Muhammed Zekeriyya Kandehlevi Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Muhammed Zekeriyya Kandehlevi (1898-1982) Cemâat-i Teblîğ’in ileri gelenlerinden, Hindistanlı âlim.

11 Ramazan 131 S’te (3 Şubat 1898) Hin­distan’ın Utar Pradeş eyaletine bağlı Muzaffernagar şehrinin Kandehle (Kândehle) kasabasında doğdu. Babası Muhammed Yahya ilim ve tasavvufla ilgilenen bir aile­ye mensup olup Diyûbend Medresesi’nin kurucularından Reşîd Ahmed Gengûhî’-nin taiebelerindendir. Kandehlevî, ilköğ­renimini iki yaşında iken babasıyla birlik­te gittiği Gengûh’ta tamamladı. Kur’an’ı ezberledikten sonra babasından ve Cemâat-i Tebiîğ’in kurucusu olan amcası Muhammed İlyas’tan Arapça. Farsça ve Urduca bazı temel kitapları okudu. 1910′-da Mezâhirü’l-ulûm Medresesi’ne hoca tayin edilen babasıyla Sehârenpûr’a gide­rek öğrenimini orada tamamladı. 1914-191 S’te babasından Mişkâtü’l-Meşâbîh, Şerhu Mecâni’!-âşâr’ûe İbn Mâce dışın­daki Kütüb-i Sitte’yi okudu ve ertesi yıl hacca gitti. Halîl Ahmed Seharenpûrî’-den Şahîh-i Buharı, Şahîh-i Müslim ve Tirmizî’nin eî-Câmfu’ş-şahîh’ı İle eî-Muvatta’ın Şeybânî rivayetini okudu. Ba­basının vefatından (1916) sonra Mezâhi­rü’l-ulûm Medresesi’nde ders vermeye başladı. Ebû Davud’un es-Sünen’ine da­ir Bezlü’l-mechûd adıyla geniş bir şerh yazmayı düşünen hocası Halîl Ahmed Se-hârenpûrî’nin isteği üzerine onunla bir­likte on yıl sürecek bir çalışmaya başladı. 19Z5’te hocasıyla beraber Medine’ye gi­dince çalışmalarına orada devam etti. 1927’de Sehârenpûr’a döndü ve Mezâhi­rü’l-ulûm Medresesi’nde müdür yardım­cısı, 1954’te müdür oldu. Gözlerinden rahatsızlanıncaya kadar kırk yıldan fazla bir süre (1927-1968) Şahîh-i Buhârîile Ebû Davud’un es-Sünen’in’ı okuttu ve bun­dan dolayı “şeyhü”l-hadîs” unvanıyla anıl­dı.

Kandehlevî ilk tasavvuf! terbiyeyi baba­sından aldı. 1925’te hocası Halîl Ahmed Sehârenpûrî’den Kâdiriyye, Çiştiyye, Sühreverdiyye ve Nakşibendiyye tarikatların­da icazet aldı; tedrîs ve telif faaliyetleri yanında irşad çalışmalarına başladı. Cemâat-i Teblîg’i kuran amcası Muhammed İlyâs Kandehlevî’nin oğ!u ve bu cemaatin lideri, kendisinin de Öğrencisi ve damadı olan Muhammed Yûsuf Kandehlevî’nin en büyük destekçisi oldu. Cemâat-i Teblîğ’in yayılması için çeşitli toplantılar düzenledi, seyahatler yaptı. 1972’de Medine’ye yer­leşti ve tebliğ çalışmalarını oradan yürüt­tü. Kandehlevî 25 Mayıs 1982’de Medi­ne’de vefat etti ve Cennetü’l-baki’da def­nedildi.

Eserleri

Çoğu basılmamış 100’den faz­la eseri olduğu kaydedilen Kandehlevî’nin başlıca çalışmaları şunlardır:

1. Evcezü 7-mesâlik ilâ Muvattai Mâlik. Kandeh­levî, ei-Muvatfa’ın en geniş şerhlerinden biri sayılan bu eserini bazı aralıklarla otuz yılda kaleme almıştır. Mukaddimede ha­dis ilmi ve tedvini, hadis tarihi. İmam Mâ­lik, ei-Mu vatta3 ve nüshalarıyla şerhleri hakkında bilgi verdikten sonra müellif kı­saca kendi hayatını, hocalarını ve isnad-larını zikretmiş, şerhte takip ettiği metot ve kaynakları hakkında açıklamalarda bu­lunmuş, hadis kitaplarında kullanılan te­rimler ve hadis usulüyle ilgili bazı mese­leler üzerinde durmuştur. Kandehlevî, ça­lışmasını Muhammed b. Abdülbâki ez-Zürkânî’nin el-Muvaüa şerhiyle Sehâ-renpûrî’nin Bezlü’l-mechûd’u üzerine bina etmiştir. Râviler hakkında da bilgi veren müellif hadislerin fıkhî hükümleri­ni dört mezhebe göre açıklamış. Mâlikî mezhebi kaynakları yanında Hanefîler’in delillerini de belirtmeye çalışmıştır. Eser ilk olarak altı cilt halinde Hindistan’da ya­yımlanmış, on beş cilt halindeki ikinci neş­rinin ilk üç cildi Kahire’de, diğer ciltleri Beyrut’ta basılmıştır (1974).

2. Haşâ’il-i Nebevi Şerh-i Şemâ’il-i Tirmizî. Tirmi­zî’nin Şemâ’ilü’n-nebî adlı eserinin Ur­duca tercümesi ve şerhi olup Hindistan ve Pakistan’da çeşitli baskıları yapılmış­tır.

3. el-Ebvâb ve’t-terâcim. Şahîh-i Buhârî’nm bab başlıkları ile hadisler ara­sındaki münasebeti tesbit etmek için kaleme alınmıştır.

4. Takrîr-i Buhârî-i Şerif. Şahîh-i Buftârîderslerindeki Urduca tak­rirlerini ihtiva eden eserin I. cildi yayımlanmıştır.

5. Cüz’ü esbabı ihtilâfı’l-eimme.

6. Haccetü’i-vedâc ve cüz’ü ‘umrâti’n-nebî (şallal-lâhu ‘aleyhi ue sellem). Bu konulardaki rivayetleri ve bunlarla ilgili fıkhî hüküm­leri ihtiva etmektedir.

7. Esbâhü sa’âde-ti’1-müslimîn ve şakaö’ihim fî dav’İ’l-Kitâb ve’s-Sünne. Eser Harun Ünal ta­rafından bazı ilâvelerle birlikte Türkçe’ye çevrilmiştir.

8. Târîh-i Mezâhir. Sehârenpûr’daki Mezâhirü’l-ulûm Medresesi’nin elli yıllık tari­hine ait Urduca bir eserdir (Sehârenpûr 1972).

9. Târîh-i Meşâyih-i Çiştiyye. Yine Urduca olan eserde Çiştî şeyhi Halîl Ahmed Sehârenpûrî’den itibaren Çiştiyye tarikatı mensuplarının biyografisi ve­rilmektedir.

10. Yâd-ı Eyyam. Müellifin kendi hayatına dair olan eserin iki cildi basılmıştır.

11. Kütüb-i Fezâ’il per İş-kâlât or unki Cevâbât. Faziletli amellere teşvik amacıyla Cemâat-i Teblîğ’in yayımladığı çeşitli eserlerde yer alan hadislerin bir kısmının mevzu olduğu iddiasına cevap ver­mek üzere yazılmış bir risaledir.

12. Dehli ki Tebliği Ce-mâ’at per çend Umûmî İctirâzât or unki Mufassal Cevâbât. Delhi’de Cemâ­at-i Teblîğ’e yöneltilen eleştirilere verilen cevapları ihtiva etmektedir.

13. Fitne-i Mevdûdiyyet. Kandehlevî, Mevdûdî’nin bazı gö­rüşlerini bu kitapçıkta tenkit etmiştir.

14. Vücûbü ffâ^i’l-lihye.

Müellifin faziletli amellere teşvik ama­cıyla 1929-1964 yılları arasında Urduca kaleme aldığı, Cemâat-i Teblîğ’in tebliğ programları çerçevesinde Tebliği Nisâb adıyla bir araya getirilip birçok defa ya­yımlanan ve çeşitli dillere tercüme edilen eserlerden Iiikâyât-ı Sahabe, FezâHl-i Tebliğ, Fezâ’il-i Kur’ân, FezâHl-i Ra­mazân, FezâHî-i Şalât ve Fezâ’il-i Zİkr, Yusuf Karaca tarafından Ashâb-ı Kiram­dan Örneklerle Müslüman Şahsiyeti adıyla Türkçe’ye tercüme edilmiştir (İs­tanbul 1997). Ayrıca bunlardan Fezâil-i Zikri Hayri Demirci Zikrin Faziletleri adıyla Türkçe’ye çevirmiştir. Kandehlevî’nin yine bu seriden Fezâ’il-i Hac, Fezâ’U-i Sada­kat, Feza’il-i Dürûd-i Şerîf gibi risale­leri de vardır.

Kandehlevî, Reşîd Ahmed Gengûhî’nin hadis derslerinde babasının iki yıl boyun­ca tuttuğu notlan yayımlamak istemiş, bunlardan Sünen-i Tirmizî’ye ait olan takrirler üzerinde 1932-1934 yıllarında çalışarak oluşturduğu eseri kendi haşiye ve talikleriyle birlikte el-Kevkebü’d-dürrîcalâ Câmfi’t-Tirmizîadıyla neşret-miştir. 1956-1968yıl­larında Gengûhî’nin Şahîh-i Buhârî tak­rirleri üzerinde durarak bunları da Lâmi’u”d-derârî^alâ CâmiH’l-Buhârî is­miyle yayımlamıştır.

Müellif. Muhammed Yûsuf Kandehle­vî’nin Emâni’l-ahbâr fî Şerhi Mecâni’l-âşör adlı eserinin basılamayan III ve IV. ciltlerinin el yazısıyla çoğaltılmasını sağ­lamıştır (1974). Aynca Reşîd Ahmed Gen-gûhî’nin hadis takrirleri serisinin Şahîh-i Müslim ile ilgili kısmı kendi gözetimin­de damadı Muhammed Âkil Sehârenpû-rî’nin ta’likleriyle el-Haîlü’1-müihim li-Şahîlı-i Müslim ve Sünen vesâ’îtakrirlerinin 1. cildi el-Feyzü’s-semdc calâ Sü-neni’n-Nesâ’î (Sehârenpûr 1985) adıyla neşredilmiştir.

Daha yeni Daha eski