Dirayet Tefsiri Nedir, Özellikleri, Ünlü Örnekleri, Hakkında Bilgi

"Dirayet tefsiri", İslam terminolojisinde, Kur'an'ın anlamını tarihsel ve akademik bir bakış açısıyla açıklayan bir tefsir türüdür. "Dirayet", Arapça'da "anlama" veya "keskin zeka" anlamına gelir. Bu tefsir türü, Kur'an'ın zahiri (açık) anlamlarını, dilbilimsel ve tarihî bağlamlarını dikkate alarak inceleyerek yorumlar.

Dirayet tefsiri, Kur'an'ın ayetlerinin Arapça dil yapısı, kelime kökenleri, tarihî ve kültürel bağlamları üzerine odaklanır. Tefsir yapılırken, ilgili ayetin indirildiği dönemin sosyal, politik ve kültürel ortamı da göz önünde bulundurulur. Bu tefsir türü, İslam düşünce geleneği içinde akademik bir yaklaşımı temsil eder.


Dirayet tefsiri, İslam'ın erken dönemlerinden günümüze kadar çeşitli İslam alimleri tarafından yapılmıştır. Bu tefsirler, İslam hukuku, dilbilimi, tarih ve kültür alanlarında uzmanlaşmış alimler tarafından yazılmıştır. Dirayet tefsiri, Kur'an'ın anlaşılmasına katkıda bulunur ve ayetlerin çağdaş anlamını belirlemek için önemli bir kaynak olarak kabul edilir.

Kur’ân âyetlerini, âyetler ve hadislerle tefsîr etmekle yetinmeyip dil, edebiyat, din ve çeşitli bilgilere dayanılarak, akıl ve içtihatla yapılan tefsîre denir. Dirâyet tefsîrine re’y tefsîri de denir.

Tarihi eski olmak­la birlikte gelişmesi rivayet metodundan sonraya kalan dirayet metoduna göre yazılmış tefsirlerin ilk örnekleri Mutezile ekolü âlimlerince kaleme alınmıştır. II. (VIII.) yüzyıldan itibaren telif edilen lugavî tefsirleri bu kategori içerisine almak mümkündür.İşârî ve bâtınî tefsirler ge­niş anlamda dirayet yönteminin ürünleri sayılırsa da bunların dirayetin ana çizgisinden farklı özellikleri bulun­maktadır. (TDV İA)

Dirâyet tefsîrinde; kelimelerin etimolojik yapısı, hakikat veya mecaz oluşu, cümlelerin tahlili, emir ve yasakların ne ifade ettiği, sözün bağlamı ve belâğat yönleri dikkate alınır. Müfessir, ilmî gücüne göre âyetleri yorumlar. Dirâyet tefsîrinin makbul olabilmesi için bu tefsîrin, İslâm’ın ruhuna, Kur’ân ve sünnet bütünlüğüne uygun olması gerekir. Aksi takdirde bu tefsîr, ilhadî bir tefsîr olur.

Fahruddin Râzi’nin “Mefâtihu’l-Gayb”, Beydâvî’nin “Envâru’t-Tenzil ve Esrâru’t-Te’vîl”, Nesefî’nin “Medâriku’t-Tenzil ve Hakâiku’t-Te’vîl” adlı eserleri bu metotla yazılan tefsîrlere örnektir. (İ.K.)

Daha yeni Daha eski