Kayseri Şehri (1920 sonrası) Tarihi, Nüfusu, Ekonomisi, Hakkında Bilgi

XX. yüzyılın 20’li yıl­larına doğru nüfusu azalmış, harap bir şehir görünümünde olan Kayseri Millî Mü­cadele yıllarında işgale uğramadı. Hatta bulunduğu yerin coğrafi özelliği sebebiyle siyasî bir önem kazandı. Nitekim Yunan kuvvetlerinin Ankara’ya yaklaşması An­kara hükümetinin Kayseri’ye taşınmasını gündeme getirmişti. Büyük Millet Meclisi’nin 23 Temmuz 1921 tarihli gizli otu­rumunda Millî Müdafaa Vekili Fevzi Paşa (Çakmak) hükümet merkezinin Kayseri’ye taşınacağını açıkladı. Bu karar o günler­de Kayseri’de bir canlılığa yol açtı. Kayseri Üsesi’nin tarihî binası Türkiye Büyük Mil­let Meclisi için hazırlanmaya başlandı. Başta Maarif Vekâleti olmak üzere birçok vekâlet kısmen de olsa Kayseri’ye taşındı ve lise binası civarındaki bazı binalara yerleştirildi. Bu “ikinci başşehir” havası şehirde bir aydan fazia sürdü. Sakarya Muharebesi’nin kazanılması üzerine (13 Eylül 1921) bu teşebbüsten vazgeçildi.

Kayseri’nin hızlı ve sürekli gelişmesi Cumhuriyet döneminde başladı. Bu sı­rada bir il merkezi olan Kayseri’de daha sonra Kayseri Uçak Montaj Fabrikası’nın (günümüzdeki adı Hava İkmal Bakım Mer­kezi) hizmete girmesi (ö Ekim 1926), 24 Nisan 1927’de demiryolunun ulaşması [resmî açılışı 29 Mayıs 1927] şehrin geliş­mesinin hızlanmasını sağladı. Bu gelişmeler sırasında 1927 yılında yapılan Cumhuriyet’in ilk nüfus sayımında şehirde 39.134 kişi tesbit edilmişti. Demiryolu­nun 1930’da Kayseri üzerinden Sivas’a ulaşması, Samsun’dan başlayan başka bir demiryolunun da 1932’de Sivas’a bağlan­ması Kayseri’nin Karadeniz kıyılarıyla ir­tibatını sağladı. Ayrıca 1933 yılında Ulu­kışla Niğde demiryolunun Kayseri’nin ba­tısında Boğazköprü’de Ankara Kayseri-Sivas demiryoluna birleşmesi Kayseri’yi Niğde üzerinden Akdeniz kıyılarında Mer­sin’e ulaştırdı. 16 Eylül 1935’te demiryo­lunun kuzeyinde Kayseri Bez Fabrikası’nın açılmasıyla burada Sümer mahallesi or­taya çıktı. Bütün bunların sonucunda nü­fusu arttı ve 1935 yılı Ekim ayında yapı­lan sayımda 50.000’e yaklaştı (46.181). Söz konusu dönemdeki Kayseri şehri tipik bir Ortaçağ şehri görünümünü ta­şıyordu. Fransız mimar ve sanat tarih­çisi Albert-Louis Gabriel’in 1931’de çiz­diği şehir planında modern anlayışa uy­gun sadece birkaç düzgün şehir içi ekse­ni dikkati çekiyordu. Bunlar batıya doğru İstanbul caddesi, doğuya doğru Sivas cad­desi, kuzeyde Erkilet’e yönelen İstasyon caddesi ve güneydoğu yönündeki bağla­ra uzanan Talaş caddesi idi. 0 yıllarda şe­hir, doğuda Erciyes dağından inen bir sel yatağı olan Deliçay ile sınırlanıyordu ve Seyitburhanettin Mezarlığı’na dayanıyor­du. Şehrin kuzeydeki sınırı ise Hacı Kılıç Camii ve bunun yakınındaki Baruthane mevkii idi. Erciyes eteğindeki bağlar se­bebiyle şehrin güneye genişleme imkânı bulunmuyordu. Batıda ise şehir Çifteönü mevkiinde son buluyordu. Bu haliyle Kay­seri şehri, çapı ancak2 km. kadar olan bir dairenin içine sığabilecek büyüklükteydi. Şehrin bu görünümü II. Dünya Savaşı sı­rasındaki durgunluk yıllarında da sürdü.

1945 yılında yapılan ilk imar planı Kayse­ri’nin kuzeybatıya doğru gelişmesini ön­görüyordu. 19S0 sonrası yıllarda Türki­ye’nin hemen her tarafında hızlanan köy­den şehire göç Kayseri’yi de etkiledi ve şehrin nüfusu 1950 sayımında 65.488’e ulaştı. 1950 -1960 arasındaki dönemde şehir­de hem kamuya ait şeker fabrikası gibi bir büyük tesisin (1955), hem de özel sektöre ait bazı mensucat fabrikalarının [1951’de Birlik Mensucat, 1955’te Orta Anadolu Mensucat] kurulması şehre yö­nelik göçü hızlandırdı ve bu tesisler etra­fında yeni mahalleler oluştu .[Şeker Site­si, Aydınlıkevlerve Hürriyet mahalleleri] Göçler gecekondu tipindeki konutların or­taya çıkışına yol açtı ve bu tür meskenler daha çok bez fabrikasının batısındaki Bar­baros ve Gaziosmanpaşa mahallelerin­de yoğunlaştı. Bununla birlikte daha son­raki yıllarda alınan önlemlerle Kayseri’de gecekondu yerleşimi sınırlı kalmıştır.

Aynı dönemde, şehrin çekirdek kısmın­dan uzakta kurulmuş olan sanayi tesisleri çevresindeki mahallelerle şehrin merke­zi arasındaki boşluklar dolmaya başladı. 1950’den sonra hızlanan imar faaliyeti kapsamında yeni imar edilen yerlerden başka, iç kalenin güneyinde yer alan eski mahallelerdeki binalar yıkılıp bunların yerine birbirini dik olarak kesen caddeler üzerinde planlı iş merkezi oluşturuldu. Surların kuzeyinde bulunan seyrek dokulu mahallelere de el atılarak büyük apart­man blokları inşa edildi. Şehir dokusun­daki önemli değişikliklerden bir diğeri 1956 yılında şehrin batısındaki sanayi si­tesinin kurulmasıdır. Çorakçılar yazısı de­nilen boş alanda ilk defa düzenli ve plan­lı bir sanayi sitesi oluşturulunca şehrin merkezî kesiminde bulunan küçük atölyelerle küçük ve orta ölçekli endüstri ku­ruluşları bu siteye taşındı. 19S7 yılında şehirdeki ilk toplu konut yerleşim alanı ortaya çıktı (Belediye blokları).

1950-1960 yılları arasında şehrin fizikî mekân gelişimine paralel olarak nüfusun­da büyük bir artış oldu, 1955’te 80.000’i geçen nüfus (82.405) 1960’ta 100.000’i aştı (102.596). Kayseri 1960yılına kadar olan gelişmesinde doğu tarafında, daha sonra ortaya çıkacak olan Fevziçakrnak ve Kılıcarslan mahallelerinin batı sınırına kadar dayanmıştı. 1970’ten sonraki yıllar Kayseri’nin doğuya, batıya ve kuzeye doğ­ru daha fazla genişlediği dönem oldu. Gü­neyde Erciyes dağının ve buna ait lav akıntılarının bulunuşu bu yöne doğru ge­nişlemeye daima engel teşkil etmiştir. Bu gelişme, yeni planlı semtlerin ilâvesiyle olduğu kadar nüfusun hızlı artışı sonu­cunda bazı plansız semtlerin eklenmesi şeklinde de kendisini gösterdi. Hızlı ge­lişme 1975’teyeni bir imar planının yapılmasına yol açtı. 1970-1980 yılları ara­sında şehre eklenen planlı yerleşme alan­larına örnek olarak şehrin doğusundaki Mimarsinan (Fevziçakmak mahallesinin doğusunda) ve Alpaslan mahallesiyle (Kılıcaslan mahallesinin doğusunda) demir­yolu istasyonunun doğusundaki Mevlânâ mahallesi, kuzeyde Şİrinevler mahallesi gösterilebilir. Doğuda Erciyesevler, Uğurevler. kuzeyde Yeşilmahalle, Beşparmak. Vedatdalokay, Seyranı ve Zümrüt mahalleleriyle batıda Mahrumlar bağları, gü­neyde Battalgazi ve Karacaoğlu gibi yer­leşme alanları ise fazla planlı değildir.

1970-1980 arasındaki dönemde şehir nüfusundaki artış daha da hızlandı. 1975’te200.000’i geçen nüfus (207.037) 1980’de 300.000’e yaklaştı (281.320). 1978 yılında kurulan Kayseri Üniversitesi (1982’de adı Erciyes Üniversitesi’ne dö­nüştü) şehrin gelişmesini daha da hızlan­dırdı. Nüfus 1985 yılında 400.000’e yak­laştı (373.937). Şehrin güneydoğu ucunda bulunan Erciyes Üniversitesi kampusu, bu kesimde kendisine komşu olan yazlık Talaş yerleşmesiyle Kayseri’yi âdeta bir­birine birleştirdi. Civardaki başka yazlık yerleşmeler de şehirle bütünleşti (kuzey­de Erkilet, güneyde Hisarcık örneklerinde olduğu gibi). Bu çevre yerleşmelerle şeh­rin birleşme eğilimi göstermesinde bu yöne doğru büyüme yanında söz konusu yerleşmelerin de merkez istikametine doğru genişlemesi etkili olmuştur.

198S yılından sonra şehir batıya ve do­ğuya doğru aşırı büyüme eğilimi göster­di. Doğuda Beyazşehir, İldem, Kay-Kop, Mim-Sin toplu konut projeleri ve batıda Ankara istikametinde Bel-Sin projesiyle alabildiğine genişleyen Kayseri 14 Aralık 1988 tarihli 3508 sayılı kanunla büyükşehir statüsüne kavuştu, şehir İçinde Melikgazi ve Kocasinan belediyeleri kuruldu. Aynı adla kurulan iki ilçenin merkezi de şehrin belediye sınırları içindedir. Şehrin merkezî kesiminden doğu-kuzeydoğuya doğru ilerleyen Sivas caddesi bu iki bele­diyeyi ve ilçeyi birbirinden ayırır. 1992yı­lında şehirde mevcut 105 mahallenin alt­mış üçü Melikgazi, kırk ikisi Kocasinan il­çesi sınırları içinde bulunuyordu.

Kayseri, geleneksel sanayi kollarındaki [pastırmacılık, halıcılık vb] etkinlikleri ya­nında günümüzde son derece çeşitlilik gösteren bir sanayi ve ticaret merkezi­dir. Şehrin simgesi haline gelmiş bulunan Erciyes dağının kayakçılık merkezi olması ve kültür varlıklarının çokluğu Kayseri’ye aynı zamanda bir turizm merkezi özelli­ği kazandırmıştır. 1990 yılında 400.000’i aşan nüfusu (421.362), 1997’de 500.00Q’e çok yaklaştı (498.293). 2000 nüfus sayımı­nın geçici sonuçlarına göre ise 500.0001 aştı (524.819)- Kayseri bu nüfusuyla aynı yıl içinde Türkiye şehirleri arasında on birinci sırada bulunuyordu.

Kayseri şehrinin merkez olduğu Kayseri ili Sivas, Kahramanmaraş, Adana, Niğde, Nevşehir ve Yozgat illeriyle kuşatılmıştır. Kocasinan, Melikgazi, Akkışla. Bünyan, Develi. Felahiye, Hacılar, İncesu, Özvatan, Pınarbaşı, Sanoğlan, Sarız, Talaş, Tomarza, Yahyalı ve Yeşilhisar adlı on altı ilçeye ayrılmıştır. 17043 km2 genişliğindeki Kay­seri ilinin sınırları içinde 2000 genel nü­fus sayımının geçici sonuçlarına göre, 1.049.659 kişi yaşıyordu. Nüfus yoğunlu­ğu ise altmış iki idi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait 2000 yılı İstatistiklerine göre Kayseri’de il ve ilçe merkezlerinde 490, kasabalarda 140 ve köylerde 494 olmak üzere toplam 1124 cami bulunmaktadır. İl merkezin­deki cami sayısı ise 278’dir.

  • Kayseri Adı/İsmi Nereden Gelmektedir, Geldi, Gelmiştir, Hakkında Kısa Bilgi
  • Kayseri Şehri (0-1920) -Ekonomi, Nüfus, Fiziki ve Kültürel Ya­pı- Hakkında Bilgi
  • Kayseri (0-1920) Tarihi, Adı, Özellikleri, Hakkında Bilgi

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski