Kayyum Nedir, Ne Demek, Esmaül Hüsna'dan Kayyum Esması, Anlamı

Kayyûm. Allah’ın isimlerinden (esmâ-i hüsnâ) biri.

Sözlükte “doğrulup ayakta durmak, devam ve sebat etmek, bir işin idaresini üzerine almak, gözetip korumak” anla­mındaki kıyam kökünden mübalağa ifa­de eden bir sıfat olup “her şeyin varlığı kendisine bağlı olan, kâinatı idare eden” demektir. Kıyam kökünün ifade ettiği mânaların ilki maddî ve yaratılmışlık unsurları taşıdığından Allah’a nisbet edilmemekte, diğerleri ise ulûhiyyet ma­kamına yakışacak bir muhteva çerçeve­sinde kayyûm ismi içinde mütalaa edil­mektedir. Aynı kökten türeyen kâim sı­fatı iki yerde, makam ve kayyûm da üçer âyette Allah’a izafe edilmiştir. Müfessirlerin çoğunluğuna göre Âl-i İmrân sûre­sinde Allah’ın birliğini vurgulayan âyetteki kâim kelimesi, “her fiil ve buyru­ğunda adaleti ayakta tutup hikmeti gerçekleştiren” manasıyla Allah’ı nitelemektedir. Ra’d süresindeki âyette (13/33) yer alan ve “her canlının fiil ve davranışını sanki tepesinde duruyormuş gibi tesbit edip canlının varlığını sürdüren” anlamına ge­len kâim de tevhid ilkesini pekiştirmekte­dir. “Rabbin huzuruna çıkmak, huzurun­da durmak” mânasındaki makam kelime­si ise buna hazırlanmanın bilincini taşı­yanlara dünya ve âhiret mutluluğunun sağlanacağını ifade eden kompozisyonlar içinde geçmektedir.[İbrâhîm 14/l4;Tâhâ 20/111;Rahmân 55/46] Kayyûm ismi iki âyette [Bakara 2/255; Âl-i İmrân 3/ 2] Allah kendisinden başka tanrı bulun­mayan, hay ve kayyûm olandır” mealinde­ki kelime-i tevhidin sonunda yer almış, bir âyette de kıyametin tasviri sırasında hay ismiyle birlikte lafza-i celâl yerine kul­lanılmıştır.[Tâhâ 20/111]

Kayyûm, doksan dokuz isme yer veren Tirmizî ve İbn Mâce listesine alınmış ayrıca, “Kendisinden başka tanrı bulun­mayan, hay ve kayyûm olan Allah’tan ba­ğışlanmayı talep eder. O’na arz-i halde bulunurum” diyen kimsenin savaştan kaç­ma derecesinde büyük günah işlemiş ol­sa bile affedileceğini bildiren hadiste kelimei tevhid biçimindeki yaygın kullanı­lış şekliyle tekrar edilmiştir. Kelime şekli açısından zengin muhtevalı (mübala­ğalı) sıfat konumunda bulunan kayyûmun eş anlamlısı “kayyâm” da Hz. peygamber’in gece ibadeti sırasında Allah’a arzettiği uzunca bir münacaat metninde “kâinatın yaratıcısı ve yöneticisi” mâna­sında yer almıştır. Esasen Hz. Ömer dahil olmak üzere sahâ-bî ve tabiîlerden bazı âlimlerin Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerinde geçen kayyûm is­mini kayyâm şeklinde okudukları nakledilmektedir. Sözü edilen metin bazı rivayetlerde “gözetip koruyan” anlamındaki “kayyim” şeklinde de kaydedilmiştir.

Kıyam kökünden türeyip Kur’an âyet­leri ve hadis metinlerinde Allah’a nisbet edilen kelimelerden sıfat sığasında olma­yan makam istisna edilirse geride kâim, kayyim, kayyâm ve kayyûm isimleri kalır. Kâim süreklilik arzetmeyen, kayyim ise sebat ve devam özelliği taşıyan sıfatlar­dır. Kayyâm ve kayyûm hem süreklilik hem de mübalağa ifade eder. Bu kavram­ların tamamını göz önünde bulunduran âlimlerin zât-ı ilâhiyye hakkında yaptıkları nitelemeleri üç noktada toplamak müm­kündür: Allah bizatihi kâim ve mevcut olup kimseye muhtaç değildir; bunun bir gereği olarak ezelî ve ebedîdir, her şeyin İbtidâen varolması ve mevcudiyetini sür­dürmesi ancak O’nun yaratması, maddî ve manevî ihtiyaçlarını giderip koruma­sıyla mümkündür. Hz. Peygamber’in ge­ce ibadetinde yaptığı. “Allahım! Bütün övgüler sana hastır. Sen kâinatı ve orada bulunanları yaratan ve yaşatansın (kay­yim). Her çeşit övgü sana lâyıktır. Sen göklerin, yerin ve orada bulunanların hü­kümranlığına mâliksin” anlamındaki ni­yazı da bu anlayışı destekler mahiyettedir.

Kayyûm ismini tasavvufi yaklaşımla yo­rumlayan Abdülkerim el-Kuşeyrî’ye göre Allah’ın bütün nesne ve olayları yönetimi altında bulundurduğunun bilincini taşı­yan kimse, sürekli tedbir alma endişesi ve başkasına boyun eğme zahmetinden kurtulup gönül rahatlığıyla yaşar, böyle bir kimse için dünya Önemsenecek bir de­ğer taşımaz.

“Bizâtihî mevcut, ezelî ve ebedî” şeklin­deki manasıyla kayyûm ismi evvel, âhir ve baki isimleriyle muhteva beraberliği için­de olur. “Kâinatı yaratan ve yöneten” an­lamı çerçevesinde ise kevnî isimlerle açık­layıcı ve tamamlayıcı münasebetine gi­rer. Kayyûm “bizâtihî var olma” manasıy­la sübûtî, her şeyden müstağni oluş yönüyle selbî, kâinatı yaratıp yaşatması açı­sından ise fiilî sıfatlar grubuna girer.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski