Anadolu Selçuklularının Moğollara yenilmesiyle neticelenen ve 1 Temmuz 1243 târihinde meydana gelen savaş. İslâm-Türk târihinde önemli bir dönüm noktası teşkil eden ve Kösedağ Savaşı diye meşhur olan bu savaş Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılmasına sebeb olmuştur.
Selçuklu Devletinin güçlü hükümdarı Alâeddîn Keykubâd’dan Moğollar çekiniyorlar bu sebeple Anadolu’ya saldıramıyorlardı. Alâeddîn Keykubâd’ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu Gıyâseddîn Keyhüsrev zamanında cesâretendiler. Anadolu içlerine doğru seferler düzenlemek için İran’daki Moğol orduları başkumandanlığına Baycu Noyan getirildi. Kafkasya’daki Gürcü ve Ermeni kuvvetlerinden de yardım alan Baycu Noyan, Anadolu Selçukluları üzerine saldırmak üzere fırsat kolladı. Baba İshak İsyânından ve Gıyâseddin Keyhüsrev’in tecrübesizliğinden istifâde ederek 1242’de Erzurum’a saldırdı. Korkunç zulümler ve katliamlar yaparak, Müslümanların mallarını yağmalattı. Bu haberi alan genç ve tecrübesiz Sultan Gıyâseddîn Keyhüsrev 80.000 kişilik ordusuyla Sivas’ta ordugah kurup beklemeye başladı. Sultanın Sivasta olduğunu haber alan Baycu Noyan, buraya hareket etti.
Moğol askerlerinin Sivas’a hareket ettiklerini haber alan Gıyâseddîn Keyhüsrev, kumandanlarıyla istişâre etti. Tecrübeli kumandanlar Sultana silâh ve erzakla dolu olan Sivas’ta kalmasını burada tertibat alıp, yorgun düşen Moğollara karşı harp edilmesini söylediler. Devletin ileri kademesinde bulunan, fakat tecrübesiz ve harpten anlamayan bâzı kimselerin teşvik ve tahriklerine kapılan genç sultan harekete geçti. Sivas’ın seksen kilometre kadar doğusunda bulunan Kösedağ mevkiinde suyu ve otlağı bol olan bir yeri seçerek ordugah kurdu. Burası askerî bakımdan müdâfaası kolay, Moğolların tecâvüzüne imkan vermeyen bir arâziydi.
Dağ geçitleri tutulmuş, düşmanın gelmesi bekleniyordu. Ne yazık ki, sultan yine tecrübesiz kimselerin teşvik ve tahrikiyle müstahkem mevkileri bırakarak düşmanın karşılanmasını emretti. Gâlib geleceğinden emin bir halde tedbire bile lüzûm görmeden ilerleyen genç sultan az sonra Moğol ordusuyla karşılaştı. İlk başta geri çekilen Moğol kuvvetleri dönüş yaparak, Selçuklu öncü kuvvetlerini bozguna uğrattılar. Hiç harp görmemiş tecrübesiz sultan, öncü kuvvetlerinin bozguna uğradığını duyunca ordunun tamâmen yenildiğini sandı. Düşman eline geçmemek için otağını ve hazinelerini harp meydanında bırakıp Tokat’a oradan da Konya’ya doğru kaçmaya başladı. Sultanın harp meydanından kaçtığını henüz duymayan Selçuklu askerleri akşamın geç vakitlerine kadar düşmanla çarpışmaya devam ettiler. Sultanın harp meydanını terk ettiğini öğrenince onlar da çadırlarını bırakarak firar ettiler. Ertesi sabah çadırlarda bir hareket göremeyen Moğollar, bunun bir harp hîlesi olduğunu zannederek çadırlara iki gün yanaşamadılar. 3 Temmuz 1243 (H.14 Muharrem 641) târihinde korka korka çadırlara girdiler. Küçük bir çarpışma ile harp bitti. Seksen bin kişilik Selçuklu ordusu utanç verici bir mağlûbiyete uğradı. Selçuklu toprakları Moğol işgâl ve zulmüne uğradı. Erzincan, Sivas ve Kayseri’yi yağmalayan Moğollar pekçok Müslümanı şehid ettiler.
Kösedağ mağlûbiyetinde sultanı ikna edemeyen güngörmüş vezir Mühezzibüddin Ali Konya’ya gitmeyip Amasya’ya geldi. Moğol kumandanı Baycu Noyan’la görüşme yoluna gitti. Bâzı hususları anlatıp, pekçok hediyeler vererek daha fazla gitmemesini tavsiye etti. Bir müddet Anadolu’nun işgâlini durdurup geri dönmeleri Mühezzibüddin Ali’nin gayretleri sebebiyle oldu. Yapılan sulh antlaşmasıyla Selçuklular Moğollara vergi vermeyi kabul ettiler.
Türk târihinde benzeri görülmemiş olan Kösedağ Bozgunu, genç ve savaş tecrübesi olmayan Selçuklu Sultanı Gıyâseddin Keyhüsre’in fevrî hareketleri neticesinde ortaya çıkmıştır. Daha önce Anadolu’ya girmeye cesâret edemeyen Moğollar, Kösedağ Bozgunundan sonra Anadolu’yu kolayca istilâ etmişler, şehirleri yağmalayıp, Müslüman halkı sivil-asker, kadın-çocuk demeden katletmişlerdir. Bu mağlûbiyet neticesinde Selçuklular Moğollara vergi vermeyi kabul etmişler, iki yüz yıllık Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılışı başlamıştır.
Rehber Ansiklopedisi