Kaylûle, Öğle uykusu. Arapça kayl masdanndan türeyen kaylûle ve kaile “öğle sıcağının şiddetli olduğu gün ortasında uyuma” anlamına gelir. Kaylûie yapılan yere mekil (mekâl) denilir. Kur’ân-ı Kerîm’de cennetin en güzel istirahat yeri (mekil) olduğu haber verilir.[Furkân 25/24] Kur’an’ın, geçmişte birçok şehir halkının kaylûie sırasında helak edildiğine dair haberi [A’râf 7/4] geleneğin çok eskilere dayandığına işaret eder. Evlerde, mescidlerde veya bir ağacın gölgesinde kaylûie yapılabilir. Hz. Ali’nin ve Osman’ın Mescid-i Nebevfde kaylûie yaptıkları bilinmektedir. Hz. Peygamber, misafir olsun yerli oisun kimseyi mes-cidde kaylûie yapmaktan menetmez, ancak ağaç gölgesi gibi kaylûleye uygun mekânların kirletilmemesini isterdi. O dönemde evlerinde kaylûie yapanlar, sıcağın etkisiyle bazan yarı çıplak vaziyette veya gecelik giyerek odalarına çekilirlerdi. Kur’an. kişinin yeterince örtünmediği böyle zamanlarda ebeveynlerinin veya bir başkasının odasına girmek isteyen çocukların izin almalarını emretmiştir.[Nûr 24/58]
Cuma günleri cuma namazı kılındıktan sonra kaylûie yapıldığına dair sahabeden gelen rivayetler diğer günlerde de bunun öğle namazından sonra gerçekleştirildiğini göstermektedir. Ancak daha önce kaylûle yapıp vaktini geçirmemek şartıyla öğle namazını sıcağın etkisinin azaldığı vakte kadar tehir de (tebrîd) caiz görülmüştür. Bu âdetin yaygın olduğu yerlerde zaruret dışında kaylûle yapanın ziyaret edilmesi, uykudan kaldırılması nezaketsizlik sayılmıştır. İbn Abbas, ilim öğrenmek için kapısına gittiği kimse eğer kaylûie yapıyorsa onu rahatsız etmez, uyanmasını beklerdi.
Hz. Peygamber’in kaylûleden, “güzelbir âdet” diye söz ettiği, zaman zaman sütteyzesi Ümmü Haram veya Enes’in annesi Ümmü Süleym gibi yakınlarının evinde kaylûie yaptığı rivayet edilir. Yine Resûl-i Ekrem, gecenin bir bölümünü ibadet için ayıranların gündüz kaylûie yaparak geceye zinde girmelerini tavsiye etmiştir, virdlerin fazileti ve gecelerin ihyâsıyla ilgili bölümünde kaylûlenin âdabı hakkında bilgi veren Gazzâlî kaylûleyi “öğleye doğru biraz kestirmek” olarak tarif eder ve onun gece ibadetine yardımcı bir sünnet olduğunu söyler; bu amaçla yapılan kaylûlenin ibadet (kurbet) hükmünde olduğunu belirtir. Sahabeden Havvât b. Cübeyr, yaygın bir inanışı dile getirerek günün başlangıcında uyumanın cehalet, ortasında uyumanın güzel alışkanlık, sonunda (ikindiden sonra) uyumanın ise hamakat olduğunu söylemiştir. Günümüzde Arap yarımadası gibi sıcak bölgelerde, bilhassa Mekke ve Medine’de genellikle öğle namazı kılındıktan sonra kaylûle yapılması geleneği sürmektedir.
- Kaylule Uykusunun Faydaları -Tıbbi Açıdan- Hakkında Bilgi
TDV İslâm Ansiklopedisi