.
Muvahhidler’den Ebû Zekeriyyâ Yahya’nın emriyle 629 (1232) yılında inşasına başlanarak 633’te (1235-36) tamamlanmıştır. Camiden önce bitirilen minare ise kitabelerine göre Ramazan 630 (Haziran 1233) tarihlidir. Şehirde Zeytûne Camii’nden sonra ikinci önemli yapı durumundaki Kasba Camii çeşitli devirlerde birçok defa tamir edilmiştir. Mihrap üzerinde 922 (1516) yılını veren Arapça kitabeden Osmanlı döneminde ciddi bir onarım geçirdiği anlaşılmaktadır. Bu tarihte ahşap minber kaldırılarak yerine mermer minber konmuştur. Petek bölümündeki mermer üzerine sülüs hattıyla yazılan altı satır halindeki Türkçe kitabeye göre minare 1061 yılı Ramazanında (Ağustos -Eylül 1651) Dayı Mehmed Laz tarafından tamir ettirilmiştir, 1291’de (1874) Mehmed Sâdık Bey caminin kuzeybatı yönündeki duvar üzerinde yeni bir kapı açtırmıştır. Son olarak 1961 ‘de yapı aslına uygun olarak geniş çaplı bir onarım geçirmiştir.
Batıdan doğuya doğru alçalan eğimli bir arazide inşa edilen cami altta yamuk planlı sarnıç üzerinde yükselen fevkanî bir yapıdır. Çok ayaklı camiler grubu içinde ele alınan yapı dikine dikdörtgen planlıdır. İbadet mekânını kuzey ve doğudan “L” şeklinde çeviren revaklar zeminden bir sekiyle yükseltilmiştir. Köşelerde paye, aralarda sütunlara yaslanan atnalı kemerlerle taşınan revakların düz örtülü çatısı harim beden duvarlanyla aynı hizada tutulmuştur. Kuzey revaklannın önünde, çatıda biriken yağmur sularını olukla alttaki sarnıca ulaştıran bir kanal yer almaktadır.
İç mekâna kuzey ve doğu duvarlarına açılan yedi kapı ile girilir. Tîcânî’nin verdiği bilgiye göre caminin inşasında Tunus yakınlarında Menzilibâşşû’daki harabelerden getirilen mermer levha ve sütunlar kullanılmıştır. 29.50 x 23,80 m. ölçülerindeki dikdörtgen planlı iç mekânda üst örtüyü taşıyan kırk sekiz sütun yer almaktadır. Birimlerin üstü çapraz tonozlarla Örtülü olan yapıda mihrap önündeki bir birim kubbelidir. Dıştan sekizgen kasnak üzerine oturan kubbenin dışında ha-rimin üstü düz damlıdır. Kıble yönünde, mihrabın solundaki düz atkılı bir kapıdan geçilen dikdörtgen planlı imam odası bulunmaktadır. Mihrap önü kubbesi dilimli kemerler üzerinde yükselmektedir. İri mukarnaslarla dolgulanmış geniş bir yüzeyden sonra içlerinde sekizgen yıldız motiflerinin görüldüğü sekiz köşeli alt bölüm üzerinde iç kısmı dilimli kubbe yükselir. Böylece Muvahhidler’in Tinmel ve Merakeş’teki camilerinde kubbenin iç kısmının tamamında görülen mukarnas dolgu burada sadece geçiş bölümünü kapsamaktadır.
İç mekânda süsleme mihrap duvarında yoğunlaşır. 1,80 m. derinliğiyleyarım daireden daha geniş bir niş şeklindeki mihrap köşelerde Hafsî tipi başlıklara sahip sütunçelere oturan, alternatif dizilmiş siyah-beyaz taşlardan oluşan at nalı kemeriyle Endülüs-Mağrib üslûbunu yansıtmaktadır. Alçı kaplamalı yarım tonoz biçimindeki kavsarasi dışında tamamen mermerle kaplanmıştır. Bölgedeki mihrapların çoğunda görüldüğü gibi üstte düğüm oluşturan kemeri çevreleyen silmeler ve kemer alınlıkları dıştan siyah konturla kuşatılmıştır. Mihrabın üst bölümünde dıştan dilimli kemerin çevrelediği alınlık içinde, iki sütunçe üzerinde yuvarlak kemerle kuşatılan mavi zemine beyaz renkli kûfî karakterli harflerle yazılan
on iki satırlık kitabe yer almaktadır. Kitabe ile bunu dıştan kuşatan kemerin arasındaki yüzeyler ve kemer alınlıkları yılankavi, stilize rûmî, ince dal ve yapraklardan oluşan arabesk kompozisyonla süslenmiştir. Bunun üst kısmında bütün yüzeyi kaplayan baklava dilimi motiflerinin içinde çok ince palmiye yaprakları, rûmî, herhangi bir anlam taşımayan, tamamen süsleme amaçlı kûfî yazı motiflerinden oluşan ve Muvahhid etkisini açıkça gösteren süsleme kompozisyonu Tunus’ta daha sonraki yapılarda da uygulanmıştır. Yuvarlak kemerli pencereler caminin sadece revakların bulunduğu kuzey ve doğu duvarlarında kapıların üzerine açılmıştır. Bu yüzden harim yeterince aydınlatılanı amıştır.
Üst örgüyü taşıyan, madenî bileziklerle takviye edilen sütunlar Roma, Sanhâcî ve daha yoğun olarak Hafsî tipi başlıklara sahiptir. Yanlan pahlanmış, ortası ince-uzun yaprak şeklindeki Hafsî sütun başlıklarından bir bölümü ince kıvrık dallara bağlı yanlarda helezonik. ortada simetrik kompozisyonlar oluşturan rûmîlerle tezyin edilmiştir. Bunların hemen üzerinde ince bir yastık kısmından sonra gelen başlık tablası da süslenmiştir. İki yanından lotus-palmet motifleriyle sınırlandırılmış orta bölüm, altta sütunçelere oturan beş dizi halindeki üç dilimli kemer formları içinde kıvrık dal ve rümîlerden oluşan tablodaki süsleme kompozisyonu dar bir yüzey içinde başarıyla uygulanmıştır.
Mihrabın arkasındaki odadan cuma ve bayram namazlarında ibadet mekânına çıkarılan, caminin ilk yapımından olan ahşap minber Osmanlı döneminde kaldırılmış, mihrabın sağına bugünkü mermer minber konmuştur. İki sütunçeye oturan atnalı kemerli kapısı, geometrik süslemelerin yer aldığı yan aynalıkları, ahşap parmaklıklı korkulukları ve sütunçeler üzerine siyah-beyaz taştan at nalı kemerlere oturan külahı ile Tunus’ta Osmanlı döneminde yapılan minberlerin Öncüsü durumundadır.
İbadet mekânını kuşatan revakların kesiştiği kuzeydoğu köşesinde bulunan minare, kare kaide üzerinde tamamen düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiş olup yapılan birçok onarımla günümüze ulaşmıştır. Minareye kuzeydoğu köşesinde revakın içine açılan kapıdan geçilen bir holle çıkılır. Minare gövdesi alt kısmında sütunçelere dayanan, yapı bünyesine bağlı konsol biçimindeki kemerlerin iç içe geçerek bütün yüzeyleri kaplamasıyla süslenmiş olup mazgal deükleriyle aydınlatma sağlanmıştır. Gövdenin üzerindeki şerefe her cepheye at nalı kemerle açılan pencere şeklindedir. Kısa tutulan petek bölümünün dört cephesi at nalı kemerli niş şeklinde düzenlenmiştir. Şerefedeki pencerenin çevresi ve petekteki at nalı kemerli nişler Tunus’ta Osmanlı döneminde yapılan çinilerle kaplanmıştır. Yeşil kiremitli piramidal çatı ile örtülen peteğin tepe noktasına yerleştirilen altın yaldızlı alemle minare son bulur. Eser, küçük bazı farklılıklar dışında genel düzenlemesiyle Muvahhidler’in inşa ettiği Merakeş’teki Kutbiyye ve Tilimsân’daki Hasan Camii minarelerine benzer.
Sütunlarla taşınan, mihrap önü kubbesiyle diğer bölümlerin çapraz tonozlarla Örtüldüğü plan düzeni, kare gövdeli minaresi ve at nalı kemerli mihrabı ile Tunus’ta bundan sonra inşa edilen yapıların şekillenmesinde önemli bir rol oynayan Kasba Camii İfrîkıye sanat tarihi içinde ayrı bir yere sahiptir. Tunus’taki Muvahhid idaresinin sembolü olarak Kasba’-nın köşesinde daha önceki yapılarda rastlanmayan bir sarnıç üzerinde yükselen caminin mihrap duvarı ve sütun başlıklarında yoğunlaşan süslemelerinde mahallî özelliklerin yanı sıra bu dönemde Tunus’a gelmeleri teşvik edilen Endülüslü sanatkârların etkisi açıktır.
TDV İslâm Ansiklopedisi