Kastilya. İspanya’da tarihî bir bölge ve burada kurulan krallık.
Kastilya (Kaştâle) Iber yarımadasının orta kesiminde, batıdan doğuya doğru uzanan Sierra de Gredos ve Sierra de Guadarrama dağlarının birbirinden ayırdığı iki iç platodan [Kuzey ve Güney Meseta] oluşmuştur. Bu coğrafî bölgeler, aynı zamanda kuzeydeki tarihî Eski Kastilya [Castilla la Vleja] ve güneydeki Yeni Kastilya [Castilla la Nueva] siyasî bölgelerini de teşkil eder Latincecastrum kelimesinden gelen Kastilya adı, İspanyolca’da “çok sayıda kale” mânasını taşıyan castillosun çoğulu olarak castilla şeklinde ifade edilmekte ve Arap kaynaklarında da bölgeye bu anlam gözetilerek bazan el-KıIâ’, genelde ise asıl adıyla Kaştâle Kaştîle Kaştîliye denildiği görülmektedir. Söz konusu Kaleler, Endülüs Emevî Devleti’nin kurulmasından sonra Arap akınlarına karşı koymak amacıyla sınır bölgelerine yapılan istihkâm ve kalelerdir; bir kısmının tarihçesi Roma dönemine kadar gider.
IX. yüzyılda merkezi Burgos olmak üzere bir kontluk olarak kurulan Kastilya bir süre Leon Krallığı’na bağlı kalmış, X. yüzyılın ortalarında Fernan Gonzales liderliğinde bağımsızlığını ilân etmiştir; ancak uzun süre hem Leon, Aragon ve Navarra (Neberre) krallıklarının hem de Endülüs Emevîleri’nin saldırılarından kurtulamamıştır. Kont Fernan Gonzales, Endülüs Emevî Halifesi III. Abdurrahman’a karşı oluşturulan Leon Kralı II. Ramiro başkanlığındaki hıristiyan ittifakı içerisinde yer aidi ve İslâm ordusunun Sİmancas savaşı adıyla tarihe geçen ağır yenilgisinde önemli rol oynadı (939). II. Ramiro’nun 951’de ölümünün ardından kuzeydeki hıristiyan krallıkları arasında ortaya çıkan ihtilâflardan yararlanan III. Abdurrahman hıristiyan topraklarına akınları sıklaştırdı ve müslüman kuvvetleri, İL Ramiro’nun yerine geçen III. Ordono’yu Temmuz 955’te Kastilya’da ağır bir yenilgiye uğrattı. Ancak III. Abdurrahman’ın vefatından sonra yine diğer krallıklarla ittifak kurarak İslâm topraklarına saldıran Fernan Gonzales, II. Hakem’in orduları karşısında barış istemek zorunda kaldı (963). 997 yılında İbn Ebû Âmirel-Mansûr, Santiago şehrini kuşatıp ağır şekilde tahrip etti. Üç yıl sonra da üzerine gelen Kastilya-Navarra- Leon müttefik kuvvetleri karşısında başlangıçta mağlûp duruma düşmekle birlikte uyguladığı taktiklerle galip gelmeyi başardı. Arkasından Man-sûr’a boyun eğen Kastilya Kralı Sancho Kurtuba’ya (Cordoba) geldi ve görkemli bir törenle karşılanarak kendisine hil’at giydirilip değerli hediyeler verildi.
1026’da Kastilya’yı topraklarına katmış olan Navarra Krallığı 1035’te Aragon ve Kastilya diye ikiye ayrıldı. Mülûkü’t-tavâ-if döneminde hıristiyan krallıkları müslümanlara karşı ittifak içerisinde olmakla birlikte kendi aralarında mücadele halinde idiler. Kastilya Kralı I. Fernando, önce Leon’u topraklarına katarak Kuzey İspanya’nın en güçlü devleti durumuna geldi; arkasından 1057 yılında Bata İye vs’teki (Badajoz) Eftasîler’i ve 1062’de de Tuleytula’daki (Toledo) Zünnûnîler’le İşbîliye’deki (Sevilla) Abbâdîler’i haraca bağladı. 1085 yılında ise Kastilya Kralı VI. Alfonso, Endülüs’ün Kurtuba’dan sonra ikinci büyük şehri olan Tuleytula’yı zaptederek o güne kadar müslümanlara indirilen en ağır darbeyi vurdu. Ancak ertesi yıl Endülüs’e geçen Murâbıt Sultanı Yûsuf b. Tâşfîn karşısında verdiği Zellâka Savaşı’nda ağır bir yenilgiye uğradı. 1108’de Kastilya orduları Murâbıtlar karşısında Ucles (Uklic) önlerinde bir defa daha mağlûp oldu. 1109’da bizzat Tüleytula üzerine yürüyen Ali b. Yûsuf b. Tâşfîn, Kastilya topraklarındaki Madrid ve diğer bazı şehirleri ele geçirdiyse de Tuleytula’yı alamadı. Murâbıtlar’ın 1147’de yıkılışının ardından Endülüs’ün siyasî birliğinin bozulmasından istifade eden Kastilya Krallığı aynı yıl Aragon, Piza ve Cenovalılar’dan oluşturduğu bir Haçlı ordusuyla Meriye’yi (Almana) ele geçirdi.
Murâbıtlar’dan sonra Endülüs’e hâkim olan Muvahhidler. birçok şehri kontrolleri altına almayı başardıkları gibi 1172’de Kastilya Krallığının himayesinde bulunan İbn Merdenîş’i mağlûp ettiler. Muvahhid ordusunun Kuzey Afrika’ya dönmesinden faydalanan Portekizliler 1189’da Fransız, Alman ve İngilizler’in de katıldığı bir Haçlı ordusuyla Şilb’i (Silves) ele geçirirken Kastilya Kralı VIII. Alfonso da İşbîliye ve Kurtuba’nın kuzeyindeki bazı kaleleri aldı. Bu gelişmeler üzerine yeniden Endülüs’e geçen Muvahhidî Hükümdarı Ebû Yûsuf el-Mansûr, 1195 yılında Kurtuba’nın kuzeyindeki Erek (Alarcos) mevkiinde Kastilya kuvvetlerine karşı parlak bir zafer kazandı; Tuleytula’yı da kuşattı, fakat bir sonuç elde edemedi. Endülüs’te müslümanların yeniden inisiyatifi ele geçirmeleri ihtimaline karşı Papa III. Innocent’in çağrısıyla oluşturulan büyük Haçlı ordusuna Kastilya Kralı VIII. Alfonso öncülük etmekteydi. Bu ordu, 16 Temmuz 1212’de yapılan İkâb [Las Navas de Tolosa] savaşında Muvahhidî ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı. III. Fernando 1236’da Kurtuba’yı, 1246’da Ceyyân (Jaen) ve Arcûne’yi (Arjona) aldı.
Kastilya’nın küçük bir kontluktan güçlü bir krallık haline gelmesi. İspanya’nın müslümanlardan geri alınmasını amaçlayan “reconquista” hareketi açısından büyük önem taşır. Sekiz asır boyunca Endülüs müslümanlarına karşı açılan seferlere hemen daima Kastilya Krallığı öncülük etmiş, Kraliçe Izabella ile (Isabelle de Castilla) Aragon Kralı II. Fernando’nun (Ferdinand d’Aragon) evlenmesi (1469) üzerine İspanyol birliğinin gerçekleşmesinden önceki bir buçuk asırda ise mücadeleyi tek başına sürdürmüştür. 1462’de Endülüs müslümanlarının Kuzey Afrika ile irtibat sağladıkları yegâne nokta olan Cebelitârık’ı zapteden Kastilya Krallığı, Aragon’la birleştikten sonra daha da güçlenerek 1489 yılına kadar Gırnata Nasrî Emîrliği’nin (Benî Ahmer) başşehri dışında el-Hâme (Alhama), Runde (Ronda), Levşe (Loja), Mâleka (Malağa), Beyyâse (Baeza) ve Meriye gibi belli başlı şehirlerini ele geçirdi; 1492’de de Gırnata’yı teslim alarak Endülüs’teki müslüman hâkimiyetine son verdi. 1512’de Navarra Devleti’ni yıkan Kastilya, İspanya’nın yegâne hâkim gücü haline geldi ve 1561’de Madrid’i yeni İspanyol Krallığfnın resmî başşehri ilân etti.
Dinî ve siyasî açıdan en şiddetli Arap düşmanı olan ve İspanya’nın müslüman-lardan geri alınmasında başrol oynayan Kastilya kralları Endülüs kültür ve sanatının en büyük dostu ve hayranı idiler. Özellikle âlim, filozof, şair ve musikişinas kişiliğiyle tanınan, çeşitli eserlerin sahibi Bilge [el Sabio] X. Alfonso ve Zalim [el Cruel] I. Pedro başta olmak üzere bütün Kastilya krallarının saraylarında müslüman âlimler ve sanatçılar bulunuyordu. Gırnata’dan getirttiği mimar ve ustalara Muvahhidler döneminde yapımına başlanan Sevilla Alkazarı’nı [el-Kasr] tamamlatan ve bu sarayın çeşitli yerlerine “Sultan Don Pedro”ya hayır duada bulunan Arapça kitabeler koyduracak kadar Endülüs sanatı hayranı olan I. Pedro’nun, Nasrî elçisi sıfatıyla İşbîliye’ye gelen tarihçi İbn Haldun’u yanında alıkoyabilmek için çok uğraştığı bilinmektedir. Endülüs tarihi boyunca Kastallî. Kastallânî ve Kaştîlî şeklinde Kastilya nisbeleri taşıyan birçok ünlü kişi yetişmiştir.
TDV İslâm Ansiklopedisi